**Şebnem Ferah- Hoşçakal parçası ile okuyun...**
İki Hafta Önce
Elimi çektim. "Lucas, ben seninle evlenemem. Bunu ikimize de yapamam. Ona hala âşığım" dedim. Histerik bir kahkaha döküldü dudaklarından "Seni sevmeyen, unutan ve aldatan bir adama aşıksın öyle mi?" dedi. "Onu böyle olmaya iten ben ve ailesiydik" dedim sesimin yüksek çıkmasına engel olamayarak ve yerimden kalktım "Seninle kırgın ayrılmak istemiyorum. Benim için değerlisin. Bana ne kadar destek olduğunu, arkadaşlığını bir an olsun unutamam. Sana her zaman minnettar olacağım" dedim.
"Bunun karşılığını öde o zaman" deyip ayağa kalktı ve yanıma geldi. "Benimle evlen" dedi. "Lucas bunu yapma lütfen. Sana karşı her zaman mesafeliydim biliyorsun. Senin bu düşündüğün aşk değil.." dedim. "Sana göre öyle değil" dedi elleri titrerken. "Bunun takıntı olduğunu ikimizde biliyoruz" dedim.
"Kendi kararını bana dayatmaya çalışma. Sevmek zorundasın beni.. Benim seni sevdiğim gibi" dedi kollarımdan tutup sarsarken. "Canım acıyor, bırak" dedim. "Canın acıyor öyle mi? Ya benim acım.. Onun bir anlamı yok mu? Sen olmaz diyeceksin ve ben kabul mü edeceğim?" dedi kollarımı daha da sıkı tutarak. "Lucas bırak, korkuyorum" derken bir taraftan da ellerinden kurtulmaya çalışıyordum. "Bu kez benim istediğim olacak Asya" dediği sırada başımda büyük bir acı hissettim. Bayıldığım esnada Lucas'la olan tanışmamız ve sonrasında olanları rüyamda gördüm.
.....
Tanışmamızdan bir süre sonra Lucas'da bir şeyler farklılaşmaya başlamıştı. Önceleri dikkat dağınıklığı baş gösterdi, çevresinden kendini soyutlamaya , bahçeye daha fazla ilgi göstermeye ve bana tutulduğunu söylemeye başladı. Duygularını zirvede yaşamaya başladı. Ağlaması abartılıydı, gülmesi abartılıydı, sinirlenmesi abartılıydı. Bunlar ilk başta normal gibi göründü gözüme ve annesinin gözüne.. Aradan bir yıl geçtikten sonra bunların normal olmadığını fark ettik. En son sinirden gözü döndüğünde farkında olmadan birini hastanelik edene kadar dövmüştü. Sonra da "Ben bunu nasıl yaptım" diyerek sabaha kadar ağlamıştı.
Bir süre sonra olmadık sesler duyup, hayaller görmeye başladı. Bazen olduğu konumda saatlerce kalıyor, tek söz söylemiyordu. Kendisini ikna edip psikiyatri bölümüne gittiğimizde bazı testlere tabi tutulmuştu. Bu onun için de, annesi içinde zor bir süreçti ve kadın elimi tutmuş "Bizi yalnız bırakma kızım" demişti. Nasıl bırakabilirdim ki? Yeni taşındığım Amerika'da bana yabancılığımı unutturan, yaşadığım acı anıları hafızamdan silmeme yardım eden bu adamı...
Doktor yanımıza gelip konuşmaya başladığında Bayan Miranda elimi daha sıkı kavradı. "İki farklı sorun ile karşı karşıyayız. "Bipolar bozukluk ve şizofreni" dedi doktor. Boğazımda bir yumru hissettim."Şizofreni mi?" dedim zorlukla. "Dediğiniz belirtilere göre şizofreni de olduğu anlaşılıyor. Sinirli durumlar sıklıkla şizofren hastalarında görünmez ama bipolar bozuklukla birleşince saldırganlık ortaya çıkabiliyor" dediğinde bayan Miranda daha fazla duymaya dayanamadı ve bayıldı. Bense ağlamaya başladım.
İlaçlarla tedaviye başladığında kendisini topladığını düşündük. Bayan Miranda eşine ya da kayınpederine söyleyip de onları da üzmek istemediğinden oğlunun üzerine daha fazla düşmeye başladı. O ise yine dışarılara çıkmaya, kadınlarla gününü gün etmeye döndü. İlaçlarını aksattığında ise yine davranış bozuklukları göstermeye başladı. Uzun süredir bunları düşünmüyordum. Alışmıştım hareketlerine ne yapmam gerektiğini az çok kestirebiliyordum. Ama bayılmama neden olan bu darbeyi beklemiyordum.
.....
Gözlerimi açtığımda Lucas'ın işlerinin yoğun olduğu zamanlarda kaldığı küçük dairesinde olduğumu anladım. Beni yatağına yatırmış, saçlarımı okşuyordu. Korkarak kendimi toparlayıp bir kaç adım geri kaçtığımda yere düştüm. "Hayatım, korkmana gerek yok" dedi. "Bana ne oldu?" dedim. "Uykum geldi deyip uzandın hatırlamıyor musun?" dediğinde kala kaldım. "Lucas ofisindeydik. Buraya nasıl geldik?" dediğimde güldü. "Hayatım, iyi misin? Ofise hiç gelmedin ki?" dedi. "Telefonum nerede?" dedim. "Ona artık ihtiyacın yok" dedi boş bakışlarla. "Lucas! Telefonumu istiyorum" dedim. "Yoksa onu mu arayacaksın?" dedi gülerek. "Annemlere geldiğimi bile haber vermedim" dedim. "Düğünde görüşürüz. Bende onlarla artık tanışmak istiyorum" dedi. "Lucas o düğün olmayacak anla!!" dediğimde üzerime doğru geldi.Beni düştüğüm yerden kaldırıp içerideki odaya götürdü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hala Unutamadım
ChickLitBirini sevmek, bu duyguyu kabullenmek ve itiraf etmek ne kadar zor olabilirdi? Asya için zordu, hatta imkansızdı. Çünkü o aşkı; izlediği dizilerden, okuduğu aşk romanlarından ibaret sanıyordu. Sonra o çıktı karşısına... Tüm dünyasını alt üst eden b...