Ne ara ayağa kalkıp onun boynuna sarılıp ağlamaya başladığımı bilmiyorum. Bir süre sonra bana kızgın bakışlarla bakan Eymen’i fark ederek kendimi topladım. Gözyaşlarım hala akmaya devam ederken
- Projeymiş.. Pisliksin.. Neden?... Haaa Neden geleceğini söylemedin?. Neden bu kadar zaman sonra döndün? diyerek omzunu yumruklamaya başladım.
- Güneşim.. Az sakin ol.. Gücünün farkında değilsin sanırım omzumu çökerttin deyip yumruklarımı tutunca gülmeye başladım..
- Seni ne kadar özledim haberin var mı? deyip tekrar sarıldım.
- Ben de seni
- Abime hemen haber vermeliyim. Eminim onu görmeden gidersen bir daha yüzüne bile bakmaz
- Bilmez miyim? Haberi var. Birazdan burada olur deyip beni öpmeye başladığı sırada İsa yanımıza geldi.
- Asya senin abimi yumruklaman bittiyse ve abi seninde öpücüklerin bittiyse artık oturalım mı? deyince masaya geçtik. Kıvanç, Eymen’e bakıp
- Aramıza yeni arkadaşlar katılmış dedi İsa’ya sorar gözlerle bakıp.
- Ben Eymen. Asya’nın erkek ar… derken hemen araya girdim.
- Eymen.. Benim münazara grubundan arkadaşım deyip masanın altından Eymen’in elini sıktım.
Abim, eğer bir erkek arkadaşım olduğunu öğrenirse anında annemlere yumurtlar ve beni soru yağmuruna tutardı. Hatta ‘Daha kaç yaşındasın? Ne haltlar yiyorsun?’ diye beni azarlardı. En kötüsü bunları Eymen’in önünde söyleyip beni yerin dibine sokardı. Sonrasında Kıvanç diğerleri ile muhabbete başladı. Eymen kulağıma eğilip
- Biraz dışarı gelir misin? Hemen.. dedi. Sonrada herkesle vedalaştıktan sonra yanımızdan ayrıldı. O çıktıktan bir süre sonra lavaboya gidiyor bahanesi ile bende alt kata indim.
- Eymen az önce öyle demek zorundaydım.. Kusura bak.. lafımı tamamlayamadan Eymen patladı. Kızacağını biliyordum ama gözlerinden alevler ve burnundan duman çıkaracak kadar olmadığı düşünmek istemiştim.
- Erkek arkadaşın olduğumu söylemek bu kadar zor mu? Yoksa aklında hala soru işaretleri mi var? Ya da onu görünce aslında beni sevmediğini falan mı anladın?
- Tabi ki hayır. Söylemezdim. Çünkü…
- Asya!.. Peşinden koşan, adımları atan, seni sevmeye zorlayan taraf gibi görünüyorum.
- Eymen öyle değil ben..
- Ne?.. Ne o zaman? Ne bu durum? Bana beni sevdiğini hiç söyledin mi? bir düşünür müsün?
- Eymen.. ben..
- Ne Asya? Ne ben? Gerçekten seni anlayamıyorum. Gerçekten beni sevip sevmediğinden emin olduğunda konuşalım
deyip arkasını dönmüş merdivenlere yönelmişken merdivenlerden abimin geldiğini görünce hemen Eymen’i kolundan tutup kenara çektim.
- Ne oluyor? diye bağıracakken ağzını kapadım. Abimin yukarı çıktığından emin olunca elimi çektim.
- Bu yaptığında neyin nesi? deyip beni kendinden uzaklaştırdı.
- Konuşmama izin verseydin böyle köşeye çekmek zorunda kalmazdım seni. Abim geldi. Yukarı çıkmalıyım şimdi. Başımdaki şu olaylardan kurtulur kurtulmaz seni arayacağım. O zamana kadar kafanda bir şeyler kurup durma dedim kızarak
- Ne demeye çalışıyorsun? Telefonum çalmaya başlayınca
- Gitmeliyim. Akşam seni arayıp her şeyi açıklarım. Bana ve ilişkimize güven ne olur deyip yanından ayrıldım. Üst kata çıkınca abimle kucaklaştıktan sonra cam kenarına geçip Eymen’in gidişini izlemeye başladım. Arkasını bile dönüp bakmamıştı ve çıkar çıkmaz önüne gelen ilk taşa iyi bir tekme atmıştı. Onun bu halini görmek içimi yaktı. Akşam aradığımda umarım her şey için geç olmaz demekten kendimi alamadım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hala Unutamadım
ChickLitBirini sevmek, bu duyguyu kabullenmek ve itiraf etmek ne kadar zor olabilirdi? Asya için zordu, hatta imkansızdı. Çünkü o aşkı; izlediği dizilerden, okuduğu aşk romanlarından ibaret sanıyordu. Sonra o çıktı karşısına... Tüm dünyasını alt üst eden b...