''Ömer iyi ki alıp götürdün beni yoksa cidden kafayı yiyecektim'' dediğimde ömer gülerek bana sarıldığın da ''daha önce yapmam gerekiyordu bunu hem sen artık bu işlere karışmıcayacaksın'' dediğinde memnuniyetle sırıttığım da hala aklım evlenme teklifindeydi.
2 hafta kalmıştı evlenmemize ama hala teklif yoktu hazırlık yaptığını da görmemiştim. Tamam biz biraz hızlı davranıp direk çocuk yapmış olabiliriz ama onun bana evlenme teklifi etmemesin göstermez! Her genç kızın hayallerinden biridir bu.
Ben böyle düşüncelere dalmış düşünürken ömer arabayı durdurmuş bana baktığını gördüğümde hemen konuşmaya başlamıştım. ''Aşkım sen ne zamandır böyle bana bakıyorsun?'' dediğinde ömer sanki aklımı okuyor gibiydi. Yüzüne bakıp gülümsediğimde ''aşkım?'' dediğimde ömer boğazını temizledikten sonra ''gelinlik içinde hayal ettim seni de gerçekten prensesler gibiydin'' dediğinde gülümsemeye başlamıştım.
Ömer bizim ile ilgili çok güzel hayaller kurduğun da ben böyle sanki onun karşısında eriyorum bir bakıyor ya bana böyle yanaklarını sıkıp sevesim geliyor. Yüzüme en güzel ve samimibir bakış kondurduğumda ''ömer ya sen böyle söyleyince benim içim kıpır kıpır oluyor biliyor musun?!'' dediğimde ömer sanki üç yaşında ki bir bebeği seversin de yüzünde öyle bir bakış ah işte öyle yüzüme bakıp ellerini yüzüme kapatıp sevdiğinde ''seni kimseler görmesin tek ben göreyim, kimseler sevmesin sadece tek ben seveyim istiyorum'' dediğinde ben salak salak sırıtmaya başlamıştım.
Şuan ne evlilik teklifi ne de nerede yaşıyacağımız umurumdaydı. Ömer olsun yanımda çadırda bile yaşamaya razı bir durumdaydım ki de aşk da böyle bir şey değil miydi. Sevdikten sonra kur soğan ekmek bile sana et yermişsin gibi gelmez mi?!
''Defne güzelim hadi gel yemek yiyelim'' dediğinde birden afallanmıştım. ''Ömer sen benim iç sesimi mi duyuyorsun aşkım?!'' diye çok salakça bir soru sormuştum. Hayır yani salak sen milyonlarca kez içinde saçma salak şeyler düşünüyorsun adamın bunları duyduğunu düşün aman düşünemedim kapa kapa!
Ömer gülmeye başladığın da ben ellerimle yüzümü kapatırken ömer ellerim ile kapattğım yüzümü ellerimden başlayıp yüzüme kadar öptüğünde ''ben senin her şeyini seviyorum en çok da bu salakça hallerini'' dediğinde utanmıştım.
''Seni artık tanıyorum defne yani bakışlarından ne istediğini artık bilebiliyorum ve genel de de hiç yanılmıyorum'' dediğinde ben şok. Hayır bu adam beni bu kadar çok iyi tanıyorsa hala evlenme teklifini beklediğimi de biliyor olmalıydı. Gözlerimi belerte belerte ömere dönerek ''Madem beni tanıyorsun demin aklımdan ne geçti?!''dediğimde bir denemek gerekiyordu zira eğer bilirse ömer'in yanında nihan ile gözlerimizle konuşmayı kesmem gerekiyordu.
Ömer sakallarını kaşıdıktan sonra muzip bir gülüş atarak gözlerini kapatması ile dudaklarıma yapışması bir olmuştu. Beni öperken fısıldadı ''seni bilmem ama seni öpmem gerektiğini ben düşünüyordum'' dediğinde gözlerini tekrar kapatarak beni öptüğünde gülmüştüm. Oh be beni duymuyor en azından anlamıyordu.
''Biraz daha burada durursak ben normal yemek yerine seni yiyeceğim ama'' dediğinde kızmış gibi yüzüne bir tane vurarak ''tamam tamam hadi gidelim'' dediğinde ben hemen inmek için kapıyı açmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mucize Bir Hayat
FanfictionUmut nedir biliyor musunuz? Umut etmek, bir insanın başına gelebilecek en kötü şeydir çünkü acıyı arttırır, diyenler yanlış söylemişler. Umut, acıyı arttırmaz. Çünkü umut etmek son noktadır. Zaten o kadar çok acı çekiyorsundur ki yaşamak için elinde...