Sabahın köründe kalkan hayriye hanım bastonunu yere vura vura evde ki herkesi kaldırdığın da ahmet ilk şu tepkiyi vermişti. ''Ana daha kargalar kahvaltısını etmemiş ne istersin? Hadi bir şey istersin neden vurursun bastonunu?'' ahmet konuşmaya devam edecekken hayriye hanım bastonunu oğluna fırlatarak ''akılsız oğlum yarın torunum evleniyor hazırlıklar bitti mi belli değil! Ben gelin ile ailesi ile tanışamadım. Yemek yenecekti oğlum sen beni delirtecek misin?'' diye soru sorduğun da ahmet oğluna dönüp ''gör ula gör! Hem senden ötürü! Adam akıllı olmadı ki hiç bir şeyin! Anam geliyor bana çatıyor'' eline terliği alıp ömer'e fırlattığın da babaannesinin arkasına saklanmıştı ömer.
Ahmet'in eli havada kaldığın da anası tek kaşını kaldırıp ''eee vur bakayım vur anaya kalkan el nasıl kırılıyor'' Ömer ellerini babaannesini omuzuna koyup yanağından öperek ''sen hiç merak etme hayriye sultan ben bugün seni defnelere götüreceğim hem defnenin de babaannesi gelmiş oturur konuşursunuz işte'' deyip sarıp sarmaladığında torununa kucağını açıp yan gözle de oğluna bakarak ''zamanında az senin arkanı toplamadım baban duymasın diye şimdi torunuma elleşme kırarım o elini! Her ne yaparsa yapsın ben arkasındayım. Atacak değiliz ya'' torununa sarıldığın da bir köşede duran onur ve canı göründe kollarını açıp ''gelin bakayım buraya uşaklarım benim'' dediğinde ikisi de koşarak sarılmışlardı babaannelerine.
Ahmet dirseği ile emineyi dürterek ''bak görürsün demi? Bunlar ne halt yerse yesin anam arkalarında olduğu sürece benim bu evde babalığım geçmez!'' deyip ellerini havaya kaldırıp sinirli bir şekilde ayaklarını yere vurarak odaya geri çıkmıştı.
Emine hanım alkış yaparak ''aferin oğlum sana babanı gene delirtmeyi başardın'' kayın validesine bakıp ''ya anne hadi bu sıpa yapıyor bari koruma sonra ahmete kızıyorsun ne biçim babasın diye sen bu sıpayı korursan nasıl akıllanacak? Sen yapma bari'' diye konuştuğun da hayriye hanım noktayı koymuştu.
''Zamanında yediği haltları sor bakayım sonra dönsün oğluna baksın hayta! Sen git hazırlan dünürlere gideceğiz'' dediğinde emine hanım el mahkum yukarı eşinin yanına gitmişti. Onur, ömer ve can da emine hanımın arkasından baktıktan sonra üçü birleşip babaanelerini kucağına alarak ''sultansın sen sultan'' deyip şımarttıklarında hayriye hanım terliğini üçüne de değdirdiğinde ''sizi koruyorum ama dayak da atarım ona göre'' deyip terliğini ayağına geçirdiği gibi giyinmeye odasına gitmişti.
Ömer babaannesinin arkasından baktıktan sonra can ve onurun yanına giderek ''bilader hadi gelin sizi de nihan ve seda ile everelim çifte düğün olsun lan'' diye konuştuğun da can ve onur birbirine bakarak yüzlerini bir ekşitip bir güldüğünde ömer'in yaptığı şaka ciddiye gittiğini gördüğünde ellerini ikisininde omzuna koyup ''ulan annem haklıymış be! Siz bunlara gönlünüzü kaptırmışsınız'' diye bağırdığın da onur ömer'in ağzını eli ile kapattığın da can ''kes ulan kes ne tutulması! Öyle sen şeyyapınca işte öyle'' cevap vermişti.
Ömer başını sallayarak dalga geçtiğinde diline düşmüşlerdi. Onur ''bilader biz daha evliliğe hazır değiliz. Yani yuları bir kere kaptırdın mı eyvaaah! Yok biz böyle iyiyiz'' can lafın yarısında konuşmaya başlamıştı. ''Evet yanların da mutluyuz. Vakit'in nasıl geçtiğin bile anlamıyoruz ama o kadar yani. Evlilik çok başka bir boyut oğlum bir de çocuk filan..'' onur ellerini açıp ''yok ulan yok kalsın ben istemiyorum bekarlık sultanlık'' diye konuştuğun da ömer ''aşk; yanında saatin geçtiğini anlamamaktır'' deyip güldüğünde ellerinin arasında kayıp odaya kaçtığın da onur ile can öyle kalmışlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mucize Bir Hayat
Fiksi PenggemarUmut nedir biliyor musunuz? Umut etmek, bir insanın başına gelebilecek en kötü şeydir çünkü acıyı arttırır, diyenler yanlış söylemişler. Umut, acıyı arttırmaz. Çünkü umut etmek son noktadır. Zaten o kadar çok acı çekiyorsundur ki yaşamak için elinde...