Medya; Suzy - I Love You Boy
"Jimin, beni bir kafeye falan getirirsin sanmıştım ama bu saç bakım mağazasının önünde ne işimiz var?"
Omuz silkerek gülümsedi Jimin. Rose'u ürkütmeden bu açıklamayı yapması gerekiyordu.
"Çünkü," dedi sevimli bir sesle. "Beraber saçımızı boyatacağız."
"Ne?"
Rose, gitmeye yeltendiğinde Jimin onu kolundan tutarak durdurmuş ve kendine çekmişti.
"Korkulacak bir şey yok Rose, beraber saçımızı boyatalım hadi."
Jimin Rose'un elini kavrayarak onu mağazanın içine doğru çekmeye başlarken, Rose da mağazaya girmemek adına tüm gücünü kullanıyordu. Ama pek başarılı olduğu da söylenemezdi.
"Jimin! Ya! Lütfen saçımızı boyatmayalım! Bana yakışmaz, cidden."
"Rose, daha hangi renge boyatacağımızı bile söylemedim, yakışmayacağını nereden biliyorsun?"
"Yakışmaz işte biliyorum ben! Bırak beni!"
Jimin aniden duraksayarak yüzündeki kocaman sırıtışla Rose'a bakmıştı. Sebepsizce gülüyordu ve gözleri kısılmıştı. Rose'u kolundan nazikçe tutup kendine yaklaştırdı ve kollarını genç kızın beline doladı.
"Bayan Utangaç, daha demin bana bağırdı mı?"
"Şey," diye mırıldandı Rose. "İsteyerek olmadı."
"Bağırman beni mutlu etti."
"Sen nasıl bir manyaksın?"
"Ne var?" diyerek güldü Jimin. "Şu ana dek kaç kişiye bağırmışsındır ki.. Kendimi özel hissettim."
"Cidden mi? Süper, o zaman bunu kutlayalım."
Rose, bu sefer Jimin'in elinden tutup, kendilerini mağazadan uzaklaştırmaya çalışmıştı ama tüm çabaları gibi, bu da yalan olmuştu. En sonunda pes ederek gözlerini yere dikti ve Jimin'in onu zorla mağazanın içine götürmesine izin verdi.
"Sana yakışmayacak olsa, emin ol seni zorlamam. Bana güven, lütfen."
"Pekala," diyerek isteksizce konuştu Rose. "Peki hangi renge boyatacağız?"
Jimin gülümsedi. "Turuncu."
***
"Şimdi gerçekten bittik Yoongi Hyung."
"Lanet olsun.."
Yoongi zaten dağılmış olan saçlarını eliyle iyice dağıttı ve kafasını geriye attı. Jennie ile sevgili olduklarından beri, ki bu sadece kısa bir zaman önceydi, bir kez sarılmışlardı ve olay tüm okula yayılmıştı. Kanıtlarıyla... Onlarla uğraşan her kimse, canına susamış olmalıydı.
"Bunu yapan şerefsizi bulursam, öldürürüm. Biliyorsun değil mi, Namjoon?"
"Biliyorum," diye mırıldandı Namjoon. "Sizinle ilgili tüm sırları bildiğinden, zeki biri olduğunu düşünüyorum ama.. Ama, elindeki tüm kozları aynı anda kullanmaya kalkması çok mantıksız."
"Belki de," dedi Yoongi sırtını iyice sandalyesine yaslayarak.
Ve en yakın dostunun sözlerinin devamını getirdi Namjoon. "Elindeki en büyük kozu sona saklıyordur."
Yoongi cevap vermek için dudaklarını aralamıştı ki, müzik odasının kapısı hızlı bir şekilde açıldı ve odaya iyi giyinimli orta yaşlı bir bayan girdi. Kapıyı tıklatmaya gerek duymaması ve yüz ifadesi ne kadar sinirli olduğunu ele veriyordu. Mantığı ve zekasıyla kim olduğunu anlamak uzun sürmemişti, Yoongi için. Jennie'nin annesi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
4 o'Clock ❅ bts•bp ✓
Fanfiction"Benim sevgimin dünyayı değiştiremeyeceğinin farkındaydım. Ama en azından seni değiştirebileceğimi sanmıştım, Kim Taehyung." for @blinkpanda Başlangıç: 17.09.2017 ©nemesislau2017 Taesoo ☆ Yoonnie ☆ Jirose ☆ Liskook