İş yemeğinin kötü geçmesinden sonra Kara soluğu kulüpteki ofisinde almıştı. İsa, onun bugün dönmeyeceğini düşündüğünden rahattı. Ama anlık gelişen bu durum tüm planlarını bozmuştu. Aşağıdaki partinin maskeli olmasına o an dua etti. “Ne oldu? Konuşma pek de iyi geçmedi galiba” dedi İsa. Kara cevap verecekken gözü, bir anlığına masasında bulunan ve güvenlik kameralarının her anı takip edip yansıttığı ekranlara gitti.
Tekrar İsa’ya dönecekken bir görüntü dikkatini çekti ve kaşlarını çattı ve ekrana daha dikkatle bakmaya başladı. Dans eden insan yığınının ortasında dikkatini çeken tek kişi, kırmızı renkli sırtı V şeklinde gelen bir kıyafet giymiş bu zamana kadar gördüğü en ayartıcı bedene sahip olan genç kız çekmişti.
Kız, kalabalığın arasında çabucak fark edilebiliyordu. Kara, İsa’nın sorularını artık duymuyordu. Eli, fareye uzandı ve bir tıkla ekrandaki figürleri büyüttü. Yüzünde küçük bir gülümseme oluştu. İsa’nın dikkat kesilip ona baktığının ve artık konuşup durmadığının farkında değildi. Gülümseyen bir yüzle ekrana biraz daha eğildi ve dans eden genç kızı dikkatle izlemeye başladı.
Genç kız, müziğin ritmine kendini kaptırmış gibi dans ediyordu. Narin elleri, partnerini sararken Kara, kızın dans ettiği şarkıya odaklandı. Şarkı ağır bir ritimle ilerliyordu. Genç kız, sanki müzik sadece onun için çalıyor gibi ve etrafındaki tüm insanları unutmuş gibi, hareket ediyordu. Kara’nın gülümsemesi biraz daha genişledi. Fareye bir kez daha uzandı ve ekranda sadece genç kız kalmıştı.
Genç kızın, kıvrımlı hatlarına baktı. Müzikle birlikte sağa sola kıvrılıyor, elleri adeta havada süzülüyor gibi hareket ediyordu. Dağınık saçları o hareketlendikçe sallanıyor, dansına eşlik ediyordu Genç kızın bedeni hafif hareketlerle sallanırken gözlerini ondan alamıyordu. Kızın dansı Kara’yı hiç beklemediği bir anda tahrik etti. Sinirleri bozulup kaşlarını çattı. Engel olamadığı bir hoşnutlukla ve keyifle onu izlerken bedenine yavaş yavaş yayılan tarifi imkânsız bir arzunun sinyalini aldığında gözlerini genç kızdan ayırmadan önce, ekranı eski haline getirdi. Ve bir anda, onu hayranlıkla izleyenin sadece kendisi olmadığını anladı. Genç kızın çevresindeki kalabalığın yavaş yavaş arttığını ve tüm gözlerin ona çevrildiğini anladığı anda bedeninde yayılan şiddetli arzunun yerini derin bir öfke aldı.
Ne yaptığının farkında olmadan, onu şaşkınlıkla izleyen İsa’yı umursamadan ayağa fırladı ve ofisin kapısına doğru öfkeli adımlarla ilerledi. Ofisten hışımla çıkıp, merdivenleri süratle indi. Kanatlı kapıları şiddetle iki yana doğru ittirdi. Kalabalığa aldırmadan, insanlara omuz atarak, ittirerek ilerledi. Kızı, ekranda bıraktığı yerde hala dans ederken buldu. Kısa bir an ona ve beklemediği bir anda bünyesine ani bir arzu yayan kıvrımlı bedenine baktı. Sonra, öfkeli gözleri çevresinde onu izleyen aç gözleri süzdü. Hiç düşünmeden harekete geçti. Birinin maskesini çıkarıp yüzüne geçirdi ve kızın yanına bir kaç adımda vardı.
Boğuk bir sesle “Dans et benimle” diye mırıldandı. Bakışları sanki yabancı değildi. O gözler sanki yıllar önce gitmesini istemediği o güzelliğe aitti. Ama bu imkânsızdı. O kız dövme yaptırmazdı, saçları sarıydı ve yabancı birinin dokunuşu maruz kaldığında titrerdi. Ama karşısındaki kızın sol omzunun arkasında çamura bulanmış bir güneş dövmesi vardı. Saçları koyu kestane ile karamel karışımı bir tondu. Yani sevdiği kızın tam aksiydi. Ama onu çeken bir şeyler vardı. Uzun zaman sonra hissettiği bu duygudan korkan Kara şarkının bitmesi ile kızın yanından tek kelime etmeden ayrıldı.
Ofise girdiğinde hemen telefonunu eline alıp Asude’yi aradı. “Nasılsın?” diyerek açmıştı telefonu kadın. “Evde misin?”demişti telaşla Kara, kadının bir saate eve geçerim demesi üzerine yarım saat ofiste vakit öldürmeye karar verdi. İmzalaması gereken belgelere göz atmaya başladı. Çıkışa doğru ilerlerken gördüğü boğuşmaya aldırmadan ilerleyebilirdi. Ama yine o lanet dürtü onu engelledi ve kızı o durumda görünce öfkesine engel olamadı. Adama ardı arkası kesilmeyen yumruklar atarken bir an kızın varlığını bile unutmuştu. Kızın bir şeyler mırıldandığını duyuyor ama kendini kaptırdığından algılayamıyordu. İsa, kızı garaja indirdikten sonra yanına gelip sıkı bir yumruk atarak durmasını sağlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hala Unutamadım
ChickLitBirini sevmek, bu duyguyu kabullenmek ve itiraf etmek ne kadar zor olabilirdi? Asya için zordu, hatta imkansızdı. Çünkü o aşkı; izlediği dizilerden, okuduğu aşk romanlarından ibaret sanıyordu. Sonra o çıktı karşısına... Tüm dünyasını alt üst eden b...