Izaya içinde bulunduğu durumu hatırlayınca gerçeklere dönmüştü.
Gözünün önündeki şey hayatından beyaz bir sayfanın yeni ressamının gülümsemesi gibiydi. Duran bir saatteki sonsuz zaman gibi Izaya da o ana sıkışıp kalmayı ve saatinin durmasını istemişti. Ama zaman akmaya devam ediyordu. Kendine geldiğinde Shizuo'dan kendi dudaklarını geri alabilmişti. Shizuo bütün cesaretiyle Izaya'nın karşısında oturmuş ona bakarken Izaya odan gözlerini kaçırmak istiyordu. Kaçıp gitmek istiyordu. Ama garip bir şekilde içinde hissettiği bu huzurla kendini en yakın uçurumdan atabilirdi. Bu cesaretle Shizuo'nun yüzüne odaklanmış ve sarı gözlerinin derinliklerine bakmaya başlamıştı.
Ona hesap sormanın vakti gelmişti.I-"Ne yaptığını sanıyorsun !"
S-"Seni öptüm"
I-"Beni neden öptün !?"
Izaya sinirini kusarken titrediğini belli etmemek için zor duruyordu.
Shizuo çevresine baktıktan sonra Izaya'nın elini sıkıca tutup onu götüreceği yere doğru çekmeye başlamıştı.I-"Bırak beni sana diyorum."
S-"Sus bi, iki kelime konuşacağım senle"
Shizuo kendilerine bakmakta olan yolculara sinirle bakarak yatın arka tarafına Izayayı sürüklemeyi başarmıştı. Yaptığı şeyin ciddi sonuçları olacağını biliyordu sarışın adam. Bunun için pişmanlık duymayan Shizuo Izayayı terkedilmiş köşelerindeki eski mobilyalara oturtmuştu.
Izaya bazı şeyleri geride bırakması ve tabiriyle "yeni sulara yelken açması" gerektiğini biliyordu. Ama böyle bir yeniliğin yıllarca düşünse aklına gelmeyeceğini biliyordu. Hala dudağına değen dudakların bırakmış olduğu etkiyi ve bedenini nasıl titrettiğini hatırlıyordu. Düşündükçe nefes alamaz oluşunu açıklayacak olan doktorun teşhisini şimdiden biliyordu. Aşk Önce hayaller kurdurup güzel bir dünya kurmanı sağlarken sonradan çöken bir şehire dönen kalbini toplamaya çalışırdın.
Hatırladığın her an hayallerinin biri kafanda dönmeye başlar ve acıyla yere çöküp ağlayarak titremene sebep olurdu. Siyah saçlı adam bu yüzden korkuyordu. Kendini yeniden kaybetmekten ve geri toplayamayacak olmaktan ürküyordu. Bu sefer dağılırsa hiçbir güç onu kendini öldürmekten alıkoyamayacaktı. Çünkü Izaya ölmeyi de yaşamak kadar seviyordu.O sırada Shizuo Izaya'nın karşısına oturmuş ve cümlelerini toplamaya çalışıyordu.
Sonunda konuşmaya başlayabilmişti.S-"Bana neden diye sordun, seni neden öptüğümü... Bunu açıklamak çok zor böyle konuşmayı bilmem ben.
Ama bil ki senden hoşlanıyorum. Seninde benim için aynı duyguları beslemeni istiyorum"I-"Istemen normal Shizu-chan ama benim senin için hislerim yok."
Izaya gözlerini kaçırıp yere odaklamış söylediği bu yalana kendini inandırmaya çalışıyordu.
Shizuo ise onun yalan söylediğini hissediyordu. Siyah saçlı gencin tavırlarından bunu kabul etmeyeceğini biliyordu. Onu sevdiğini itiraf etmeyecekti.S-"Yalan söylüyorsun, beni sevdiğini biliyorum"
I-"Amacını anladım beni konuşturamazsın artık gitmem gerek."
Izaya hızla masadan kalkıp geriye doğru yürümeye başlamıştı. Konuşmayı çok isteyen dilini dudaklarını sımsıkı kapatarak susturabiliyordu. Köşeyi dönüp odasına yaklaşırken yarın sabaha Fransada iştah açıcı güzel bir kahvaltı yapmayı düşünüyordu. Aniden arkasından sarılan kollarla olduğu yere sabitlenmişti. İçinden bu sefer Shizuoya güzel bir tokat atmayı geçirirken arkasını döndüğünde çoktan duvarla onun arasına hapsedilmişti.
Siyah saçlı adamın gözleri biraz korkuyla birazda şaşkınlıkla açılmıştı.
Karşısında gördüğü karartı netleştikten sonra o yüzün pis pis sırıtan Chikageye ait olduğunu fark etmişti.C-"Bakıyorum sarı civciv koruman yok."
Izaya Shizuo'nun lakabıyla sırıtırken Chikage'nin kollarının arasından kurtulmaya çalışıyordu.
C-"Boşuna uğraşma bu sefer seni bırakmayacağım."
I-"Sadece nefes almak istiyorum rahat bırakın beni !?"
Izaya Chikageye bağırırken Chikage yüzünü ekşitip yüzünü Izayaya yaklaşırdı aralarındaki mesafeyi son iki üç santime indirebilmişti.
C-"Onu seni öptüğü gibi öpeceğim seni ve sende bana aşık olacaksın. Anlamıyor musun o seni sevemez ama ben seni hep seveceğim gerekirse seni mutlu etmek için herşeyimi feda edeceğim ama o sarı kafa yapmayacak."
Chikage konuşmaya devam ederken Izaya onun dediği hiçbir sözcüğü anlayamaz olmuştu çünkü gözleri kendilerine sinirle yaklaşmakta olan Shizuoyu görmüştü. Yüzündeki ifade kıskançlık, öfke, hayal kırıklığı ve bütün kötücül duyguları bulunduruyordu.
Chikageyse yaklaşan tehlikenin farkında değildi. Birkaç dakika sonra kendini uçarak denize düşerken ya da yeri öperken bulabilirdi.
I-"Büyük bir tehlike altındasın Chikage sana iyilik edip söylüyorum, git burdan !"
Chikage pis pis sırıtırken Shizuo çoktan gelmiş, Izaya'nın bakışını yakalayıp ona baktıktan sonra Chikage'nin arkasında durmuştu.
C-"Söylesene Izaya Shizuo seni gerçekten seviyor mu ?"
Izaya Chikageye bakarken aslında arkasındaki sarışının gözlerinin içine bakıyordu.
I-"Evet beni seviyor."
Chikage sırıtarak söylememesi gereken gizli bir sırrı söylermiş gibi Izayaya daha çok yaklaşmıştı.
C-"Yaptıklarını bilseydi seni sever miydi ?"
Izaya'nın hafif dolmaya başlayan gözleri şimdi boş boş Shizuoya bakıyordu.
I-"Gerçekleri bilseydi beni asla sevmezdi."
Izaya cümlesini özellikle vurgulayarak aslında sessizce Shizuo'nun kendisinden uzak durmasını sağladığını düşünüyordu.
Shizuo sinirlenip Chikage yumruğunu atmış ve yere kapaklanmasını zevkle izlemişti. Izayaya döndüğünde çoktan gitmiş olduğunu görmüş ve iç çekerek Chikageyi ayağıyla kenara ittirmişti.
Sarışın yeni sigara paketinden sigarasını çıkarıp içerken Izaya'nın içinde saklı karanlığına battığını ve sorularla dolu beynini rahatlatması gerektiğini düşünmüştü."Seni sevmeme engel olabilecek şey ne Izaya, neden bu kadar gerçeği saklamak isteyesin, sorularımız bitti derken..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Neden ? (Shizaya)
FanfictionSırların varlığını sürdürdüğü küçük bir hikaye. Animesinden farklı birkaç şey olacak. Aynı olansa aşk ve birine karşı duyulabilecek bir sır ve bunla nasıl mücadele edileceğidir. "Herşeyin bir nedeni vardır" derler bu sefer "Neden ?" diye soracağ...