Rıfat bunlar bir haftadır İzmir'de ne halt yiyorlar? Ne karıştırıyorlar? '' diye sorduğun da Ahmet işaret parmağını rıfata doğru sallayarak ''bana bak onları korumadan söyle canımı sıkma benim!'' dediğinde rıfat gülümseyerek ''cidden bir şey yok efendim gittikleri günden beri hiç marazalık yok işlerindeler hatta 50 Milyon dolarlık istediğimiz anlaşmayı bile yapmışlar'' dediğinde rıfat, arkası dönük olan ahmet birden rıfata döndüğünde şaşkınlığını gizleyememişti.
''Nasıl 50 milyon dolarlık anlaşmayı yapmışlar?'' diye sorduğun da ''benim gönderdiğim yer en fazla 30 milyon dolar civarındaydı?'' dediğinde büyük bir keyifle rıfat ''onur bey başka bir arazi bulmuş başka kişilerle anlaşmışlar sizin işi ömer bey beğenmemiş buraya inşaat olmaz diye reddetmiş'' dediğinde ahmet koltuğuna geçip yayılmıştı keyifle.
''İşte benim oğullarım be attığım oltaya gelmemişler'' dediğinde rıfat yan yan ahmete bakıyordu. ''Nasıl efendim?'' dediğinde ahmet ellerini masaya koyup ''inşaatı uygun olmayan bir yere gönderdim onları ama bizim oğlanlar işi çözmüşler yani sınavı geçtiler artık evlenmeye hazır ve nazırlar'' dediğinde eline sabit telefonu alıp sekreteri aramıştı.
''Kızım bana Melis Aslanı bağla bana'' dediğinde bir dakika süren işlem için bekliyordu. ''Ömer melis ile evlenecek!'' dediğinde hat bağlandığın da ''melis kızım nasılsın?'' diye sorduğun da rıfatı da yanında tutuyordu. ''Bende çok iyiyim kızım bak şimdi kızım ömer ile evlenmenize 3 hafta var biliyorsun işlerini hallet sonra İzmir'e ömerin yanına git nişanlını al gel tamam mı kızım?'' dediğinde melis telefonda mutluluktan havalara uçarken ''ahmet amca biz böyle konuşuyoruz ediyoruz ama ömer benimle evlenmek istemiyor galiba? Hiç aramıyor beni?'' dediğinde ahmetin kaşları çatılmıştı.
''Ben onu işe gönderdim kızım sorumlulukları var zamanı yoktur sende azcık alttan al''dediğinde eli ile rıfata otur işareti yapıyordu. ''Tamam kızım tamam sen hallet düğüne bir iki gün kala git al gel bizim oğlanı görsün elalem'' dediğinde karşılıklı telefonları kapatmışlardı.
''Bana bak ömer ile konuş aklını başına devşirsin Aslanların kızını alacağım ben ona beni onalrla karşı karşıya getirmesin'' dediğinde ahmet, boğazını temizleyerek öksürdüğünde rıfat ''abi bak yalan yok ben ömere söylüyorum ama ömer ben evlenmeyeceğim diyor sen bence kendi kendine gelin güvey oluyorsun hem şimdi aslanların kızı da ne bileyim ömere yakışmaz ya'' dediğinde ahmet derin bir nefes alarak ''rıfat delirtmeyin beni ömere dedim sana aslanların kızını alacağım ne yaparsan yap demedi mi? Ben sözümü verdim o iş olacak!'' dediğinde elinin tersi ile rıfatı dışarı yollamıştı ahmet.
Evlilik konusunda söz vermişti Çakır Aslana şimdi geri dönüşü olmazdı aslında geri dönüşü olurdu ama iş ilişkileri bozulur araları fena halde açılırdı. Aslında ömer babasının karşısına adam akıllı bir kız çıkarsa ben bununla evlenceğim deseydi bu işi bozardı çünkü Çakır ile konuşmuştu bunu. Tabi oğlu karşısına bir kız çıkarmadığı için bu evlilik olacaktı onun nazarında.
|||
''Hüseyin bir hafta oldu bir hafta! Hadi benim kızdan haber yok inat açmıyor telefonu snein kızdan da mı haber yok!'' dediğinde hüseyin oflayarak ''yok yok Bülent!'' dediğinde sedanın babası uğur araya girerek ''fazla mı gittik üstlerine acaba bülent?'' diye sorduğun da ''bana babasına isyan etti defne.'' dediğinde lafı bölünerek Defnenin annesi zeynep araya girerek ''çocukluğundan beri baskı yapıyorsun bülent en sonunda kızımı kaçırdın?!'' dediğinde bülent ellerini yumruk yaparak sıkmıştı.
''Ben kızımın iyiliği için çabaladım zeynep! Her şey onun için! İşe yaramaz bir serseri ile evlenip kendini mahvetmesine izin veremezdim. Defne'nin sahip olduğu servet ne kadar sen biliyor musun? Yetmiyor birde dayısı var tabii'' dediğinde gözlerini devirmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mucize Bir Hayat
FanfictionUmut nedir biliyor musunuz? Umut etmek, bir insanın başına gelebilecek en kötü şeydir çünkü acıyı arttırır, diyenler yanlış söylemişler. Umut, acıyı arttırmaz. Çünkü umut etmek son noktadır. Zaten o kadar çok acı çekiyorsundur ki yaşamak için elinde...