"Şöyle demesen?"
"Şu meseleyi baştan anlat. Bak çocuk kaç yıllık kardeşim diye bir şey demedim."
"Boğuluyorum sanmış. Suyun altından çıkardı. Bu kadar."
"Anladım."
"Acıktım."
"Git yemek ye."
"Evde yemek mı var?"
"Yok mu?"
"Yok."
"Hazırla o zaman." Mutfağa geçerek kendime sandviç hazırladım. Onu yerken Şevval yanıma geldi.
"Kız, aşık mı oldun sen?"
"Şevval, gerçekten seni gebertmemek için zor tutuyorum. Bak, benimle uğraşma. İyi kızsın seni severim falan ama sınırları zorlama bak." Bir bardak su içerek beni dinlememiş gibi mutfaktan çıktı. Sandviç imi yemeye devam ettim. Bitince de mutfaktan çıkarak salona göz attım. Şevval bir koltukta Serkan bir koltukta oturmuş telefonla oynuyorlardı. Aklımdan geçeni yapmalı mıydım? Bence yapmalıyım. Zaten her zaman doğru şeyi düşünüp yapmışımdır. Yani herhalde öyleydi... Hatırlamıyorum da her neyse işte. Yavaş yavaş yürüyerek kapıya ilerledim. İkisi de telefona o kadar odaklanmış, o kadar içine girmişlerdi ki kapıyı açarken çıkan tıkırtı seslerini bile duymamışlardı. Kapıyı tam çekmeyerek evden ayrıldım. Koşa koşa Tuğberk -yani tavuk- 'in evine gittim. Bir cesaretle zilini çalarak kapıda beklemeye başladım. Kapıyı bir kız açmıştı.
"Sen de kimsin?"
"Ben tavuğu, -kiz garip garip bakmıştı- şey yani Tuğberk'i..." Derken arkadan Tuğberk göründü.
"Oo, ahtapot gelmiş, hoş gelmiş."
"Bu kız kim, Tuğbeeeğğrrkk." Ağzını yaya yaya Tuğberk'in içine hatta bağırsaklarına kadar girmeye çalışan bu kız herhalde sevgilisi falandı ama umurumda değildi. İçeriye buyur edilmeden dalmıştım bile.
"Sen.." sağ işaret parmağımı yüzüne doğrultmuştum ki yanındaki kıza seslendi.
"Gidebilirsin." Kız da hiçbir şey demeden omuz silkip evden çıktı.
"Parmağım öylece kalmıştı ki kendi işaret parmağıyla parmağıma dokundu.
"Devam et."
"Sen, ne yaptığını sanıyorsun?"
"Ne yapmışım?"
"Ne diye ağladığımı ettiğimi gidip Serkan'a yetiştiriyorsun?"
"Önce şu ses tonunu ayarla. Daha sonra konuşma üslubunu düzelt. Daha sonra şu parmağını benim karşımda bana karşı sallayıp hesap sormayı kes." Evin dış kapısını açarak içeri doğru yürüdü. Söyleyeceklerin bittiyse çıkabilirsin." Ukala pislik. Tabii ki de çıkmayacağım. Kapıyı hırsla kapatarak arkasından yürüdüm.
"Benimle uğraşmayı kes ufaklık."
"Bence asıl sen benimle uğraşmayı kes." Arkası dönük konuşuyordu benle.
"Evimden çık. Olacaklardan ben sorumlu değilim."
"Aha, ne yapacaksın, ha? Öldürecek misin, dövecek misin?"
Hızla bana dönüp bir anda belime sarıldı ve beni kendine doğru çekti.
"Bir soru eksik oldu." Ne yapacağımı şaşırmıştım. Bir iki dakika içinde şaşkınlığı üzerimden attıktan sonra kollarının arasında tepinmeye başladım.
"Bırak beni, aptal tavuk."
"Benimle uğraşma, küçük."
"Küçük mü? Sen kendini bu kadar dev aynasında bakmasan iyi edersin. Ne sanıyorsun kendini sen?"
"Hâlâ kollarımın arasındasın, farkında mısın? Ve senden daha güçlüyüm. Sana şu anda ne yapmak istersem yaparım. Benimle uğraşma, dedim."
"Kendine bu kadar çok güvenme." Dedim omuzuna vururken. "Sen kimsin ki bu kadar kendini yükseklerde görüyorsun?" Bir anda beni boşluğa bırakır gibi kollarının arasından bıraktı.
"Sana evimden çıkmanı söylemiştim." Dedi ve kolumdan sertçe tutarak beni kapıya sürükledi. "Bu yaptıklarını Serkan duyunca bakalım nasıl bir tepki verecek?"
"Ah, karı ağızlı tavuk seni. Evet hadi gel de Serkan'la dedikodumu yapın. Kısır da yapalım mı?" Kapıyı yüzüme çarptı. O an irkilmiştim. Sen nasıl bir hastalıklı psikopatsın? Diye bağırmak istesem de hemen yan taraf bizim ev olduğu için yapamadım. Sinirle geri eve döndüğümde ikisi de hâlâ telefonla oynuyorlardı. Kapıyı sessizce kapatıp odama çıktım. Sinirden kuduruyordum. Sen kimsin ya? Kimsin de beni bu şekilde tehdit ediyorsun? Neymiş efendim kollarının arasında bana istediğini yaparmış, peehh!! Sen karı ağızlı gibi benim dedikodumu yapabilirsin anca başka hiçbir şey değil. Telefonu elime alarak bildirimlere baktım. Hiçbir şey bulamayınca da instagrama girip Serkan'ın takipçilerinden Tuğberk'i bularak stalklamaya başladım. Profili açık. En yakın arkadaşı Kaan diye bir çocuk. Bir sürü kız takip ettiği var ve hepsiyle de en az bir fotoğrafı var. Genelde Pozcu Mezitli taraflarında takılıyor. Galatasaraylı -bundan banane-. Hep kendini beğenmiş fotoğrafları var. Pislik uyuz işte. Kendini bir halt sanıyor. Odamın kapısı hırsla açıldı. Korkudan sıçrayıp telefonu düşürmüştüm.
"Açelya!" Serkan cin çarpmış gibi odamda duruyordu.
"Ay Serkan, ödüm koptu. Ne bu şiddet bu celal?"
"Kızım, sen psikopat mısın milletin evine baskın yapıp tehdit ediyorsun?"
"Tehdit mi? Ya bu Tuğberk var ya hem dedikoducu hem iftiracı."
"Ha, kabul ediyorsun yani evine gittiğini."
"Serkan, ergen kızlar gibi davranmayı keserse sevinirim. Ayrıca sen de, bana gelip o çocuk için bağırıp çağırma. Beni resmen gelip rezil etti."
"Evine mı gitmen gerekiyor?"
"He, evine gitmem gerekiyor. Ona söyle bir daha benim dedikodumu yapmasın mahalle karıları gibi." Serkan, odamdan çıkarak kapımı örttü. Ciddi ciddi gelip söylemiş ya böyle bir şey yok. Valla erkek milletinin hepsi böyleyse ben daha bir şey demiyorum.* * *
Akşam yemeği yenirken çatal bıçak sesinden başka hiçbir ses çıkmıyordu. Zilin çalmasıyla hepimiz dönüp kapıya baktık. Sonra da birbirimize baktık.
"Bakışma yoluyla kapının açılmayacağını biliyorsun, Serkan. Erkeksin işte gidip açsana kapıyı. Ben mi açayım?" Aman tanrım Şevval neler diyordu? Arada böyle abuk subuk konuşmayı sever, canım yengeciğim(!) Serkan, elindeki çatalı bırakarak kapıya doğru yöneldi. Kapıyı açar açmaz çok gürültülü bir şekilde -yani anlayacağınız bir on kişi tarafından falan- "SÜRPRİİİİİİZZZ" diye bir bağırtı duyduk. Şevval'le birbirimize gözümüz pörtlemiş bir şekilde bakarak masadan kalkıp koşarcasına kapıya koştuk. Koşarken kapıya çarpmıştım. O da ne! En önde başı Tuğberk çekiyor, arkasında da bir ton insan...İLLA YENİ BÖLÜM İLLA YENİ BÖLÜM ALİN SİZE YENİ BÖLÜM :) NE YAZDIĞIMI HATIRLAMIYORUM BİLE GENÇLER O KADAR DOĞAÇLAMA OLDU Kİ İCİNDEN YÜZLERCE KONU ÇIKARABİLİRİM MADEM OYLE HERKES DİGER BÖLÜMDE NELER OLABİLECEĞİNİ TAHMİN ETSİN VE BÖLÜMÜN SORUSU DA ŞU OLSUN: TUĞBERK SİZCE NEDEN GELDİ? EVET ARKADAŞLAR BÖLÜM OKUMALARINI BİRAZ DAHA ÇOĞALTMAYA GAYRET EDİN. BUNDAN SONRA 200 OKUMA OLMADAN YENİ BÖLÜM ATMIYORUM. 100 OKUMA OKUYORSA 200 DE OKUYORDUR OYLE DEĞİL Mİ VE BÖLÜMÜ KAZANAN ARKADAŞIMIZ ts_61_ayse TEŞEKKÜR EDERİM ARKADAS BÜTÜN BÖLÜMLERİ SAĞOLSUN OYLAMIŞ. SADECE OY DEGİL ARKADASLAR YORUM DA BEKLİYORUM. SİZLERİ COK COK ÖPÜYORUM. DİGER BÖLÜMDE GÖRÜŞMEK ÜZERE... :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Başımın Tatlı Belası
Teen FictionHayalleriniz mi yoksa aileniz mi? Açelya, yazarlık için şehirler arası otobüsle Mersin'e giderken önüne oturan beyefendiyle tartışmaya başlar. Bu sorun giderek büyür ve otobüsten atılırlar. İkisinin de...