Herşey Senle

954 90 50
                                    

SATIR ARASI YORUMLARINIZI BEKLİYORUM :)


|||

İplikçi ve Topal Ailesi bir masa etrafında birleşmiş yemeklerini yerlerken kimseden ses çıkmıyordu. Masanın bir başında iplikçilerin büyüğü Murat masanın diğer ucunda Topal ailesinin büyüğü Demir. 


Defne ile ömer birbirlerine bakıp bu sessizliğe bir anlam ararken defne bu sessizliği bozmuştu. Dedesinin elini tutarak ''dedeciiim iyi ki geldin! Gelmeseydin eğer bir yanım eksik olacaktı'' gülümseyerek dedesine baktığında demir torunana bakarak ''Güzel kızım benim.. Sen benim biricik tek torunumsun tabi ki de geleceğim'' elini sıkıp karısı hasret hanıma bakarak ''merak etme bundan sonra buradayım. Dönmeyeceğim'' dediğinde hasret hanım şaşırarak kocasına bakmıştı. 


Demir kısık kısık öksürerek ''evet çocuklar benim tasvip etmediğim bir şey yapmışlar. Bülent ile konuştum bu konuyu defne benim torunum. Benim canım. Ne yapmış olursa olsun torunumun arkasında olduğumu aynı şekilde bülent'in de kızının arkasında olmasını söyledim. Sonuçta günahıyla sevabıyla torun bizim. Yarın da evlenerek bu konuyu kapatıyorlar'' gülümseyerek ömer'e  dönüp  ''torunum benim her şeyim. Benim malım mülküm her şeyim onun. Bu saatten sonra hep mutlu olun. Birbirinizi hep sevin ama en önemlisi saygı duyun. Aşk evliliği yapıyorsunuz. Daha çok toysunuz. Torunumu üzersen ben de seni üzerim delikanlı haberin olsun!'' göz kırpıp  yemeğine kaldığı yerden devam etmişti. 


Hasret hanım ''Demir her zaman defneyi koruyup kollamıştır. Hatası olsa bile ama defne bizim torunumuz. Tek torunumuz güzel geçinin'' diye eklediğinde demir peçete ile ağzını silerek ''hatasıyla da sevabıyla da torun benim torunum. Koruyacağım tabi. Önceden yaptığım hataları şimdi yapmayacağım! Ben sevmenin ne demek olduğunu bilirim.'' kızına bakıp ''gençliğimde tek bir hata yaptım oda büyük bedeller ödememe yetti.'' karısına dönerek ''artık hataları telafi etme vaktidir!'' diyerek konuyu kapatmıştı. 


Murat İplikçi soğuk suyu bir dikişte içtiğinde konuşmaya başlamıştı. ''Evet haklısınız demir ağa. Böyle şeyleri pek tasvip etmem ailemizde olamaz ama gelin görün ki torunum bir halt yemiş ve sahip çıkmıştır. Sahip çıkmama gibi bir durum olsaydı benim çiftenin tadına bakacaktı'' ciddi halini bozmamıştı. 


Demir ağa tek kaşını kaldırıp onaylarcasına ''eğer öyle bir şey olsaydı kol kırılır yel içinde kalırdı gene torunumu kimselere ezdirmezdim. Bizi istemeyeni biz hiç istemezdik babam hep böyle derdi bana. Şimdiye kadar hiç eğilmedim. Hata yaptım geri dönmedi. Pişman oldum gerş dönmedim keşke dedim ama dönmedim'' torununun elini tutup ''defnem de aynı benim gibidir. Çok benzer bana. O yüzden defne benim gözdemdir'' diyerek torununa gülümsemişti demir. 


''Eskiler hep böyleydi üstad. Şimdikilere bakıyorum da hiç senin anlattığın gibi değiller. Eskiden aşk'ın yanında gurur vardı. Şimdikilerde eser yok. Evleneceğim gün babam geçti karşıma 'bak evlat aşk güzeldir ama bir o kadar da çok tehlikelidir' o zamanlar anlamamıştım ne demek istediğini ama yıllar geçtikçe anladım. Seven iki insan kavuşmalı'' demir gözleri kızına dalmıştı. 


Kızına bakarak ''biraz geç oldu biraz demiyeyim aslında baya bir geç oldu ama'' melek babası ile göz göze geldiğinde ne demek istediğini anlamış gibiydi. ''Baba?'' diyerek sözünü kesmeye çalıştığında demir elini havaya kaldırıp ''sözümü kesme melek.. Yıllar önce yapmam gereken şeyi yapacağım. Seni sevdiğin adam ile evlendireceğim tabi sende hala istiyorsan. Bu yaşlı kalbim senin mutlu olduğunu görmek istiyor'' defne gülerek dedesinin elini tutup halasına bakarak ''hala duydun mu? Dedem ne diyor?'' dediğinde babaanne araya girmişti. 

Mucize Bir HayatHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin