SÜMÜKLÜ AHTAPOT

591 55 10
                                    

EVEEETT, CANIM OKUYUCUMLARR. BUNDAN ÖNCEKİ BÖLÜMÜ ferdausa95 YA İTHAF EDİYORUM. ÖNCEKİ BÖLÜMÜ GUNCELLESEM BELKİ GÖRMEZ O YÜZDEN BURAYA YAZIYORUM. BÖLÜMÜ OKUYORSUNUZ VEEE SÜRPRİİZZ BU BÖLÜMÜ DE KİME İTHAF ETTİĞİMİ GÖRÜYORSUNUZ. İYİ OKUMALAARR...

"Sümüklü."
"Sümüklü mü?"
"Tavuk mu?"
"Lavuk demek istedim ama tavuk diye kaldı."
"Tavukları çok seversin herhalde."
"Yok ben vejeteryanım."
"Yemem ama bir tavuğun vücuduna bacaklarını ahtapot gibi sararım diyorsun."
"Ya, sen ne kadar terbiyesiz bir tavuksun! Gelmişsin hem yüzmeme karışıyorsun hem de ben senin yüzünden boğuluyordum ."
"Seni buraya kurtarmaya geldik sümüklü ahtapot. İşine gelirse." diyip tip tip bakıp yüzerek uzaklaştı. Şu an sinirden kuduruyordum. Denize dalarak içinde sinirle yüzdüm. Kıyıya vardığımda Serkan ile Şevval'in birbirlerine el şakası yaptıklarını gördüm. Ne kadar çocuk gibiler diye düşünmemek elde değil. Serkan'ın arkasından gidip ensesine geçirdim bir tane.
"Naber, moruk?"
"Höst lan, az öteye git."
"Ne var yani, şaka da mı yapamayacağız?"
"Açelya, o konuştuğum çocuk kimdi?" Demek Şevval o keskin nişancı gözleriyle taaa oradan bizi görmüş.
"Aayyyh ,ne biliym işte boğuluyorum sanmış, egoist."
"İyi de, niye kucağındaydın?" saçıyla oynayıp duruyordu.
"Ne kucağı Şevval, saçmalama canım."
"Farkında mısınız bilmem ama hiç cevap vermedim." Serkan ikimize de ifadesiz bakıyordu.
"Evet, neden vermedin Serkan?"
"Çünkü senin bir erkeğin kucağında olma ihtimalin yüzdelik hesaplara göre araştırdığımızda ne yeri var ne yurdu. Ha, eğer ki istisnai bir durum olursa anayasa mahkemesinin 25. Maddesinin 9. Fıkrasına göre benim o adamı bulup......"
"Valla kucağındaydı yaa ben gördüm." Şevval sus yoksa ağzına patlatacağım.
"Nerede o?"
"Suradaki çocuk değil mi bak yürüyor." Şevval resmen sevgilisinin kavga olaylarına karışmasını istiyor. Gerizekalı mıdır nedir?
"Kalk bakayım, sen." kolumdan tutup hunharca peşinden sürükledi.
"Ne yapıyorsun, Serkan kafayı mı yedin? Kucak falan yok. Şevval, geleceğim ben kızım oraya." diye Şevval'e bağırdım. Gıcık ya, hala bir şeylerin hırsını alamamış. Kumun üzerinde Serkan gitmesin diye direnirken çocuğa yaklaşmıştık bile.
"
Serkan, nolur yapma kurbanın olam. Azıcık düşünüyordan yapma."
"Açelya ama..."
"Bak, zaten kafa dağıtmaya geldik buraya. Rezillik çıkmasın ne olur." Durdu sessizce. Dediklerimi düşündü herhalde. Bir daha böyle bir halt olursa bu sefer seni gebertirim, Açelya." dedi ve kolumu sinirle bırakarak geri döndü. Ben de arkasından ilerledim. Şevval, yanına varınca sordu.
"Hayırdır ya, ne oldu?"
"Şevval, hayatımda daha senden gerizekalısını görmedim. İnsan sevgilisini kavgaya sürükler mi?" Sustu, bir şey diyemedi tabi. Bize de şezlongda oturup kumda parmağımızı gezdirmek kaldı.

* * *

Kapının hunharca çalmasıyla uyandım. Tek gözümü zorla açıp kol saatine baktım. Saat daha 7.50. Bu saatte hangi münasebetsiz kapıyı çalar? Hayır, bir de zile öyle bir basıyor sanki sanarsın çocuğunu kaçırmışız. Ya bu evde benden başkası yaşamıyor mu acaba? Yorganı üstümden atarak odamdan çıktım. Yalpalana yalpalana merdivenden inip "çatlama beee" diye bağırdım. Kapının deliğinden gelene baktım. Hhiihhhhhh!!!!!!! Lan, bunun burada ne işi var? Allahım, acaba dün bizi duydu da mı geldi? Tamam da nereden biliyor burada oturduğumu? Allahım ne yapıcam şimdi ben ya? Şey, yukarı çıkayım... Tam merdivenlerden çıkarken durdum. Hayır, nereye gidiyorum? Geri indim. Kapının önünde bir sağa bir sola giderken yukarıdan ses geldiğini duydum. "Ulan, kimse mi bakmaz şu kapıya daan daan daan beynimi..." Serkan, aşağı geliyordu. İşte şimdi asıl işin içine edildiği zamandır. Merdivenlerin başında durdum. Serkan da göründü. Önce durakladı. Daha sonra konuşa konuşa inmeye başladı.
"Noldu, Açelya? Kapının dibindesin niye açmıyorsun şu kapıyı? Uykumun en tatlı en şirin yerinde 15. rüyamı görüyorken uyandım ya. İnsaf." Kapının koluna elini atarak açtı. Tam arkasında duruyordum. Veee...

* * *
2 saat önce..
"Tuğberk?"
"Oğlum, siz buraya kadar geldiniz ve bana haber vermediniz, öyle mi? Kimin arabasıyla geldiniz? Nasıl geldiniz? Ulan, haberim yok lan dibinizde oturuyorum Mersin'de." Ne? Sen, Mersin'de dibimizde oturuyorsan, ben seni neden hiç görmedim? Ya da gördüm mü? Yaahh, ben de diyorum sen bana nerden tanıdık geliyorsun. Demek oradanmış.
"Tuğberk, bir sakin ol. Hem kapıda kaldın geç şöyle. Kimim arabasıyla geleceğiz oğlum?" Ah, Tuğberk mi adın da? Ne kadar güzel bir isim. Ne diyorsun, Açelya? Bir kendine gel. Yanımdan geçerken şöyle bir baktı ve Serkan'a,
"Bu kız kim? Tanıyamadım." dedi ve teğet geçerek krem rengi koltuklarımıza oturmak için ilerledi.

* * *

Karşımda oturmuş pis pis sırıtırken aynı zamanda salatalık dilimlerinden ıssırıyordu. Bu çocuk ciddi anlamda sinir bozucu. Sinirle çayımdan yumumlarken Serkan konuştu.
"Siz daha önce hiç karşılaşmadınız mı?"
"Hayır."
"Evet." al işte. Bir erkek ancak bu kadar geri zekalı olabilirdi. Neden ben hayır derken sen evet diyorsun, mal mısın?
"Şey ya, Serkan. Şöyle söyliyim. Sanırım yan tarafta oturuyor kendileri. Baklondayken görmüştüm herhalde onu diyor." Kaşlarımı çatarak evet demesini bekledim.
"Yoo, o zaman değil." sinirle elimdeki çatalı masaya vurdum. Herkesin bana baktığını görünce gülümsedim.
"Ne zaman peki?" dedim dişlerimin arasından.
"Hatırlıyor musun, sabah spor yapıyordum. Sen de ağlayarak yanımdan geçtin. Sonra da burnundaki sümükleri çektin."
"Hıhı." dedim sinirle. Serkan bana bakıyordu.
"Hayırdır, niye ağladın bu sabah?"
"Canım sıkıldı, ağladım. Allah Allah ya." diyip masadan kalktım.
"Ne oldu şimdi buna?" Tavuğun sesini duymuştum. Nö öldö şömdö bönö. Sana ne lan, sana ne? Resmen ağlamamla dalga geçti. Sinirle odama çıkıp kapıyı kapattım. Bu kapatma değil de daha çok kırma işlemi gibi olmuştu ama olsundu. Tavuk Tuğberk. Pis, gıcık. Senden nefret ediyorum, çocuk. Ya, her insan rezil olabilir. Neden yani bunu bir de herkesin içinde açıklıyorsun? Odamdan çıkarak merdivenlerden indim. Tam o sırada tavuk da gidiyordu. Bana pis pis bakarak Serkan'la vedalaştı ve evden çıktı. O gider gitmez Serkan beni tuttu.
"Demek denizde kucaklaştığın çocuk Tuğberk'ti, öyle mi?"

BÖLÜMLERİ KISA YAYINLIYORUM ARKADAŞLAR NEDEN DERSENİZ ÇÜNKÜ İSTEDİĞİM ORANDA BEGENİ VE YORUM GELMİYOR. AYRİCA OKUMA ORANI DA DÜŞÜK :/ BÖLÜMÜ NE KADAR ÇOK KİSİ OKUR, OYLAR VE YORUM ALIRSA O ZAMAN YENİ BÖLÜM DAHA HIZLI GELİRRR. VEE BÖLÜMÜN SAHİBİİİ SevgiDa8 ARANIZDAN KURAYLA SECİYORUM ARKADASLAR SADECE YORUM YAPANLAR DEĞİL, BÜTÜN BÖLÜMLERİ OYLAYAN ARKADAŞLAR DA VAR. HEPSİNE TEK TEK TEŞEKKÜR EDERİM. DİGER BÖLÜMLERİ KAPMAK İCİN DE NE YAPIYORUZ :) ÇABAYI BIRAKMIYORUZ. HER SEY GÖNLÜNÜZCE OLSUN.

Başımın Tatlı BelasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin