Intikam Oyunu

2.2K 50 2
                                    

Ne sabah ama! Erken uyanmaktan nefret ediyorum. Sabah sabah hangi densiz beni arar ki? Telefonu elime aldım, arayan Yağız'dı. Yağız benim yeni sevgilim. Çok karizmatik ve yakışıklı biri. Tanrım... Gülüşü çok etkileyici. Ama bu hiçbir şeyi değiştirmez. Uykumu bölmek mi? Buna kimse cesaret edemez. Sinirle telefonu elime alıp cevapladım:

"Ne var Yağız?" dedim.

"Sana da günaydın sevgilim" dedi. Bu çocuk beni mi deniyor acaba?

"Sabah sabah neden aradın? Umarım geçerli bir nedenin vardır!" Bi çırpıda söyledim bunu. Bana kızmayın lütfen. Uykumun bölünmesinden nefret ederim ve o beni uyandırdı. Sabah sabah atarlı olmam çok normal değil mi? Yağız bir an afalladı fakat çabuk toparladı:

"Sadece sesini duymak istemiştim." dedi. Aman ne tatlı!

"Peki, öyleyse duydun. Şimdi uykuma dönüyorum mümkünse daha normal bir saatte ara." dedim ve kapattım. Telefonun ekranından saate baktım. 8 mi? Şaka mı bu? Sabah daha sadece sabahın 8i ve beni mi arıyor? "Şansını fazla zorluyorsun bebeğim. Daha birkaç gündür beraberiz sana bu cesareti veren de ne?" diye geçirdim içimden. Her neyse şu an bunu düşünmekle uğraşamam. Uykum beni sıcacık kollarına çağırıyor. Cumartesi günüyle sabah 8 de aramak mı?? Tamam tamam uyuyorum. Düşündükçe sinirleniyorum. Uyanmamı bekleyebilir bu konu, öyle değil mi? Başımı sıcacık yastığa gömdüm ve kendimi uykunun kollarına bıraktım...

Uyandığımda saat 11 olmuştu. Hemen kalktım tuvalete gidip yüzümü yıkadım. Gözüm aynadaki yansımama takıldığında gözlerimin şişmiş olduğunu fark ettim. Hadi ama! O kadar çok uyumadım ki! Odama geçip telefonuma baktım. 5 mesaj. Mesajlara girdim. Mesajların 4ü Yağız'dan gelmişti. 1i de Fırat'tan. Ilk önce Fırat'ın mesajını açtım:

"Günaydın güzellik :) bu saatte uyuyor olduğunu düşünüp aramadım. Beni ara ;)" mesajı okurken istemsiz olarak gülümsedim. Fırat benim tribünden arkadaşım. 3 yıl önce fanatik taraftarı olduğum Fenerbahçe'nin kombinesini almaya başladım. Bir aile dostumuzun da kombinesi vardı ve onun bulunduğu tribünden aldım ben de kombinemi. Stadı avucunun içi gibi bilirdi. O eğer oradan aldıysa orası mükemmeldir. Fırat da bizimle aynı tribündeydi. Ilk zamanlar maça gittiğimde herkes garipseyerek bana bakıyordu. Anlamıyorum hiç mi futbol aşığı bir kız görmediler?! Her tezahürata avazım çıktığı kadar bağırarak eşlik ettiğim için bütün tribün bana bakardı. Sanki kütüphanedeyiz. Utanmasalar "şşşttt sessiz olur musunuz lütfen!!!" diye çıkışacaklar bana. Her neyse Fırat da arada dönüp bakardı bana. Ama o farklı. Onun bakışları biraz daha farklıydı. "hahh geldi yine bizim deli :D" der gibi bakıyordu ve bu hoşuma gidiyordu. Sezon ilerledikçe tribündeki abilerle tanışmaya başladım ve tabi o arada Fırat'la tanıştım. Iyi çocuktur, muhabbeti iyidir. En önemlisi zamanlaması iyidir; aramaması gereken zamanda arayıp uykumu bölmez. Uykumu bölmek demişken, Yağız'ın mesajlarına da bakmalıyım. Fırat'ın mesajından çıkıp Yağız'ın mesajlarının üzerine tıkladım.

"aşkım?"

"bir sorun mu var?"

"neden kızdın ki?"

"cevap verir misin artık?"

'neden kızdın ki?' mi?? Ben rüyamda mı dedim acaba uyuyorum diye? Şimdi işin yoksa bir saat laf anlat. Mesaj yazmakla olmaz şimdi rehbere girip ismine tıkladım. Ilk çalışta açtı. En sevimli ses tonumu takındım:

"Günaydın sevgilim",

"Günaydın mı? Bu saatte mi? Meraktan öldüm kaç saattir nerelerdesin Duru?!" tamam bu biraz fazla sert oldu. Kavga etmek istemiyorum ama sinirlenmeye başlıyorum o az önce bana mı çıkıştı?!

"Sana uyuyacağımı söylediğimi sanıyorum. Hay aksi! Söylemedim mi yoksa sevgilim?" aferin Duru masum kedi ses tonunu da takındın. Mükemmel. Yağız hemen yumuşadı:

"Söyledin hayatım, ben sadece... Sen öyle tepki verince... bir sorun var sandım. " Sizce de çok sevimli değil mi? Kesinlikle öyle.

"ahh ne sorun olabilir ki. Sadece yorgundum. Biliyorsun, bütün hafta okul yüzünden erken kalkıyorum. Haftasonunu fırsat bilip dinlenmek istemiştim." müthiş rol yapıyorum. Okulu bırakıp tiyatroya mı başlasam acaba?

" Kusura bakma bebeğim düşünemedim." düşünseydin banane. Ona öyle demedim tabi ki.

"Sorun değil sevgilim. Akşam bi şeyler yapalım mı?" dedim hemen. Evde oturmak bana göre değil.

"Harika fikir. Işlerimi bitireyim seni ararım."

"Tamam canım görüşürüz. "

"görüşürüz aşkım". Zavallı, cumartesi günü bile çalışıyor. Onun adına üzülüyorum. Yağız'a karşı tavırlarım biraz garip gelmiş olabilir size. Yağız'a aşık değilim. Sadece çıkıyoruz işte. Zaten benim ilişkilerim uzun sürmez. Bağlanmayı sevmiyorum. Hem sanırım fazla zor biriyim.

19 yaşındayım. En uzun ilişkim bi ay sürmez. Çok saçma bahanelerle ayrılabilirim. Yeter ki ayrılmak isteyeyim. Ciddiyim. Bu alanda yaratıcılığım zirvede. Güzel bir kızım. Peşimde çok sayıda erkek var. Biriyle çıkıyorum sıkılınca diğerine geçiyorum sonra diğerine... Ne? Onlar yapınca iyi de ben yapınca mı kötü. Hak ediyorlar. Yalan mı?

Yağız da onlardan biri. Kısa bir süredir birlikteyiz. En fazla 2-3 gün. Hoş bir çekiciliği var. Bugün canımı sıkmış olsa da aslında yanında fena vakit geçirmiyorum. Her neyse Fırat'ı aramalıyım. Benden telefon bekliyordu.

Merhaba sevgili okuyucularım. Bu benim ilk hikayem. Çok kısa bir süredir buradayım ve bir hikaye de ben ekleyeyim dedim. Yazmayı seviyorum. Eğer yorum yaparsanız beni çok mutlu edersiniz. Olumlu ya da olumsuz, size ihtiyacım var şekerlerim. Her neyse bu ilk bölümdü. Umarım seversiniz...

Intikam OyunuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin