SELAM YAVRUÇELER YİNE KARŞINIZDAYIM. VALLA BALLİSİNİZ HE SİNAV FALAN BİTTİ LİSE DE BİTTİ ÇOK ŞÜKÜR ARTIK YAZIN GELSİN BÖLÜMLER GİTSİN BÖLÜMLER. AH, AH! BİR YAYINEVİ DE BENİ KEŞFETMEDİ Kİ KİTABIMI ALSIN BASSIN BEN DE EL EMEĞİ GÖZ NURU KİTABIMI RAFLARDA GÖREYİM. AMAN ANACIM NEYSE GELELİM KİTABIMIZA. İYİ OKUMALAR YAVRUÇELERİM. OYLAYIP YORUM YAPMAYI UNUTMUYORUZ. :)
"Hele bana bak bir." Dedim Serkan'ın omzunu iteklerken. "Sen bana geri zekalı mı dedin?"
"Açelya, iyice kafayı yedin."
"Bak bu geri zekalı ver ya seni..." Tam işaret parmağımı uzatmış laf sokacaktım kı arkadan Yaşar'ın sesini duydum.
"Arkadaşlar, size bır haberim var."
"Hamile misin, dostum?" Serkan'ın bu iğrenç espirisine yüzümü buruşturarak baktım.
"Babam beni aaaacilen çağırıyor. Gitmem lazım."
"Ne? Dalga mı geçiyorsun? Lan daha yeni geldik."
"Siz gelmeyin, abi. Ben gidiyorum. Gitmem lazım."
" Peki, çok saygıdeğer vatandaş, biz nasıl geri döneceğiz?"
"Geri gelirim oğlum ben ya."
"Bak emin mısın?"
"Yaşar'ım."
"Hele bir gelme. O zaman ben sana yapacağımı bilirim, Yaşar."
"Yok, abi gelirim ben olur mu öyle şey?" Hadi ben çıktım. Zaten pek bir şey de almamıştım. Selametle."
"Dikkat et bari." Kapıdan çıkar çıkmaz Serkan a döndüm.
"Burada kaldık desene."
"Gelip alacağım dedi ya kuzi."
"İnanmadım." Serkan koltuğa geçerek ayaklarını orta sehpanın üzerine uzattı. "Hadi kahvaltı hazırla."
"Tabi paşazadeleri. Başka isteğiniz var mı?"
"Öncesinde kahve yapabilirsin."
"Lan, defol git. Sevgilin yapsın."
"Sen yap. Ben senin ellerinden yemek istiyorum."
"Şevval'e kıyamıyorum demiyor da..." Dedikten sonra merdivenin başına geçip bağırdım. "Şevval! Serkan kahvaltı hazırla diyor."
"Neee? Ne kahvaltısı ya? Gidip şuradan simit poğaça bir şey al."
"Siz kadınların su çenesinden... Gidiyorum tamam. Alırım dediklerinizi." Ceplerini kontrol ettikten sonra -herhalde cüzdanını aradı- evden çıktı. Ben de mutfağa girdim. Ortalık apaydın olmuştu. Mutfağımızın bahçeyle birleşik balkonu eve çok güzel bir ferahlık veriyordu. Balkon genişçe ve yarım demirlikleri 'bana gel bana gel' diyordu. Ben de ona uydum. Balkona çıkarak demirlerden tutundum. Efil efil rüzgar esiyordu. Gözlerimi kapatarak derin bir nefes çektim. Kollarımı kaldırarak son gücümle gerindim. Dünyanın en güzel hissi... Soluma dönerek etrafıma bakındım. Ooooooooooohaaaaaaaaasjhsdbjdjdjddhdh.........
O ne la öyle? Bismillah... Yarabbelalemin, sen bazı insanlara torpil mı geçiyorsun? Yemin ediyorum şu cocuktaki kaslar, fizik, endam... Acaba halüsinasyon denen şu saçma şeyden mı görüyorum. Hayır, bı de saçma olacak ama çocuk bir yerden bana tanıdık geliyor. Valla lan tanıdık geliyor. Yemin ederim, Ekin yanında halt yemiş. Ooofff of, bu güzel yavruyu da kapmıştır çirkinin biri. Bir de balkonda seksi seksi hareketler yapıyor çocuğa bak ya. Anca vücut gösterisi ama haklı yani gerçi. Benim de öyle vücudum olsa ben de sergilemek için her yolu denerim.
"Ayıp ayıp, benim gibi yakışıklı bir oğlanı kestin biçtin." Haaaassss...... Ulan Açelya tam bir geri zekalısın yani Serkan sana boşuna geri zekalı demiyor. Ulan neredeyse on beş dakikadır çocuğu kesiyorsun. Kim olsa anlar be!
"Kim, ben mı seni kesiyorum?"
"Evet, sen."
"Canım, istersen bir gözlük kullan. Ben seni kesmiyorum. Bence sen egonu tatmin ediyorsun. Ayrıca orada olduğunu da yeni fark ettim."
"Siz kızlar üste çıkmak için ne kadar da çok cabalıyorsunuz."
"Bana bak.."
"Tamam, bir dahaki sefere vücudumu izleyeceğin zaman haber ver ya da izin al."
"Ukala tavuk." -Lavuk- diyecektim ki bir an ağzımdan tavuk kelimesi çıktı. Hem, fark etmez ikisi de benzer şeyler. Ne yapabilirim yani tabiki de inkar etmek zorundayım. Ne diyim 'evet seni kesiyordum kusura bakma canın acımadı umarım' mı diyim?
Mutfağa dönerek sandalyeye oturdum. Kapı kilidinin açılmasıyla Serkan'ın geldiğini anladım. Mutfağa girerek,
"Ee, Şevval nerede?" dedi.
"Ayh, ne bileyim. Bir türlü inmedi aşağıya hanımefendi."
"İki dakika geciktik hemen görümcelik yap zaten ortalığı karıştır."
"Aa, kim karıştırıyor ortalığı be?"
"Kızlar, sakin olun ve poğaça yiyin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Başımın Tatlı Belası
Fiksi RemajaHayalleriniz mi yoksa aileniz mi? Açelya, yazarlık için şehirler arası otobüsle Mersin'e giderken önüne oturan beyefendiyle tartışmaya başlar. Bu sorun giderek büyür ve otobüsten atılırlar. İkisinin de...