''Oku emine hanım oku benim deli kardaşım için de oku! Bana sabır dile'' dediğinde emine hanım duasını bitirip dünürüne döndüğünde ''ne oldu zeynepcim neyin var'' dediğinde emine dizlerini döverek konuşmaya başlamıştı zeynep. ''Daha ne olsun ki deli abim ile uğraşıyorum gene taktı bu kadını kafasına'' dediğinde seda ve nihanın anneleri mutfaktan elinde tepsi çay ve böreklerle gelerek ''ay zeynep şu işi anlatacaktın bir türlü anlatamadın anlatsana bir'' dediğinde emine hanım elinde ki Kuran-ı duvara astığın da baş örtüsünü katlayp çekmeceye koyarak içeri girdiğinde ''evet dünürüm bende soracaktım o gün gittik ya bir şeyler oldu orada'' dediğinde zeynep ''oturun da anlatayım'' dediğinde meleğe dönerek ''ve çayımı da öyle anlatayım'' dediğinde herkes yerine oturup zeynebi dinlemeye başlamıştı.
''Benim abim biliyorsunuz devlet adamı o yüzden pek kalabalık ortamlara girmeyi sevmez o yüzden bu sürekli bir yere gider küçük ama saygın bir mekandır. O yüzden ben de hiç ses çıkarmazdım sonra anladım ki abimin neden sürekli gittiğini bir kadın bulmuş kendine. Şarkıcı'' dediğinde emine böğreğini yerken ''kız sen şarkıcı diye mi istemedin?!'' dediğinde kader hanım araya girmiş ''kız zeynep ne var şarkıcı ise ne güzel mesleğini yapıyor hem sesi de güzlemiş'' dediğinde zeynep hanım susturarak ''ayol ne alakası var şarkıcılıkla bunun, mesela başka hemde çok başka'' dediğinde melek ''eeee çatlatma yılların ekremi kime sevdalandı da sen müsade etmedin'' dediğinde emine ile kader gülmeye başlamıştı.
''Reca ediyorum gülmeyin cidden mesele çok ciddi'' dediğinde emine hanım yardımcısına seslenerek ''zeliha? Bize kek getirir misin biraz'' dediğinde zeliha hanım mutfaktan çıkarak ''tabi hanımım hemen'' dediğinde zeynep devam etti. ''İşte bu sürekli gidiyor haftanın dört günü orada diğer günler iş için Ankaraya gidiyor yoksa her gün oradan çıkmıcak. Neyse!'' dediğinde biri geliyordu.
''Emineee!'' dediğinde emine hanım ayağa kalkarak yanına gittiğinde ''anne? Geleceğinden haberimiz yoktu hoş geldin? Deseydin karşılardım seni'' dediğinde yaşlı kadın şöyle bir içeri bakındığın da ''yok kızım yok adamlar getirdi işte beni senin misafirler mi var?'' dediğinde emine hanım gülümseyerek ''dünürlerimiz anne'' dediğinde yaşlı hanım ''aaa bizim delinin kaynanası mı?! Ayy tam zamanında geldim desene bende tanışmak istiyordum hayırsız oğlum torunumun evleneceğini yeni söyledi'' dediğinde içeri girdiğinde ayakta karşılaşmışlardı.
''Anne bu zeynep hanım defne kızımızın annesi'' dediğinde yaşlı kadın gülümseyerek ''demek benim kara kuzumu evliliğe ikna eden o deli kızın annesi sensin ah çok memnun oldum tanıştığımıza bende Hayriye, Hayriye İplikçi!'' dediğinde zeynep hanım hayriye hanımın elinin üstüne elini koyarak ''çok memnun oldum hayriye hanım bende'' dediğinde seda ve nihanın annesine bakmıştı hayriye hanım.
''Bu hanımlarda kader ve melek hanım ama onlarda dünürlerimiz olacak gibi anne onur ve can'' dediğinde hayriye hanım kahkaha atarak ''hay aklınızla bin yaşayın emi! Demek bizim oğlanlar tohuma kaçmayacak neyse ki birinden torun göreceğim'' dediğinde hepsi gülmeye başlamışlardı.
Hayriye hanım baş köşeye oturduğun da zeliha hanım hemen büyük hanıma da servis açmıştı. Emine ''ay annem geldi kaynadı sizin şu abiniz meselesini anlatın siz hem annem bu konularda iyidir taktik verir'' dediğinde hayriye hanım ''aaa nedir konu deyin bakalım'' dediğinde zeynep hanım anlatmaya başladı. ''Abim bir kadına sevdalandı ama bu sevda onun gözünü kör etti delirdi'' dediğinde hayriye hanım ''evlendir evlenemediği için öyledir rahatlar'' dediğinde herkes elini ağzına götürüp güldüğünde ''aaa neden gülersiniz bakın bizim deli oğlana her gün maşetlerdeydi okurdum gazetelerden bak buldu kendine birini rahatladı'' dediğinde kader, melek, zeynep ve emine hanım onayladığın da ''erkekler gevşektir her gün birini ister ama bir erkek seviyorum diyorsa onu evlendircen'' dediğinde emine hanım ''doğru dersin anne bak ömer artık haberlere çıkmıyor'' dediğinde hayriye omzunu silkerek ''bu kadının yaşı geçmiş neler görmüş var bir bildiğimiz'' dediğinde zeynep hanım konuşmaya devam etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mucize Bir Hayat
FanfictionUmut nedir biliyor musunuz? Umut etmek, bir insanın başına gelebilecek en kötü şeydir çünkü acıyı arttırır, diyenler yanlış söylemişler. Umut, acıyı arttırmaz. Çünkü umut etmek son noktadır. Zaten o kadar çok acı çekiyorsundur ki yaşamak için elinde...