Tören boyunca gözlerim iki sıra yanımızdaki Eymen'lerin sınıfındaydı. Arka sıralardaki yerini almış arkadaşlarıyla sohbet ediyordu. Ben burada Acaba yazdığımı okuduğunda ne düşündü? diye kara kara düşünürken o arkadaşlarıyla gülüşüyordu.
Eymen'in tavrından dolayı sinirlerim zıpladığından sınıfa çıkarken Yasemin hocanın yanına gidip bugünkü çalışmada yer alamayacağımı bildirdim. İlk başta izin vermek istemese de 'Bugünkü derslerim önemli kaçırmak istemiyorum' diye diretmem sonucu kabul ettirebildim. Ertesi gün için bir kaçış planım yoktu. Ama en azından bugün için Eymen'le muhatap olmaktan kaçınabilmiştim.
Serap ve Kadir'i dün yalnız bıraktıktan sonra ne olduğuna dair en ufak bir fikrim bile yoktu. Serap'ı aramıştım ama telefonuna cevap vermemişti. Bu yüzden sınıflarına gidip yüz yüze görüşeyim diyerek onların katına indim. Ama unuttuğum nokta Eymen'le sınıflarının yan yana olmasıydı.
Eymen'i kapı önünde arkadaşlarıyla görünce anında arkamı dönüp sınıfıma kaçtım. Serap'a ise acil bizim sınıfa gelmesini söylediğim bir mesaj gönderdim.
"Dün o kadar aradım. Neden cevap vermedin?"
"Kadir'e dediğin gibi hissettiklerimi söyledim. O da reddetti"
"Şey.. Böyle olacağını biliyorduk. En azından artık senin duygularının farkında" deyip elimi elinin üstüne koydum.
"Benimle arkadaş olmak istemediği söyledi. Bu şekilde yüzüme bakamazmış" dedi burnunu çekerek.
"Ağlama, lütfen. Bir yolunu buluruz. Hem o kesip attı diye bitecek bir arkadaşlık mı sanki sizin ki? Üzülme ya" dedim çantamdan peçetemi alıp uzatırken.
Serap kendini topladıktan sonra "Ben sınıfa gideyim" deyip kalktı. Bende "Kadir'e beni diğer arada arka bahçede beklemesini söyler misin?" dediğimde gözleri fal taşı gibi açıldı. "Merak etme. Sizle ilgili bir şey konuşmayacağım. Ben size dair bir şey bilmiyorum" deyip dudaklarımın üzerinde fermuar varmış gibi çektim. Çarpık bir gülümseme yollayıp "Tamam" diyerek ayrıldı.
Serap gittikten sonra İsa yanıma gelip elimi tuttu. "Üzülme küçük kız. Senin kurtarıcın ben olacağım" deyip sırıttı. Bende suratına bir tane geçirip "Üzülmenin nedeni olmayayım, şebek" dediğim sırada Volkan arkamızdan şarkı söylemeye başladı.
Tarkan'dan sen üzülme gülüm incinme parçasını duygusal duymaya eminim ki hepiniz alışkınsınızdır. Ama bunu bizim sınıftan dinleme şansınız olsa eminim gülme krizine girerdiniz. Volkan'ın başlattığı olaya Bahar, Elif, Kader, İsa ve Bilal'de eklenince kendimi tutamayıp gülmeye ve onlara eşlik etmeye başladım.
Arka bahçedeki çardağa oturmuş Kadir'i bekliyordum ki elinde iki çayla çıka geldi.
"Dün sinemadan sonra gitmek zorunda kalman kötü oldu. Beraber vakit geçiremedik" dedi otururken.
"Kadir seninle konuşmam gereken şeyler var"
"Bu ne ciddiyet? Bir sorun mu var?"
"Beni dün konusunda yanlış anladığını düşünüyorum"
"Nasıl yani?"
"Kadir sana daha öncede bir ilişki istemediğimi, seni sadece arkadaş olarak gördüğümü söylemiştim. Sinema davetini de arkadaşın olarak kabul ettim. Bundan yanlış bir sonuç çıkarmanı istemezdim. Ama hareketlerin maalesef bana durumun bu olduğunu gösteriyor" dediğimde
"Arkadaş öyle mi?" kızgın bir tonda.
"Evet" deyip yüzümü yere eğerek "Gerçekten çok iyisin. Ama ikimiz arasında bir şeyler eksik. Birbirimiz için doğru kişiler olduğumuzu sanmıyorum" dedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hala Unutamadım
ChickLitBirini sevmek, bu duyguyu kabullenmek ve itiraf etmek ne kadar zor olabilirdi? Asya için zordu, hatta imkansızdı. Çünkü o aşkı; izlediği dizilerden, okuduğu aşk romanlarından ibaret sanıyordu. Sonra o çıktı karşısına... Tüm dünyasını alt üst eden b...