27

3.6K 161 9
                                    

İsa kollarındaki baygın kızı ofisindeki odaya taşımıştı. Eymen’in o adama neler yapacağını biliyordu. Bu yüzden ofise geri dönmeyeceğinden neredeyse emindi. 

Asya gözlerini açtığında İsa bileklerini kolonya ile ovuyordu.
"Neden buradayım." 

"Sadece bayıldın. Şimdi iyi misin?"

"Sanırım. Oradaki olanlar neydi? O çocuğa bir şey olmadı değil mi?"

"Sen düşünme bunları"

dediği sırada Kara odaya girmişti. “İsa? İyi misiniz?”diye sordu. İsa “evet” dercesine başını salladı. Ama bu daha çok Kara'yı görmenin verdiği şaşkınlıktı. Asya, İsa’dan destek alıp ayağa kalkacakken Kara, kızı izliyordu. Kara, başını yana eğip dikkatle kızın yüzünü ve bedenini inceledi. Tekrar gözleri kızın yüzüne çevrildi.

Kızda tanıdık bir şeyler vardı. Ama bu görüntü, tanıdık görüntüye fazlasıyla uzaktı. Bir anda kızı elinden tutup kendine doğru çekti. Kızın etrafında dönmesini sağladı. “Ne yapıyorsun?” diye bağırdı Asya öfkeyle. “Bıraksana beni” Kara, kıza cevap vermedi. “Deli misin be adam?” dedi. “Bak! Derdin ne bilmiyorum ama İsa’nın arkadaşıyım. Bu yüzden bırak beni” dedi Asya kararlılıkla. Kara, kızın dediklerimi umursamadan “Bununla ben ilgilenirim İsa” dedi. “Ne saçmalıyorsun be adam. İsa sende konuşsana” dedi Asya kızarak.

“Senin ilgilenmen gereken daha önemli işler vardır. Ben bırakırım kızı” dedi İsa. Asya şaşkın bakışlarla İsa’ya bakıyordu. “Beni kimsenin bırakmasına gerek yok. Yolu biliyorum” deyip kapıya doğru bir adım atmıştı ki Kara kolundan tuttu.”Benim sözümün üzerine söz söylenmez. Bunu aklınızda tutun küçük hanım” dedi.

Asya ne kadar elinden kurtulmaya çabalasa da kurtulamıyordu bu sert bakışlı adamın. İsa “Kara, seninle konuşmam gereken şeyler var. Kızı bırak gitsin” dedi. “Kızı evine bıraktıktan sonra da konuşabiliriz ortak” dedi ve Asya’yı peşinde sürüklemeye başladı. “Bırak… Bırak lanet olası” diye bağırıyordu Asya elinden kurtulmak istercesine. Ama bu asi tavırlarının Kara’nın daha çok hoşuna gittiğinin farkında değildi.

Kara kavgadan sonra içinde kaynayan öfke kazanını nasıl durduracağını bilemezken kızı görünce içindeki o kazan durulmuştu. Kızda kendisini sakinleştiren bir taraf vardı. Tanımadığı bu kıza çekiliyordu.

“Bak! Derdin ne bilmiyorum ama kendim gidebilirim eve.” Kara, yine onu umursamadan yoluna devam etti. Değişik markalarda olan arabaların arasından beyaz Citroen marka arabanın yanında durdu.

 “Ben götüreceğim.” dedi Kara kızın korkmasına neden olacak bir kararlılıkla.Asya inanamaz bakışlarla Kara’ya bakıyordu. Tanımadığı adam kendisini eve bırakmaya karar vermişti ve elinden bir şey gelmiyordu.

Kara kızı umursamadan çekiştirerek arabanın etrafından dolanarak yolcu kapısına doğru ilerledi. Kapıyı açtı; “Atla.”dedi kıza sinirle. Asya’nın ağzı şokla açıldı. Sonra sinirle çenesi titredi.

“Sen kim oluyorsun da bana ne yapacağımı söylüyorsun?”

“Atla dedim.”diye diretti Kara.

“Manyak mısın sen?”

“Biraz.”dediğinde Asya ani şokla baktı Kara’ya. Adam kendisine sormadan onu eve götürmekten bahsediyordu üstelik manyak olduğunu da kabul ediyordu. Onun arabasına binmesini nasıl bekliyordu ki?

“Seni tanımıyorum, sapık olup olmadığını nereden bileceğim.” Kara, o ana kadar kızın söyledikleri ile ilgilenmiyordu. Son sözlerinin üzerine dönüp kızın gözlerinin içine baktı. Bir an için kendisini içine çeken o büyülü gözler onu sersemletti.

Hala UnutamadımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin