Medya; BTS - Go Go
Yoongi adımlarını hızlandırdı ve elindeki dosyaların düşmemesi için koluna sabitledi. Yirmi dakika kadar sonra Jennie ile provaları vardı ve gösteriler için olan hazırlıkları bir an önce bitirmesi gerekiyordu.
Dosyalardan iki tanesi eline alıp göz gezdirdi ve iç çekti. Vokal grubu ve dans grubuyla ilgili dosyalardı. Bu dosyaları güvenilir birilerine vermeli, ayak işlerini onların halletmesini sağlamalıydı.
İlerde birbirlerinin omzuna vurup şakalaşan Jungkook ve Jimin'i görünce yüzüne hınzır bir gülüş yerleştirdi. İşi satacağı adamlar tam karşısında duruyorlardı. Anlaşılan, son dersten kaçmış ve okulda aylak aylak gezinmeyi tercih etmişlerdi. Yoongi'ye göre de bu onların cezasıydı.
Sırtı Yoongi'ye dönük bir şekilde dikilen Jungkook ve Jimin kahkahalarla sohbet etmeye devam ederken Yoongi ikiliye çaktırmadan sessizce arkalarına gelmişti. Dosyaları bir kez daha koluna sıkıştırıp, ikisinin kafasına bir tane geçirdi ve gülmeye başladı. Jungkook ve Jimin şaşırıp, bunu yapan kişiyi dövmek üzere arkalarına döndüklerinde elbette Yoongi ile karşılaşmayı beklemiyorlardı.
Yoongi'yi görünce gözlerini kocaman açmış, özür dilemeye başlamışlardı. Yoongi'nin en nefret ettiği şeylerden biri, onların sebepsizce dersten kaçmalarıydı. Öğretmenleri umursamazca gülmeye başladı ve konuştu.
"Hayatınızdan sıkılmış, bunalmış ya da ne bileyim artık bu kadar yaşamak bize yeter diye düşünüp ölme kararı almış olabilirsiniz. Fakat, daha güzel ve acısız intihar yöntemleri vardı."
"Hyung!" dedi Jungkook zaten kocaman olan gözlerini iyice irileştirerek. "Bugün benim okulda ilk günüm ama!"
"Ah, evet." diyerek gözlerini devirdi büyük olan. "Bir de ilk günden dersten kaçıyorsun, ha?"
İkisi suçlu suçlu önlerine bakıp, omuzlarını düşürürken Yoongi de ciddileşti. Onlar, Yoongi'nin kardeşleri sayılırdı ve okulu ciddiye almıyor olmaları Yoongi'yi gerçekten sinirlendiriyordu. Kendi geleceklerini onlardan daha çok düşünüyordu fakat onlar hiç umursamıyordu. Bu Yoongi'yi çıldırtmaya yetiyordu.
"Size yapacağımı bilirdim ben, ama bu aralar çok meşgulüm."
Jimin ve Jungkook bu sefer umut dolu gözlerle hyunglarına baktıklarında Yoongi'de gülümseyip bir tane dosyayı Jimin'in, diğerini de Jungkook'un eline tutuşturdu.
"Gidip şu dosyadaki öğrencileri bulun ve yarın okuldan sonraki provaya gelmelerini söyleyin. Jimin, sana vokal grubunun dosyasını; Jungkook sana da dans grubunun dosyasını verdim. Acele edin, okul çıkışına dek bitiremezsiniz, öldünüz."
İkisi yutkunup kafalarıyla onaylarken Yoongi hızlı adımlarla koridorda ilerlemişti. Jungkook ve Jimin koridorda gözden kaybolan hyunglarının arkasından bakarlarken iç çektiler. Yoongi'den korkuyorlar mıydı? Evet, fazlasıyla.
"Pekala," dedi Jimin kabullenerek. "Benim dosyamdaki ilk isim Park Rose. Ya senin?"
Jimin'in sorusuyla elindeki dosyayı karıştırdı ve listenin başındaki ilk isme baktı Jungkook.
