Kararsızlık-30

251 24 2
                                    

                     21.BÖLÜM

                        AMARI

  Odada Ulfred ile ben kalmıştım.Acaba beni duyuyor muydu?Gözyaşlarım istemsizce akmaya başladı.Uzunca bir süre ağladıktan sonra uyuyakaldım.

  Rüyamda bir şey ötüyordu ,ne olduğunu bilmeme rağmen aklıma gelmiyordu.Sonra birden gözlerimi açtım.Lanet olsun!Koşarak kapıyı açtım.Boğazımı yırtarcasına bağırıyordum"Doktor!Doktor!"

  Doktor yanında iki hemşireyle koşarak geldi.Beni dışarı çıkardılar.

  Cama yapışmış doktorun Ulfred'in kalbini çalıştırma çabasını izliyordum,olmuyordu.

  Cama yapışıp "Hayır!"diye haykırdım"Hayır!"

                      ULFRED

  Karanlık bir sonsuzluğa düşüyordum.Sonu aydınlık olmayan bir karanlığa...Geride bıraktığım insanlar vardı.Hepsi ağlıyordu.Bayan Abigail,annemden bile daha çok sevdiğim kadın,benim tombişim,her kahvaltıdan önce tombul yanaklarını bana yaptığı poğaçalar için öpmeyi özleyecektim...Annem,her ne kadar soğuk ve otoriter biri olsa da yine de benim annemdi,onuda bir bakıma seviyordum.Amcam,onun malikanesinde kalıyordum.Gece annemden izinsiz bara gittiğimde her seferinde annemin gazabından o kurtarıyordu beni.Ona minnettardım ve borcumu ödeyemeden ölüyordum.Bu insanları çok seviyordum.Fakat hiç biri beni hayata bağlayacak kadar değerli değildi.

  "Biri hariç"arkamı döndüm.Karanlık olduğu için konuşanın kim olduğunu göremiyordum."Gerçekten seni hayata bağlayacak kimse yok mu?"dedi alay edercesine.

  Haklıydı,biri vardı;Amari...

                     22.BÖLÜM

                         AMARI

  Doktor odadan çıkmıştı.Radolf ile ben hemen doktorun yanına gittik.Radolf,benim sormama fırsat bırakmadan Ulfred'in durumunu sordu.

  Doktor şaşkınlıktan zor konuşuyor gibiydi"Bunca yıllık doktorluk  hayatımda ilk defa böyle bir şeyle karşılaşıyorum.Hastanın bütün organları buna beyni de dahil kendini yenilemiş.Hepsi yeni doğmuş bir bebeğinki kadar mükemmel.Birkaç saat içinde uyanır."dedikten sonra gitti.

  "Ama bu..."ne söyleyeceğimi bilemiyordum.

  "Bu harika bir haber"Bayan Abigail sevinçten ağlıyordu.

  "Hey,bir şey mi kaçırdım"Dustan elinde iki bardakla gelmişti.Anında Dustan'a sarıldım."Amari dur elimde kahve var"

  "Ulfred birkaç saat içinde uyanacakmış kuzen"Dustan Ulfred'i sevmemesine rağmen benim için sevinmişti.

  "Bence bunu kutlamamız lazım.Ulfred uyanmadan önce hazırlıklara başlayalım.Ha bu arada ben Radolf"Radolf Dustan'a elini uzattı.

  "Sana adını sorduğumu hatırlamıyorum"Dustan bir anda saldırganlaşmıştı.

  "Dustan tamam"dedim.Ortalığı yumuşatmaya çalışıyordum.

  "Demek adın Dustan,tanıştığımıza memnun oldum Dustan"Radolf ukalalık taslayarak Dustan'ın damarına basıyordu.

  "Bak adın her neyse..."

  "Radolf"Aha şimdi ölmüştü.Dustan sözünün kesilmesinden nefret ederdi.İlk başta kafasını yana çevirerek güldü sonra ani bir hareketle Radolf'un çenesine yumruk attı.Radolf darbenin etkisiyle yere düştü ve çenesini tutarak ayağa kalktı.

  "Dövüş eğitimi mi aldın çok güçlüsün"

  "İstersen bir tane daha atabilirim.Kuzenimden uzak dur.Bu sana ilk ve son uyarım"

  Kolumdan tutup beni de peşinde sürükleyerek kantine götürdü.

  "Kim bu adam?"

  "Ulfred'in dostuymuş güya"dedim.

  "Bak o çocuktan hiç hoşlanmadım"

  "Bunu biraz önce gösterdin zaten"

  "Amari ben ciddiyim"dedi.Dustan ilk defa bu kadar ciddileşmişti.

  "Vay canına bu tarihe geçmeli"

İKİZLER ORMANI:KARARSIZLIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin