Izaya acıyan belini gererek uyanmıştı.
Yat Avusturyadan kalkmış ve yeni rotasına doğru yol almaya başlamıştı.
Yerde iki büklüm uyuyor oluşuna şaşırıp zorlanarak yerinden kalktı.
Shinra Izaya'nın yastığını almış ona sarılırken hala uyuyordu.I-"Yastık hırsızı"
diye söylenerek banyoya gitti. Yüzünü yıkayıp aynadaki eskiden oluşmuş izlerinin yerine baktı.
"Şu anda boynuma hiçbir iz yok ya da vücudumun herhangi bir yerinde, yaptığı kesikleri ve gözlerimden akmış olan sayısız yaşları bedenim tamamen unutmuş gibi. Artık kalbim onu düşündükçe teklemiyor ya da içimi bir mutluluk doldurmuyor.
Kurduğum hayallerimin nasıl katledildiğini beynim unutamıyordu.
Ne hayaller kurmuştum ellerimi tuttuğunda birlikte herşeyi bırakıp sonsuzluğa gideceğimizde..."Izaya duvardan destek alarak ayakta durmaya çalışıyordu. Beyni geçmişinden anıları önüne serdiğinde nefes alamaz oluyordu. Yine öyle bir kriz gelmişti. Bedeni titrerken bunu durduracak tek şey sakin kalmasıydı.
"Sakin olmalıyım, o artık yok o gitti"
Izaya aniden dudaklarından çıkan çığlığı engelleyememişti.
Shinra Izaya'nın çığlığına uyanıp anında banyoya Izaya'nın yanına gelmişti.
Sh-"Izaya, Hey iyi misin ?"
Shinra Izayayı sarsmış ve gözlerini yüzüne sabitlemişti. Izaya'nın bedeni kitlenmişti. Ağzı sertçe sıktığı dişleri yüzünden açılmıyordu.
Shinra Izayaya neyin iyi gelebileceğini düşünürken aklına çantası gelmişti.
Hızla içeriye dönüp çantasını aramaya başladı.
Eski siyah çantasını bulunca hızla açıp sakinleştirici iğneyi hazırlamıştı.Sh-"Dayan Izaya sana neyin bunu yaptığını bilmiyorum ama bu sana iyi gelecek"
Shinra sakinleştiriciyi Izaya'nın bedenine enjekte etmişti.
Izaya'nın kasları rahatlarken kendine gelmeye başlamıştı.
Yaşatan gözlerini silip karşısında ona anlayışlı gözlerle bakan arkadaşına döndü.I-"Bunu gördüğün için üzgünüm Shinra, bu uzun zamandır olmuyordu. Şimdi kendimi kaybettim daha fazla dayanamadım."
Shinra arkadaşına sıkıca sarılmıştı.
Onu çok iyi anladığını hissediyordu.
Nedenini bilmiyor olsada kendisinin gibi Izaya'nın da sarılacak şefkatli kollara ihtiyacı vardı.
O Orihara Izayaydı ama duygularını saklayan maskelerini kullanan gerçeklerden kaçan bir insandı.
Tıpkı Shinra gibiydi... Oda kendi duygularını üzüntülerini gülerek saklardı. İnsanlara mutlu görünürken içten içe endişeleriyle savaşırdı.Bazı şeylerden kaçmak daha kolay geliyor olsa gerekti. Izaya Shinradan ayrılana kadar Shinra ona sarılmaya devam etmişti.
Sh-"Iyi misin ?"
I-"Iyiyim"
Ikisinin konuşmasını yatın kaptanın yaptığı konuşma bölmüştü.
*
"Ve yeni turistik yerimize geldik. Avusturalydan fazla uzakta olmayan Yeni Zelanda ya gelmiş bulunuyorsunuz burası hem doğal güzellikleri hem de renkli çarşısıyla size güzel bir gün geçirtecek yat gün batımında hareket edecek"*
Yat limana giriş yapmıştı bile yattakiler birer birer inerken Shizuo ve Kadota da Shinrayla Izaya'nın gelmesini beklemeyi kesip limana inmişlerdi. Sarışın sigarasını içerken içindeki kötü hissin sigaranın ağzında bıraktığı tat olmasını umuyordu.Izaya Shinra'nın kolunu çekmesine daha fazla dayanamayarak yattan inmeyi kabul etmişti. Iki dost birisi gülümserken diğeri kasvet saçarak yürümeye başlamıştı. Zıtlıklardan oluşan kırılmaz bağlarla bağlanmış iki dost doğanın önlerine sunduğu harika manzarayı izlerleyerek küçük bir dondurmacıya oturdular.
Izaya kakaolu ve çilekli dondurma alırken Shinra favorisi karadut meyveli ve boninonlu dondurmasından almıştı.I-"O şeyi nasıl yiyorsun anlayamıyorum"
Sh-"Hiçte bile çok tatlı tıpkı...Celt... öhö öhö"
I-"Sakin ol dondurma yüzüden şurada ölmen çok saçma olur"
Sh-"Hahah haklısın"
Shinra dondurmasından bir ısırık alırken yanlarından el ele geçen bi çifti görmüştü. Celty'nin önünde beliren suretinin hayalini yok etmeye çalışarak yaşaran gözlerini sildi.
Sh-"Hala arada böyle oluyorum"
I-"Ben bile bunca yıl sonra böyle oluyorsam sana bişey söylemeye en ufak hakkım bile yok"
Izaya dondurmasına bakış atıp yemeyeceğine karar vermişti.
Shinra'nın merak eden ama sormaya korkan bakışları hala üzerindeydi.I-"Sana herşeyi anlatacağım ama beni sonuna kadar kesmeden dinleyeceksin"
Shinra başıyla onaylayıp Izaya'nın neler söyleyeceğini merak içinde dinlemeye başlamıştı.
*(O sırada başka bir yerde)*
Kadota çevreyi umursamazca Shizuoyla gezerken telefonuna durmadan mesaj gelmiş mi diye bakıyordu. Shizuo bile onla kimden mesaj bekliyorsun diye dalga geçmişti. Cevap da verememişti onu sinirlendirmemek için üstelik Kadota böyle şeylerle uğraşacak bir adam değildi. Telefonunu cebine koyacağı sırada açtığı programla birkaç yere bakıp Shizuoya "buralarda ünlü bir dondurmacı var oraya gidebiliriz dostum" demişti.
Shizuo başıyla onaylarken aklında neler olduğunu ve bu endişesinin sebebini çözememişti.Shizuo ve Kadota Izaya ve Shinrayı konuşuyorken görünce yanlarına gitmeye karar vermişlerdi.
Shizuo yu durduran Izaya'nın ağzından dökülen. "Sana herşeyi anlatacağım ama beni sonuna kadar kesmeden dinleyeceksin" cümlesiydi.
Shizuo Kadotaya sessice masaya oturmasını işaret ederken farkedilmemenin fırsatını yakalayarak gerçekleri öğrenebileceğinin zafer kazanmış sevincini yaşıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Neden ? (Shizaya)
FanfictionSırların varlığını sürdürdüğü küçük bir hikaye. Animesinden farklı birkaç şey olacak. Aynı olansa aşk ve birine karşı duyulabilecek bir sır ve bunla nasıl mücadele edileceğidir. "Herşeyin bir nedeni vardır" derler bu sefer "Neden ?" diye soracağ...