Medya; Yozoh - Summer Vacation
"Sana yardım edeceğim," dedi Taehyung, Mark'ın sözlerine devam etmesine fırsat vermeden. Mark, Taehyung'un bu konuyu böylesine çabuk kabullenmesi karşısında afallamış, genç adamın önünde eğilerek; kaşlarını çatmıştı.
"Neden?" diye mırıldandı. Cevabını oldukça merak ettiği bir soruydu bu.
"Çünkü seni anlıyorum. Düşündüğünün aksine, sevdiğin birini kaybetmenin ne demek olduğunu iyi biliyorum. O gün abimi kaybettiğimizde, ailem sanki onunla beraber beni de gömdü. Sanki onların tek çocukları oydu ve ben birden görünmez oldum. Ben o gün sadece abimi değil her şeyimi kaybettim, tüm ailemi. Sana bu yüzden yardım edeceğim."
"Vay canına," dedi Mark kafasını iki yana sallayarak. "Daha şiddetli bir konuşma olur sanmıştım ama nedense fazla duygusal geçti."
Gözlerini devirdi Taehyung ve kafasının arkasındaki acıyla dudaklarını büzdü.
"Tamam, şimdi şu ipleri çöz."
Mark gülümsemiş ve arkasını dönerek yürümeye başlamıştı.
"Biraz daha böyle kal," dedi. "Yoongi Hyung birazdan seni kurtarmaya gelir."
"Ya! Sana yardım edeceğimi söyledim! Ne yaptığını sanıyorsun?"
"Dostum," dedi Mark Taehyung'a dönüp sırıtırken. "Bu işin eğlenceli kısmı."
***
"Özür dilerim, gerçekten. Ama bu Taehyung ve Mark'a ait bir sırdı. Biz de çok geç öğrendik ve size söylersek; sonuçlarının ne olacağını çok düşündük. Hepimiz bu gösteri için çok hazırlanmıştık, bu yüzden size söylemedik. Bu gösteri biter bitmez söyleyecektik, yemin ederim. Ama biri bizden önce davrandı."
Jungkook nefes almadan konuştuğunda karşısında ayakta dikilen Yoongi kaşlarını çatmıştı. Sahne arkasındaki odada; bir koltuğa Lisa ve Jungkook'u oturtmuş sorguya çekiyorlardı.
"Bu işi bana bırak, Hyung." dedi Hoseok Yoongi'nin önüne geçerken. İlerleyip Jungkook'a yaklaştı ve genç adamın omzunu sıktı. "Bak, kurabiyecim. Her şeyi şimdi anlat ki, seni en iyi şekilde savunalım. Ben, sana söylemen için şiddet falan uygulamam, bilirsin. Genelde iyi biriyimdir." sonra Jungkook'a bir sır verircesine eğilmişti. "Ama şu arkamda gördüğün adam var ya, onu durduramam. Anladın mı beni? O biraz psikopat."
"Hoseok ne yapıyorsun?" dedi Yoongi sinirle. "Jungkook zaten her şeyi anlattı, niye iyi polis kötü polis oynuyorsun acaba?"
Hoseok doğrularak, yürümeye başladı ve omuz silkti. "Hep bunu yapmak istemiştim de, bir daha böyle fırsat gelmez diye düşündüm."
Jin ve Namjoon istemsizce arkadaşlarının salaklığına gülerlerken, Hoseok da onların yanına oturmuştu. Jimin ve Rose ise sadece bir köşede durmuş, olayı sessizce izlemekle meşgullerdi.
"Gerçekten özür dilerim." dedi Lisa. Gözleri doluydu ve yine ağlayacak gibiydi. Jungkook'un, genç kızın ellerini elleri arasına alıp okşaması bile işe yaramıyordu. "Sizi hayal kırıklığına uğratmak istemezdim."
Jisoo genç kızın önüne çöküp, ellerini Jungkook'un ellerinden kurtardı. Bu sırada da Jungkook'a delici bir bakış atmıştı. Jungkook ise Jisoo'nun bakışlarından tırsıp kafasını çevirmişti.
"Seni affedebilirim Lisa. Nedenini anlıyorum. Ama bir daha ne olursa olsun, bize anlatmalısınız. Anladınız mı? İkiniz de."
Lisa ve Jungkook gözlerini kocaman açıp aynı anda kafalarını aşağı yukarı sallamıştı. Jisoo gülümsediğinde, odanın kapısı aniden açılmış ve içeriye bir görevli girmişti.
"Bay Min," dedi. "Kapıların kilitlerini açtık."
"Harika!" diyerek ayağa fırladı Hoseok. "Gidip uzaylımızı kurtaralım."
***
"Teşekkürler Taehyung." diyerek Taehyung'un yanındaki koltuğa attı kendini Mark. "Sayende, davayı kazandım."
"Bir aydır peşimi bırakmıyorsun ki," dedi Taehyung sinsice gülümserken. "O yüzden yardım ettim yani yanlış anlama."
"Zaten bir pislik olduğunu biliyordum."
"Bunu, Jisoo'nun yanında söyleme yoksa kafanı patlatır."
İkisi de aynı anda güldüğünde Taehyung kafasını duvara yaslamıştı.
"Size yaptıklarım için üzgünüm. Ama bir yandan iyi oldu."
"Ne diyorsun ya? Nesi iyi?"
"Bak şunları görüyor musun?" diyerek koridorun başını işaret etti Mark. Jennie ve Yoongi el ele tutuşmuştu, Jimin de kolunu Rose'un beline dolamıştı. Lisa gülümseyerek Jungkook ile şakalaşıyor, Jisoo da benzer bir gülümsemeyle Taehyung'a bakıyordu. Ve hepsi beraber onlara doğru yürüyorlardı. "Hepsi benim sayemde oldu. O mesajları birbirinizden uzaklaşın diye atmıştım, ama aksine yakınlaştınız. Hepiniz salaksınız galiba."
"Diyene bak, velet." dedi Yoongi. Yanlarına ulaşmışlardı ve Mark'ın dediklerini tesadüfen duymuştu.
"Dava nasıl geçti?" diyerek merakla ikiliye baktı Jisoo.
"Ben kazandım." dedi Mark kendinden emin bir gülümsemeyle.
"Tebrik ederim Mark." dedi ve kendini Taehyung'un yanındaki koltuğa bıraktı Yoongi. "Ha, bu arada okuldan atıldın."
"Ne?"
"Baya," diyerek sırıttı Yoongi. "Okuldan atıldın."
"Ama.. Mezuniyetten üç gün önce okuldan atmanız sizce de çok acımasızca, değil mi?"
"Hep sen mi sürpriz yapacaksın?"
Herkes gülmeye başladığında Mark oflamıştı. Jimin Rose'un saçlarına minik bir öpücük bıraktıktan sonra konuştu.
"Şimdi ne yapıyoruz?"
"Bence Mark'ın okuldan atılışını kutlayalım," diyerek ayağa kalktı Taehyung.
"Harika fikir."
"Ya! Ama ayıp oluyor."
"Hoseok Hyungu da arayalım, Namjoon Hyung ve Jin Hyung ile beraber gelsinler." dedi Jungkook.
"Olur, sen ara."
"Şimdi ben de sizden biri miyim?" dedi Mark merakla.
"Yoo," dedi Taehyung kafasını iki yana sallayıp, sinsice gülerken. "Değilsin."
Mark sinirle ona doğru atılmış ve sırtına çıkmıştı. Bu olay neredeyse ikilinin öne yuvarlanmasına neden oluyordu.
"Doğru düzgün konuş!" dedi Mark. "Yoksa sana tekrar mesaj atmaya başlarım."
"Hele bir dene! Bu sefer öldürürüm seni."
♠♠♠♠♠
Kısa bir geçiş bölümü oldu. Bir dahaki bölüm final.
Sevmişsinizdir umarım, sizi seviyorum 💖💖
Buraya fotoğraf bırakamayacak kadar üşengecim..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
4 o'Clock ❅ bts•bp ✓
Fanfiction"Benim sevgimin dünyayı değiştiremeyeceğinin farkındaydım. Ama en azından seni değiştirebileceğimi sanmıştım, Kim Taehyung." for @blinkpanda Başlangıç: 17.09.2017 ©nemesislau2017 Taesoo ☆ Yoonnie ☆ Jirose ☆ Liskook