''Artık eve gitsek mi? Babam şimdi bizi merak etmesin?'' dediğinde defne gülerek elini karnına koyduğun da ömer de defnenin elinin üstüne elini koyarak ''şimdi bu bizim mucizemimiz mi?'' diye sorduğun da defne ömer'in gözlerinin içine bakarak ''evet bizim mucizemiz'' dediğinde ikisinin de göz bebekleri kocaman olmuş birbirlerine bakıp güllümsüyorlardı.
''Şuan hayatımın hala böyle olduğuna inanamıyorum biliyor musun?'' diye sorduğun da ömer ''bu konuda yalnız değilsin ömer. Bende en az senin kadar şaşkınım. Yani kalp ile akıl arasında kalmıştım. Ama anladım ki bir insanı tanımadan yargılamamak ve kesin konuşmamak gerekiyormuş'' dediğinde ömer muzipçe gülerek ''ben de ön yargılı oldum yani seni dinlemedim ısrar edebilirdim etmedim bende hatalıyım yani'' dediğinde defne gülmeye başlamıştı.
Ne oldu neye gülüyorsun?'' diye sorduğun da ömer ''şuraya baksana nasıl gülmeyeyim ikimizde babamızdan kaçmışız özgürlüğümüze düşkünüz sen beni yanlış anladın ben seni yanlış anladım araya girenler olmasa ben geri adım atmazdım'' dediğinde ömer tek kaşını kaldırıp ''geri adım atmaz mıydın? Hiç mi?'' diye sorduğun da defne ömerin huysuzlandığını gördüğünde şaka yapmaya karar vermişti.
''Evet dönmezdim tabi. Neden döneyim ki? Gözümde kocaman bir egoluydun ve sonuçta neden döneyim ki ben sana '' dediğinde ömer yutkunmuştu. ''Yani ben gelirdim çünkü doktoru almıştım elimdeydi yani'' dediğinde defne şakadan çıkıp ömere bakarak ''nasıl yani murat senin elinde mi?'' diye sorduğun da ömer pot kırdığını anlamıştı.
Hiç kıvırmadan ''evet elimde!'' dediğinde defne ''nasıl ya elinde!? Niye aldın ki? Hadi aldın neden hala elinde! Ay dur ben ne demek aldın ya ne hakla?! Şimdi gitse seni şikayet etse ne olacak? Tabi düşünmedin ki? Neden düşü-'' lafını defne tamamlayamadna ömer elini dudaklarına bastırarak ''defne nefes al! Allah aşkına seni dinlerken ben yoruldum'' dediğinde defne tam konuşacakken ömer tekrar elini dudaklarına bastırdığın da ömer konuşmaya başlamıştı.
''Ya ben işte hamile olduğunu öğrendim tabi onu öğrenmem ile aldırdığını öğrenmem aynı anda olduğu için etksinden hala çıkamamıştım aklıma doktor gelmemişti ilk. Sonra ben gittim doktorun yanına seni sordum konuşmadı ben de misafir ettim o kadar'' dediğinde defne tek kaşını kaldırıp ''bir şey yapmadın demi? Başka bir şey olmadı?'' dediğinde defne ömer'in gözlerine kendi gözlerini dikmiş dik dik bakarken ömer gözlerini kaçırdığın da defne ömerin koluna bir tane vurarak ''sen benden bir şey saklıyorsun! ÇABUK ANLAT!'' dediğinde ömer poflamaya başlamıştı.
''Ya tamam bir iki tane vurmuş olabilirim o da fazla artistlik yaptı'' dediğinde defne birden ayağa kalkarak ''ömer sen bunu nasıl yaparsın? Maganda mısın sen? Beni hemen muratın yanına götür!'' dediğinde ömer kaşlarını çatarak ''senin elalemin herifin yanında ne işin var?! OLMAZ.'' dediğinde defne ''ömer bak onun astımı var kapalı yerde kalamaz nolur. LÜTFEN.'' dediğinde ömer derin bir nefes alarak ''iyi tamam gidelim ama bak temas yok bu sefer cidden vururum!'' dediğinde defne gülerek ''emredersiniz!'' dediğinde arabaya binip yola koyulmuşlardı.
||||
''Ahmet gel seninle biraz konuşalım'' dediğinde bülent ''tamam gel biz mutfağa geçelim'' dediğinde kadınlar yukarı erkekler de aşağıda kalmışlardı. ''Bilader kusura bakma ben senin yuvan yıkılsın istemem'' dediğinde bülent elini ahmetin omzuna koyarak ''zeynep ile konuşacağım halletmeye çalışacağım ama nasıl olacak bilmiyorum'' dediğinde ahmet ''biz neden böyle olduk be bülent'' dediğinde ''çok sevdik ama kavuşamadık be ahmet'' dediğinde elinin tersiyle gözünde ki tek damla yaşı silmişti bülent.
''Siz yanlış kişileri sevdiniz'' dediğinde ahmet ''ben emineyi seviyorum bana bir evlat verdi kahrımı çekti hakkını ödeyemem'' dediğinde bülent elini tezgaha vurarak ''ben zeynebe hiç bir zaman bir eş, arkadaş ve sırdaş olamadım.. Ben sevilmeyi hiç hak etmiyorum'' dediğinde yukarıdan sesler geliyordu.
Bülent mutfaktan çıkıp baktığın da herkes zeybeni durdurmaya çalışsa da zeynep elinde bavul evden çıkmaya hazırlanıyordu. Abisi ekrem de dışarıda onu bekliyordu. Bülent ''zeynep beni dinlemeden çekip gidecek misin?'' diye sorduğun da zeynep ağladığı için makyajı akmış kocasına bakarak ''sen ne zaman benimle konuştun bülent? Daha doğrusu sen ne zaman beni kaale alıp karşına alıp konuştun! Sen şimdiye kadar ne istediysen o oldu. Git dedin gittim gel dedin geldim ama artık yeter! Ben de insanım benim de bir kalbim var bülent! Ama sen ne anlarsın ki senin bir kalbin yok!'' dediğinde bülent zar zor yutkunmuştu. Zeynep giderken bülent konuşmaya başlamıştı.
''Evet ben hiç bir zaman seni dinlemedim, seninle oturup konuşmadım hatalıyım! Ama unuttuğun bir şey var ki sen bana bir evlat verdin. Kaç yıllık karımsın kahrımı çektin! Bir kere bile bana yeter demedin anla beni zeynep kalbim onu çok sevdi'' dediğinde bülent gözlerini kapatıp derin bir nefes almaya başladığın da gözlerini açtığın da zeynep karşısın da bülente bakarak '' iyi işte bundan sonra kalbinde aklında yatağında evinde nikahın o olur! Ben artık yokum!'' dediğinde evde çıkıp gitmişti.
Bülent arkasında baka kalırken bülent ''ölü birini evime yatağıma nikahıma alamam ki zeynep'' demişti sessizce kimsenin anlamadığı bir şekilde. Bülent yıllar önce babasının aklına uyup gittiği için zehrayı hiç bir zaman affetmeyecekti. Bülent zeynebi bırakacak mıydı? Bülentin raconunda bırakmak yoktu. Ekrem ile neler yaşayacaktı merak konusu idi.
Uğur ve hüseyin ''bilader biz zeynebin arkasından gidiyoruz oradan da eve geçeceğiz belki yumuşatırız'' dediğinde bülent kafasını sallayıp ''ben zeynebi birazcık tanıyorsam hayatta dönmez'' dediğinde mutfağa geçmişti. Dolaptan rakıyı çıkardığın da ahmet de karşısında oturmuştu. Emine ''ben size bir şeyler hazırlayayım'' dediğinde ahmet ''tamam'' dediğinde bülent bardakları doldurmuş çoktan ilk bardağı içmişti. ''Bu gece uzun olacak ahmet uzun'' dediğinde bülent sessizce düşünmeye başlamıştı.
|||
''Ben sana ne dedim zeynep ha ne dedim! Bu adamdan sana ne koca olur ne de yaşlandığın zaman bir arkadaş!Ağlama şimdi!'' dediğinde zeynep peçete ile burnunu siliyordu. ''Abi ben onu gerçekten sevdim sen neden böyle yapıyorsun?!'' dediğinde ekrem kardeşine dönerek ''bak şu haline! Yıllarca bir kere gülmedi şu güzeller güzeli yüzün! Seni kimler istedi kimler gitmeden buna varacam dedim! Ne oldu yıllar sonra baba evine geri döndün! Bana bak zeynep sakın bir süre sonra ben evime dönücem deme salmam! Eğer gidersen bir daha abini de göremezsin!'' dediğinde zeynep daha çok ağlamaya başlamıştı.
''Gitmesene ekrem artık kadının üstüne bak bülenti hepimiz biliyorum adam tam bir gurur kumkuması! Zehra onun hayatına girmez yani zehrayı ölse de almaz hayatına yalan söyledi ona çünkü ki bülent zeynebi bırakmaz'' dediğinde ekrem öne eğilerek ''ben ona yıllar önce bir söz verdim. Eğer kardeşim o evden çıkar bana gelirse bir daha onu sana vermem dedim hakkını kaybett zeynep en kısa sürede bülentten boşanacak. Konu burada kapandı!'' dediğinde ekrem herkesi susturmuştu.
Çocukları barıştırmak için birleşmişlerdi ama çocuklar kendi aralarında barışmışlardı. Defne ile ömer şimdi iki yaşlı adamı mı barıştırmak için uğraşacaklar yoksa defne anne ve babasını mı barıştırak için uğraşacak?
Bunların hepsi yeni bölümde :)
VARSA HATAM AFFOLA..
SEVİLİYORSUNUZ :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mucize Bir Hayat
FanfictionUmut nedir biliyor musunuz? Umut etmek, bir insanın başına gelebilecek en kötü şeydir çünkü acıyı arttırır, diyenler yanlış söylemişler. Umut, acıyı arttırmaz. Çünkü umut etmek son noktadır. Zaten o kadar çok acı çekiyorsundur ki yaşamak için elinde...