İKİZLER ORMANI:KARARSIZLIK

Kararsızlık-48

AMARI
     Sırtımı Ulfred'in huzur verici bedenine yaslamıştım.Beni korurcasına güçlü kollarını bedenime dolamıştı.Sarılışı bile yorgunluğumu alıp götürüyordu.
      Uykuya dalmadan önce nefesini kulağımda hissederek titredim  "Seni sonsuza dek seveceğim"
      Yaklaşık iki saatlik dinlenmenin ardından odalarımızın önünde buluştuk.
       Yuonne sırtını duvara yaslayıp kollarını göğsünde buluşturdu.
       "Eee şimdi ne tarafa gideceğiz?"der demez duvarda belirli noktalar teker teker yanıp söndü.
        Archer,Yuonne'nin bileğinden tutup kendi eliyle birlikte duvara bastırdı.
        Şans bizden yana görünüyordu.
        Dustan çarpık gülümsemesiyle "Hadi ne duruyoruz,gidelim"dedi.
        Duvarlardaki ok işaretleri yolu bize Archer ve Yuonne'nin göstermesi gerektiğini ifade ediyordu.
        "Amari!"Laina'nın sesini duyar duymaz arkama döndüm.
        "Baba"Kurtarmıştı onu.
        Laina soru sormama fırsat vermeden telaşla "Çok fazla vaktimi yok.Durmayın öyle koşun"demesiyle sembolleri takip ederek son hızımızla koşmaya başladık.
        Biz koştukça arkamızda bıraktığımız yerler çöküyordu.
        Babam çıkan gürültünün içinden sesini duyurmak için bağırdı."Karşımıza uçurum çıkacak.Bir an bile düşünmeden atlayın.Bana güvenin,hiçbirinize zarar gelmeyecek!"
        Annemin babam hakkında söylediklerinden sonra içimdeki küçük kız ona güvenmemekte ısrar ediyordu.Ama bu sefer tek şansımız buydu.
        Gruptakilerin benden onay beklediğini hissedebiliyordum.Tüm gücümle bağırarak "Atlayın!" dedim.
         Sanki zaman yavaşlamış gibiydi.Ağır çekimde zemine doğru çekiliyorduk.Başımı yukarıya kaldırdığımda bu bölgenin dairesel formda korunduğunu gördüm.
         Ayaklarımı yere değince zaman eski haline dönmüştü.
         Genna gözlerini kocaman açarak "As önce ne oldu öyle?" Diye sordu.
         Bu sorunun cevabı babamda saklıydı. "Senin sayende peri kız.Burası senin sihrinle korundu"
          Genna kollarını iki yana açtı "İyi de amcacım ben sihir yapmadım"Arkadaşım yine agresifliğini konuşturuyordu.
          Babam samimi gülümsemeyle yanıt verdi "Sen perisin.Orman seni bekliyor.Geleceğini onlara haber verdim ve onlarda senin gücünle bizleri korudu"
            Laina aceleyle etrafa talimatları vermeye başladı "Hepiniz çember oluşturun.Genna sen ortaya geçiyorsun.Hayır oraya değil kanat sembolünün olduğu yere" O an yere baktığımda aslında hepimiz için birer figür belirlendiğini farkettim.
             İşlenmiş beyaz kurt Ulfred'i,iç içe geçmiş ok ve yay işareti Archer ile Yuonne'yi,kızıl kurt Radolf'u,onun yanında duran yıldız Birdena'yı,parlak bir şekilde belirgin olan ay annemi,kanatları açık u harfini anımsatan yarasa babamı ve Ulfred'in hemen yanında aydan daha parlak görüne in dolunay ve yanlarında birleşen simetrik hilaller beni yani Tanrıça'yı simgeliyordu.
              Hepimiz yerlerimizi aldıktan sonra Genna'ya odaklandık.

GENNA
             Perilerin etrafıma doluşmaya başladığını görüyordum.Yüzlerce belki binlerce rengarenk küçük perilerdi bunlar.
             Etrafımda şarkı söylüyorlardı.
             "Onlara gözlerini kapamalarını söyle.Diyara gidiş yolunu görmeleri yasak"
            "Peki ya ben?"
            Hep bir ağızdan tatlı tatlı konuşmaları çok hoşuma gidiyordu.
             "Sen bir perisin.Görebilirsin"
            Söylediklerine uyarak arkadaşlarıma döndüm. "Gözlerinizi kapatın."Saçlarımı savurarak da ekledim "Ben hariç" Sevimli bir kahkaha attım "Çünkü periyim"
 
AMARI
              Kuş cıvıltılarının sesini duyunca gözlerimi açtım.Hepimiz hayretle etrafı inceliyorduk.
               Sevinç kahkahalarımız yankılanıyordu.Aynı anda mutluluktan "Periler Diyarı'nı bulduk!"diyerek çığlık attık.