''ÜST MODEL''

1.2K 92 4
                                    


Yanımdan çekip gitmesi hiç mi hiç hoşuma gitmemişti. Yanında Demir vardı ve yanımdan suratıma bile bakmadan geçti. Hâlâ arkasından bakıyordum ki bir masaya oturduğunu görünce kafamı çevirdim. Tekrar dönüp baktığımda ise bana baktığını fark ettim. İnsan yanımdan geçerken bir hâl hatır sorar değil mi? Pis uyuz insan! Baktım umurunda değilim Tolga'nın omzuna elimi attım ve;

''Çok sağ ol.'' Dedim. Ekin hâlâ bize bakıyordu. Gaza gelerek kolumu koluna geçirdim ve gülmeye başladım. Tolga da bu duruma şaşırmıştı ki;

''Neye güldün?'' dedi. Yalnız, şu an şizofren gibiyim hemen bir şey uydurmalıyım.

''Baksana, çocuk gibiyim. Daha doğru düzgün bağcıklarımı bağlayamıyorum. Neyse ki senin gibi fedakâr arkadaşlar var öyle değil mi?'' dedim ve tekrar gülerek Ekin'e baktım. Ne kadar sinirli olduğunu suratından okuyabiliyordum ve Ekin bey, buna daha çok sinirleneceksiniz. Umursamazlık neymiş öğren.

''Biliyor musun, ben annemi kaybettim.'' dedim Tolga'ya dolu dolu gözlerle bakarken.

''Ne? Ne zaman?''

''İşte, birkaç ay önce.''

''Kıyamam ben sana. Allah rahmet eylesin.''

''Ben onu çok özledim.'' Dedim ve gerçekten ağlamamak için kendimi zor tutuyordum. Şu an hiç yeri ve sırası değil. Tolga bir anda karşıma geçti ve kollarını açtı.

''Gel buraya. Kıyamam ben sana.'' dedi ve Ekin sağ tarafta otururken o kolları boş bırakmamak gerekir diye düşünerek kollarına atıldım. Tanımadığım bir erkeğin kollarındaydım. Ne kadar rahatsız edici bir duygu olsa da birilerine bir şeyler hatırlatmak gerektiğini düşünüyordum.

Bir dakika sonra kolumu sıkan bir elle Tolga'nın kollarından ayrılmak zorunda kaldım.

''Ah, ne oluyor!''

''Lan, seni gebertirim kızım. Elin heriflerinin kollarının arasında ne yaptığını sanıyorsun sen?''

''Sana ne acaba? Seni ne ilgilendiriyor.''

''Bana bak! Benim sinirlerimi hoplatma!'' Eh, Ekin bey istediğim kıvama geldiğine göre...

''Açelya, kim bu?'' dedi Tolga da haliyle.

''Birincisi bu değil, Ekin. İkincisi seni bir daha bu kızın etrafında görürsem beynini patlatırım, anladın mı? Hadi!'' dedi ve Tolga'yı kolundan tuttuğu gibi geri itekledi.

''Ekin, ne yaptığını sanıyorsun sen!''

''Bana bak!'' demesine kalmadan Tolga kalmış, Ekin'in üzerine yürüyordu. Önüne geçtim ve Tolga'yı engellemeye çalıştım.

''Hayır, hayır Tolga, durur musun lütfen. Değmez gerçekten.''

''Kim bu şekilsiz Açelya? Yeni sevgilin mi? Hemen de boş kalmamışsın, maşallah!'' dedi Ekin ukala bir ifadeyle.

''Evet, yeni sevgilim var mı bir diyeceğin?'' Derken Tolga beni itekleyerek;

''Açelya, bırak şunu bir güzel benzeteyim.'' Dedi. Çocuk da olayı bayağı abarttı anlaşılan.

''Hadi, hadi gel de benzet bakalım neye benzetiyormuşsun.'' Şuna bak bir de çocuğa gaz veriyor. İkisinin arasında sıkışmış, kollarımla engellemeye çalışıyordum. Orada öylece durmuş, olayı izleyen Demir'e baktım. Ne rahat bir insan bu böyle? Abisi elden gidiyor. İnsan bir gelir de engellemeye çalışır. Utanmasa patlamış mısır da alıp öyle izleyecek.

''Demir, bir yardım et Allah aşkına şunların haline bak!'' dedim Ekin'in elini Tolga'nın yakasından çekmeye çalışırken.

''Bana ne ya. Herkes kendi sorununu kendi halletsin.'' Yuh! Ağabeyin o senin ağabeyin. Üst modelin o senin saygısız!

Başımın Tatlı BelasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin