Mucize Bir Hayat

Ben Hamileyim!

Gördüğüm kişi ile donup kalmıştım resmen. Bunun burada ne işi vardı ki? Ah aptal kafam tabiki de babam! Ben babamın bu kadar sessiz kalmasına şaşmıştım zaten. Mutlaka bir atak yapması gerekiyordu ki yaptı da! Hayır şimdi ben ne halt yiyecektim? Bir yandan da ömer bana bakıp duruyordu. Yukarı tükürsem bıyık aşağıya tükürsem sakaldı. 

''Kızlar buranın havası bozuldu artık buradan gidelim!'' deyip biran durup restoran sahinine döndüğümde ''sizi de unutmadım!'' dediğimde tam çıkacaktım ki ayı vedat kolumu tuttu.Ben şimdi buna ayı dedim ama aramızda kalsın bu eskiden çok tıfıl ve kiloluydu ne ara atıldı da bu kadar fit oldu tartışılması gereken bir konuydu. Aman defne sanane adamın fitliğinden! 

Kaşlarımı çatıp vedatın yüzüne baktığım da ''sen! O elini derhal üzerimden çek zira senin için çok kötü olur?!'' dediğimde sanki ben duvara konuşuyor muşum gibi davranmaz mı? Gel de bir tane indirme suratının orta yerine!

''Defne neden burada olduğumu biliyorsun değil mi?'' dediğinde lanet gelsin biliyorum ama senin şuan o çeneni kapaman lazım yoksa ömer her şey i anlayacak da diyemediğim için tek çarem vardı. 

''Tamam konuşalım ama burada değil'' dediğimde ömere bakmıştım. Vedat da bunu anladığın da ''seni rahatsız mı ediyor?'' diye sorduğun da gözlerimi devirerek ''ne münasebet! O kim ki beni rahatsız edebilir?!'' dediğimde kim vurgusunu gözlerinin içine bakarak yapmıştım. O da bunu anlayacak ki ''hanım efendiyi tanımıyorum ama size sabır diliyorum çünkü kendisi tam bir manyak!'' dediğinde kılıçlar çekilmişti. 

Gözlerimi kısıp sinirle burnumdan soluduğum da ''Asıl ben sizi tanımamakla mesudum zira o boyunuzdan büyük egonuz ve kibirli hallerinize daha fazla katlanamazdı gözlerim!'' dediğimde saçlarımı ömere doğru sallayıp istemeye istemeye vedatın koluna girerek korumaları yıkıp girdiğim içeri kedi gibi bir aslan ile çıkmıştım. 

Dışarı çıktığımızda vedat gevrek gevrek sırıtıyordu galiba bu hareketimi yanlış anlamıştı. Memnuniyetle olayı yanlış anladığını anlatmaya kalkıştığım da şöyle bir baktığım da restorantın uzağında olduğumuzu görmüştüm. 

''Birden kolundan çıkıp olduğum yerde kalarak ''demin senin koluna girip çıktıysam orada o adamın egosunu yerle eksan etmek içindi sakın başka şeyleri kafanda kurma!'' dediğimde vedat'ın suratı değişmişti. Bana dönüp ''ne yani içeride ki bir oyun muydu?'' dediğinde elimi alnıma koyup güldüğümde ''beni kendinle karıştırma vedat! Sana ümit verici bir konuşma yaptığımı hatırlamıyorum alt tarafı koluna girdim o kadar!'' dediğimde vedatın bu kadar düşeceğini tahmin etmemiştim. 

''Biz seninle evlenecektik'' dediğinde ellerimi göğsümde birleştirerek ''seninle nikah dairesine gidip gün aldığımı, davetiye baktığımızı veya gelinlik baktığımızı hatırlamıyorum?'' dediğimde ukala bir tavırla seda ile nihana bakarak ''bunlar olacaktı bu iki arkadaşın araya girmeseydi?!'' dediğinde vedat elim ile sedayı susturmuştum çünkü buna ben cevap vermeliydim.