"Lalisa Monoban."
***
Jennie alnına düşen saçlarını kulağının arkasına sıkıştırdı. Gergin hissediyordu ama rahat olması ve provada bir yanlışlık yapmaması gerekiyordu. Elbette, bu gerginliğin sebebi öğretmeniyle tek başına prova yapacak olmasıydı. Kesinlikle bu öğretmenin Min Yoongi olmasından dolayı değildi hissettiği heyecan.
Prova yapacakları yer olan müzik odasının kapısını çaldı. Sonunda, cesaretini toplayabilmişken içeri girmeliydi. İçeriden 'gir' sesini duyduğunda yavaşca kapıyı açtı.
Yoongi her zamanki gibi piyanonun başında olmak yerine, masasında oturuyor ve önündeki işlerle ilgileniyordu. Beyaz salaş gömleğinin yarısı siyah pantalonundan dışarıya çıkmıştı. Siyah saçları karışmış ve alnına dökülmüşlerdi. Jennie bir anlığına da olsa nefes alamadığını hissetti. Kalbi, göğüs kafesini yırtarcasına hızlı atıyordu.
"Bay Min," dedi zorlukla. "Prova için gelmiştim."
"Tabi, Jennie." diyerek ilerideki koltuğu gösterdi Yoongi. Kafasını hala dosyalardan kaldırmamıştı. "Buraya otur, işim bitmek üzere."
Jennie, Yoongi'nin göremeyeceğini bilse de kafasıyla onayladı ve gösterdiği koltuğa yerleşti. Birkaç dakika sonra da Yoongi masasından kalkmış ve Jennie'nin yanına oturmuştu.
"Seni biraz zorladım gibi oldu ama," dedi Yoongi gergince. "Bu gösteride yer almak istiyorsun değil mi?"
"Evet, istiyorum."
Jennie bir saniye bile beklemeden hızlıca konuştuğunda Yoongi'nin dudaklarının kenarı kıvrılmıştı. Genç kız biraz utanarak önüne döndü ve kafasını dağıtmak amacıyla gözlerini piyanonun tuşlarında gezdirdi.
"Peki, hangi şarkıyı söyleyeceğiz?"
"Aslında, birkaç gündür şarkı bulmaya çalışıyordum."
Yoongi elindeki kağıtlardan birini Jennie'ye uzattı ve kıza dönüp gülümsedi. Jennie bu gülümsemenin etkisiyle heyecanlanırken Yoongi devam etti.
"Ama ikimizin sesine de uyuyabilecek bir şarkı bulamadım, bu yüzden benim yazdığım şarkılardan birini kullanacağız."
"Sizin yazdığınız mı?"
Yoongi kısaca başıyla onaylarken Jennie elindeki kağıda göz gezdirdi. Daha sonraysa tekrar öğretmenine döndü ve konuştu.
"Şarkının ismi nedir?"
"First Love."
"İlk aşkınız," diye merakla sordu genç kız. "Bir piyano muydu?"
"Evet, ama her an değişebilir."
♠♠♠
Bölümler geç geldiği için çok üzgünüm, ilham okuldan korkup kaçtı galiba... Ama artık daha sık paylaşmaya çalışacağım. Real or Not'a da en kısa zamanda bölüm atacağım ❤
BTS DNA birçok rekor kırdı, bu sebeple kendimi çok gururlu hissediyorum.
ve tabii Jisoo ve V beraber sunuculuk yaptılarrr
ŞİMDİ OKUDUĞUN
4 o'Clock ❅ bts•bp ✓
Fanfiction"Benim sevgimin dünyayı değiştiremeyeceğinin farkındaydım. Ama en azından seni değiştirebileceğimi sanmıştım, Kim Taehyung." for @blinkpanda Başlangıç: 17.09.2017 ©nemesislau2017 Taesoo ☆ Yoonnie ☆ Jirose ☆ Liskook