Izaya yanındaki sarışın adamla yürürken kafasında kurduğu senaryoları bırakmıştı. Son zamanlarda çok fazla düşünmekten yorgun düşüyordu. Yatın koridorunda yürürlerken Izaya Shizuo'nun arkasında kalmıştı. Esen soğuk rüzgar içine işlerken önündeki sarışın adamın dalgalanan saçlarının yarattığı huzuru izlemekle ilgileniyordu. Adımlarımdaki kesin uyumla üstündeki kıyafetlerin bedenine oturuşuyla gücünü her halinden belli ediyordu. Izaya iç çekip ona yetişti. Bu şekilde yanındaki adamı izlemek ona hiç iyi gelmiyordu.
Shizuo çatık kaşlarıyla telefonunu kurcalarken Izaya yanına yaklaşıp mesajı okumaya çalışıyordu.
I-"Ne yazıyor Shizu-chan"
S-"Özelim seni ilgilendirmez Izaya"
I-"Merak etmem suç mu ?"
S-"Bu kadar meraklı olma, birgün ölüp gideceksin"
Izaya bilmiş gülüşünü sergileyip
"Sen mi öldüreceksin? " demişti.
Shizuo bu alayla gülüşü anlamış ve Izaya'nın sırtına sert olmayan bir şekilde vurmuştu.S-"Şakacı şey seni"
Izaya sırtına aldığı darbeyle yere kapaklanmıştı. Böyle bir hareket beklemiyordu.
I-"Ne yaptığını sanıyorsun
Shizu-chan"S-"Elim ağırdır söylememiş miydim ?"
I-"Bilmediğim bişey değil neyse uzatma kimle konuşuyordun ?"
Izaya meraklı bakışlarını yok etmeye
çalışıyordu. Ama dayanamayıp Shizuo'nun telefonunu almıştı.
Gelen tek mesaj vardı, oda Varona'nın yazdığı "Acilen sizinle konuşmalıyım bilmediğin çok şey var." mesajıydı.I-"Bu ne demek ?"
S-"Varona'nın mantık aranmayacak saçma teorileridir."
I-"Onunla konuşacak mısın peki"
S-"Konuşurum yoksa sülük gibi peşime yapışır."
Izaya başını sallamakla yetinmişti.
Acilen biseyler düşünmeliydi.Kadota ve Shinra'nın oturdukları masaya iki kişi daha katılmış ve böylece dörtlü tamamen toplanmıştı.
Kahvaltı saati yaklaştığı için garsonlar masaları hazırlamaya başlamış tek tek bütün masalar yeni uyanmış uykulu yüzlerle dolmaya başlamıştı.Okyanusun ortasında yerini bilmediğin günleri kavramları unuttuğun yeni doğan bir sabahta, yatın teras kısmında kahvaltı yapmaktan daha güzel birşey göremiyordu Izaya. Bu huzurlu sabahını hiçbirşeyin bozamayacağına inanıyordu. Dünün acısını bedeninden tamamen atmış ve tekrar üzülüp kirlenene kadar temizlenmiş gibiydi. Yanında oturan dün akşam acıdan kendisini sarhoş eden doktor dostu şimdi Kadotayla konuşurken çok keyifli görünüyordu. Izaya içten içe onun tıpkı kendisi gibi üzüldüğünü bilsede çaresizliği kabullenip garsonun getirdiği baharatlı sıcak çayından bir yudum aldı. Masaları kahvaltılıklarla donatılırken önündeki tabağa yiyeceklerden taşıdı.
Shinra da gülmeyi bırakmış ve önündeki yemeklere dönmüştü. Shizuoysa Garsondan kendisine acil sigara getirmesini istemişti.
Shizuo'nun huzursuz ve sabırsız haline kıkırdayan Izaya, Sarışınla göz göze gelince sus pus olmuştu.Shinra dayanamayıp konuşmaya devam etmişti.
Sh-"Hani biz böyle çok iyi bir ekip olduk ya arkadaşlarım. Bence hep birlikte kalalım dörtlü odalardan birisini alırız."
S-"Kasukaya sormam gerek hem ne gerek var"
K-"Bende Walker'a sorayım"
I-"Ekip ruhundan anlamıyorsunuz."
Sh-"İşte budur"
Shinra Izayaya sarılıp destek vermişti.
Izaya sırıtıp çayını içmeye devam ederken yanlarına yaklaşan Varona tehlikesini görüp yerinde kırmızı alarma geçmişti. "Hemen bişey yapmalıyım lanet olasıca tam buraya geliyor." Izaya yerinden kalkıp Shizuoyu kolundan çekmişti.I-"Hadi Kalk"
S-"Izaya hemen kolumu bırak !"
I-"Sen demedin mi Kasukayla konuşacağım diye hadi gidip konuşalım."
Shizuo öfkeyle nefes verip kolunu Izaya'nın elinden kurtardıktan sonra
sandalyesinden kalkıp Izayayla isteksizce yürümeye başlamıştı. Aklı yaptığı leziz kahvaltıda kalmıştı.S-"Hala açtım şimdi sırası mıydı? "
I-"Tam zamanıydı hem öğlen açık büfeden istediğin kadar yersin yatta doğru düzgün kalmadığımız sende hep avarelik ettiğin için tabi yattaki etkinliklerden açık büfeden haberin yok."
S-"Çok konuşuyorsun."
Sarışın adam odasına doğru yürürken kardeşinin hala hiç etraflarda olmayışına şaşırıyordu. Izaya ise yatın terasınd, masalarının yanında şaşkınlıktan öylece kalakalmış Varona'nın suratındaki ifadeyle eğlenmekle meşguldü.
Sarışın odayı açtığında kardeşi Kasukayı okunduğu kitapçılardan birine dalmış bir şekilde bulmuştu.
Izaya da içeriye girip kapıyı arkalarından kapatmış ve duvara yaşlanmış onları izlemeye başlamıştı.S-"Naber Kasuka"
K-"Iyi"
S-"Neden hiç odadan çıkmadığını sorabilir miyim? "
K-"Okunması gereken kitaplarımı daha bitirmedim abi"
S-"Git insanlarla kaynaş biraz konuş"
K-"Böyle iyi."
S-"Arada mesaj atta iyi olduğunu bileyim bari"
K-"Sorun yok arkadaşlarına eğlenmene bak"
Kasuka ifadesiz yüzünü kitaptan ayırmadan eline aldığı kalemle kitabın kenarına küçük bir not almıştı.
S-"Bundan sonra Shinralarla kalacağım haberin olsun."
K-"Tamam."
Shizuo kardeşine veda edip eşyalarını almış ve odadan çıkmıştı Izaya sarışının arkasından gelip ona yetişmişti.
Shinra'nın odası boşaltılmış dördü de kaptanın onlara verdiği dört kişilik özel odaya geçmişlerdi.
Herkes yataklardan birinin üstüne eşyalarını bırakmış ve öğle yemeyi yemeye terasa çıkmışlardı.
Yanlarına havlularını ve mayolarını almayı ihmal etmemişlerdi.
Güneş tepelerinde parlarken havuzun yanindaki masalardan birine geçmiş ve dinlendirici müzikle birlikte karınlarını doyurmuşlardı.Yemekten sonra Shizuo sırıtmaya başlayınca Izaya titremeden edememişti. Sarışın adam biranda sebepsizce sırıtıyorsa bunun sonunun kötü olduğunu tecrübe eden Izaya kendini tehlikede hissetmişti.
I-"Söylesene ne oldu Shizu-chan"
S-"Hadi gelin havuzda yüzelim, Izaya sende yüzmeyi öğrendin mi görmüş oluruz"
Izaya dişlerini sıkmıştı. "Bu adam gerçekten bir canavar" diye düşünmeden edememişti.
Shinra onaylayıp hızla havuza koşmuş ve kendini soğuk suyun içine bırakmıştı. Kadota hemen onun peşinden atlamış geriye Shizuo ve Izaya kalmıştı. Izaya çevresine baktığı zaman köşede Chikage'nin onu izlediğini biryandan da Varonayla konuştuğunu görebiliyordu.
Chikage Izaya'nın bakışlarına karşılık ona öpücük atmıştı.Izaya sinirle ona baktıktan sonra havuzla göz göze gelmiş ve artık yüzleşme vaktinin geldiğine karar verip kendini suya atmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Neden ? (Shizaya)
FanfictionSırların varlığını sürdürdüğü küçük bir hikaye. Animesinden farklı birkaç şey olacak. Aynı olansa aşk ve birine karşı duyulabilecek bir sır ve bunla nasıl mücadele edileceğidir. "Herşeyin bir nedeni vardır" derler bu sefer "Neden ?" diye soracağ...