Kararsızlık-39

240 20 2
                                    

                      30.BÖLÜM

                          AMARI

   Ulfred ile köşkün önünde durmuş girsek mi girmesek mi diye düşünüyorduk.Ben arabada kalmanın daha uygun olduğunu düşünüyordum tâ ki arabanın kapıları durduk yere kilitlenene kadar.

   Önden köşkün giriş kapısını açarak içeri girdim.

   "Sen ne yaptığını zannediyorsun Amari?Dikkatli ol,arkama geç" Bu erkeklerin 'erkeklik gururu' denen şeyleri beni sinir ediyordu ama yine de korumacı tavırları hoşuma gitmiyor değildi.Söyleneni yapıp Ulfred'in arkasından yürümeye başladım.Kaybolmamak için el ele tutuşmuştuk.

   Evin içi dışına göre daha eskiydi.Ayrıca ateş böcekleri dışarıyı aydınlattığı gibi içeriyi aydınlatamıyordu.Vampir olduğum için karanlıkta çok net görebiliyordum fakat Ulfred'in iyi görebildiğini pek zannetmiyordum.

   "Ulfred,el fenerine ihtiyacın var mı?"

   "Burası çok karanlık değil,gerek yok o yüzden"

   O bir kurtadam seni gerizekalı!

   "Bir şey mi dedin?"

   "Hayır"Bundan sonra düşüncelerime daha fazla dikkat etmem gerekiyordu.

    Yavaş ve temkinli bir şekilde ilerliyorduk.Koridorların duvarlarında korkutucu,boş tablolar asılıydı.

    Koridorun sağındaki kapıdan içeri geniş bir odaya girdik.

    Ulfred alaycı bir şekilde "Sanırım burası salonumuz"dedi."Bu arada dikkat et yerdeki tahtalar çürük olabilir"

   Salonun ortasında Fransız Rokoko stilinde ahşap el oymalı koltuk takımı yanlarında Renaissance bebek figürlü bir çift ahşap sütun vardı.Köşeye Rönesans stili Fransız maun bir çift koltuk ortalarına ise heykel figürlü yine Rönesans stili maun dolap konulmuştu.Koltuk başları iki büyük heykelle ,ayakları ise sarmaşık kaplı ağaç dalını anımsatan şekillerle süslenmişti.

     Ulfred bagajdan aldığı örtüleri yatmamız için yere sererken bende salonu dolaşmaya devam ettim.Bu evdeki her şey model olarak çok eskiydi;koltuklar,dolaplar,tablolar,...Koltuklarla uyumlu tamamı bronz olan,sedef oymalı aynalı,duvara montelenmiş gaz lambası sehpasının üzerine konulmuş,gövdesi işlemeli,ayakları aslan ayağı olan dört ayak üzerinde aslan başları figürleştirilmiş ürkütücü bi' gaz lambası vardı.Bu ev kaçıncı yüzyıla aitti?

      Sanırım 17.-18. yüzyıla ait.

     "Ev-vet yer yatağımızda hazır!"Onun bir şeyi başardıktan sonraki heyecanlı halini çok seviyordum.Çocuklar gibi seviniyordu.

    Alaycı bir edayla "Vay canına çok rahat bir yatağa benziyor"dedim.

    Güldü."Elimden gelen bu hanımefendi.Hadi gel,çok yorgun görünüyorsun."Kendimi gerçekten yorgun hissediyordum,üzerime bir ağırlık çökmüştü.

     Yer yatağına doğru ilerleyip Ulfred'in yanına oturdum.Üzerimi örtüp başımı omzuna yasladım.Kendimi onun kollarında güvende hissediyordum.Kolunu belime koyup sıkıca sarılmıştı bana.Uzun bir süre sessiz kaldık.

      "Amari"

      "Efendim"

      "Sence televizyonu nereye koyalım?"

      "Karşı duvara monteleyebiliriz"

      "Koltukları da karşısına koyarız"

İKİZLER ORMANI:KARARSIZLIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin