Bulunduğum ortam o kadar sessiz ki insan bu sessizliği bozacak bir kelime bile etmeye cesaret edemiyor. Hepimiz bir köşede sadece sessizce oturuyorduk. Hamile olduğuma yeni yeni idrak ederken sevinsem mi üzülsem mi bilemiyordum. Anne olmak nasıl bir şeydi acaba?
''Ne yapacaksın düşündün mü?'' diye soru sorduğun da seda, defne ellerini karnında birleştirip ''bismillah seda daha bir saat yeni oldu pat diye nasıl karar vereyim?'' diye konuştuğum da nihan gözlerini kırpıştırarak ''babana rest çekerken bir dakika da karar verdin ama?'' dediğinde oturup ağlamamak için kendimi zor tuttum.
Gözlerimi devirip ''keser misin nihan!?'' dediğimde seda bu sefer nihandan aldığı gaz ile ''yoook yoook tam sırası! Evet hayatın ile ilgili en büyük kararı bir dakika da verdin bu da hayatın ile ilgili büyük karar ver hadi?'' dediğinde elime yastığı alıp kafasına fırlattığım da ''ikinizde kesin sesinizi! Bu öyle babama kızıp evi terk etmeye benzemiyor! Karnımda bir can taşımak? Nasıl bir duygudur nasıl olur? Bunları bilmiyorum öyle kolay değil o yüzden!'' dediğimde seda ve nihan birbirine bakıp ''tamam haklı olabilirsin ama o şuan senin karnında ve senin onu istemediğini hissedebiliyor'' dediğinde öylece bakakalmıştım.
Gerçekten de onu istemediğimi hissediyor olabilir miydi ki? Ama onu bu dünyama nasıl alabilirdim ki? Düzensiz hayatıma onu alamazdım. Şu sıra hemde hiç. ''Olmaz kızlar olmaz bu düzensiz hayatıma onu alamam! Aldıracağım.'' dediğimde seda ile nihan birden ayağa kalkarak ''yapma defne'' diye aynı andan bağırdıklarında derin bir nefes vererek ''karışmayın'' diyerek oradan ayrılmıştım.
|
''Bilader biz buraya var ya enfes bir bina dikeceğiz! Çok güzel olacak çok!'' deyip ömer'in kolundan tutup ''diyorum ki dikeceğimiz binanın adını defne koyalım mı?'' dediğinde ömer birden durarak onura baktığın da ''defne ne alaka oğlum?'' diye sorduğun da can etraftaki defne ağaçlarını göstererek ''Baksana etrafına her yerde defne ağacı var bence harika bir isim hem uyumlu da olur'' dediğinde can ''pek dikkat etmemişim olur olur'' dediğinde arabaya doğru yol almışlardı.
''Yahu ben acıktım yemek mi yesek acaba bildiğim çok güzel bir balık restorantı var oraya gidelim mi?'' diye sorduğunda can ''abi dünyaları yiyorsun ama maşalah sıska herifin tekisin nereye gidiyor yediklerin?'' dediğinde onur ''kıskanma bilader!'' deyip elini kulağına götürüp ''maşallah'' dediğinde ömer gülerek ''koca karı gibisin be can koca karı gibi!'' dediğinde arabayı sürmeye başlamıştı ömer.
''Ne var yahu?! Ben bizden büyüklerimizin dediklerine inanıyorum ki hep de çıkıyor! Onur kıskançlığından yapıyor'' deyip ömere dönerek ''sen zaten hamur işinin 'h'sini bile yemiyorsun sürekli ot!'' deyip homurdandığında can ''bu sefer de sen kıskanma bilader aramızdaki en taş ömer!'' dediğinde arabadaki herkes gülümsemişti.
Ömer restorantın önünde durduğun da can küçük çocuk gibi mutlu olmuş sevinmişti. Büyükler derler ya erkeği elde etmenin yolu mideden geçer diye can bunun canlı haliydi.
||
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mucize Bir Hayat
Fiksi PenggemarUmut nedir biliyor musunuz? Umut etmek, bir insanın başına gelebilecek en kötü şeydir çünkü acıyı arttırır, diyenler yanlış söylemişler. Umut, acıyı arttırmaz. Çünkü umut etmek son noktadır. Zaten o kadar çok acı çekiyorsundur ki yaşamak için elinde...