Medya; BTS - Best of Me
"Jennie," diyerek alayla gülümsedi Sohee. "Rose'u cidden sen mi koruyacaksın?"
Sınıfa yeni gelen Jennie sinirle öne doğru atılmış ve Sohee'ye karşılık vermeye çalışmıştı. Sohee de geri çekilmeden Jennie'nin üzerine ilerlediğinde sınıftaki uğultular ve tezahüratlar artmıştı. Rose, Jennie için endişelenerek olayları izliyorken, Lisa hala daha kendisine atılan mesajın etkisinden çıkamamıştı.
"Rose ile Jimin'in olduğu videoyu sen mi paylaştın?"
"Hayır," diyerek kaşlarını çattı Sohee. "Emin ol bu videoyu ilk öğrenen ben olsaydım, okula yaymadan önce Rose ile görüşürdüm ve şimdi karşımızda böyle sapasağlam duramazdı."
"Öyle bir şeyi asla yapamazsın."
Sohee gülümsedi. "Deneyebiliriz. Ve sorumu hala cevaplamadın, Rose'u korumak için yeterli olduğunu mu sanıyorsun?"
Jennie artık kendine hakim olamayarak Sohee'nin üzerine ilerlediğinde, aniden beline dolanan kollar ile geriye çekilmiş ve neye uğradığını şaşırmıştı. Yoongi, Jennie'yi kavgadan uzaklaştırmıştı.
"O koruyamasa bile," dedi Yoongi'nin hemen yanında olan Jimin. "Ben onu koruyacağım."
Sınıftaki herkesin, ve tabiki sınıfa sığmaya çalışan okuldaki öğrencilerin, şaşkın bakışları arasında Jimin, Rose'un yanına gitmiş ve onun elini tutmuştu.
"Rose, bundan sonra benim sevgilim. Ona yaklaşmamanızı tavsiye ediyorum." sonra da Sohee'ye döndü. "Özellikle de sen, benden ve sevgilimden uzak dur."
Jennie, Yoongi ve Taehyung hatta sonradan sınıfa giren Jisoo ve Jungkook bile duyduklarına inanamamışlardı. Sonuçta, Jimin'in Rose'a karşı bir şeyler hissettiği belli olmaya başlasa bile Jimin'in böyle bir şey yapacağını asla tahmin etmemişlerdi.
Rose ise yaşadığı olayların verdiği şok etkisinden dolayı bakışlarını yere sabitlemiş, Jimin'in kendisini sınıfın dışına dek sürüklemesine izin vermişti.
Sonunda rahatça konuşabilecekleri, etraflarında insanların olmadığı, bir yere geldiklerinde, Jimin Rose'un elini bırakarak genç kızın omuzlarından tutup kendine çevirdi. Derin bir nefes aldı ve konuşmaya başladı.
"İyi değilsin, biliyorum. Ama yardım edeceğim sana, tamam mı? Benim yaptığım bir hatanın sorumluluğunu sen sırtlanmayacaksın. Beraber taşıyacağız."
"Jimin," diye mırıldandı Rose. "Sana nasıl güvenebilirim? Seni doğru düzgün tanımıyorum bile. Senin sonuna dek yanımda durup yardım edeceğini nereden bilebilirim ki?"
Jimin gülmeye başladığında, Rose gözlerini genç adamın yüzüne çevirmiş ve garipseyen bakışlarla bakmaya başlamıştı.
"Neden gülüyorsun?"
"Daha demin," dedi Jimin kendine hakim olmaya çalışarak. "Seninle tanıştığımdan beri kurduğun en uzun cümleyi kurdun."
Rose da gülümsediğinde, Jimin gözlerini kısarak gülmüş ve konuşmaya devam etmişti.
"Senin için zor olduğunun farkındayım, fakat bana güven lütfen, olur mu?"
"Yani," dedi Rose başını aşağı yukarı sallayarak. "Sevgiliymişiz gibi rol mü yapacağız?"
"Ben rol yapmayacağım."
***
"Bu çok fazla tuhaftı," dedi Jungkook.
Jimin ve Rose sınıftan çıktıktan sonra, diğer herkes de üçer beşer dağılmış ve sınıfta Yoongi, Jungkook, Taehyung, Lisa, Jennie ve Jisoo kalmıştı. Yoongi'nin isteği üzerine onlar da sınıftan çıkmamış, birlikte mesaj atan kişinin kim olabileceğini konuşuyorlardı.
"Jimin herkese neden Rose ile sevgili olduğunu söyledi?"
"Cidden.." diyerek yumruklarını sıktı Jennie. "O çocuk arkadaşımı zorla sevgilisi yapmaya falan kalkarsa eğer, öldürürüm onu. Ya siz! Hepiniz aynı mısınız? İçinizde tek düzgün Yoongi mi?"
Taehyung ve Jungkook imalı bakışlar atmaya başlarken Jisoo da Yoongi'ye 'sizi gidi sizi' isimli bakışından yollamıştı.
Lisa derin bir nefes aldı ve tereddüt ederek konuştu. "Bana da bir mesaj geldi." Daha sonra, Yoongi'nin yanına yaklaşarak mesajı diğerlerine de gösterdi.
"Bu neyle ilgili peki?" diyerek merakla mesaja baktı Yoongi.
"Geçmişimle. Benim ve Jungkook'un geçmişiyle ilgili."
Bu sefer şaşkın bakışlar Jungkook'a döndüğünde Jungkook ciddi bir havaya bürünmüş ve sınıf çıkışına doğru adım atmıştı.
"Lisa ile aramızda olanları bilmesi imkansız."
"Eğer," dedi Lisa. "Eğer, tahmin ettiğim kişiyle bir bağlantısı yoksa."
"Bu çok saçma.." diyerek isyan etti Taehyung. "Salakça bir dedektiflik hikayesinin içine düşmüş gibi hissediyorum. Sherlock Holmes miyim ben yahu?"
Jisoo histerik bir gülüş attı. "Senden bırak Sherlock Holmes'u, Sherlock'un ev sahibi olan yaşlı kadın bile olmaz. Neyden bahsediyorsun acaba?"
"Hah!" diyerek ileriye atıldı Taehyung. "Sen benim IQ'uma laf mı attın?"
"Yok canım ne münasebet. Olmayan bir şeye nasıl laf atabilirim?"
"Yeter!" diyerek araya girdi Yoongi. "Ne diye beş yaşındaki çocuklar gibi kavga ediyorsunuz?"
"Ya, hyung! Bırak ya ben gidiyorum. Bir daha benle konuşma Jisoo, sana küstüm."
"Hiç de bile! Asıl ben sana küstüm."
İkisi aynı anda kapıya doğru sinirle ilerlemiş ve kapıda sıkışarak birbirlerine çarpmışlardı. Bir süre çaba göstererek sonunda kapıdan koridora çıkmayı başardıklarında, diğerlerinin kafası bir hayli karışmıştı. Gülseler mi yoksa onlarla arkadaş olduklarından ağlasalar mı karar veremiyorlardı.
"Pekala hyung," dedi Jungkook. "O zaman ben de kaçtım. Geçerken şunları da bir kreşe falan yazdırırım artık. Başıma bela oluyorlar ya benim, uğraş uğraş."
Lisa ve Jisoo da gülümseyip Yoongi'ye selam vererek Jungkook'un ardından sınıftan çıkmışlardı.
Yoongi kollarını göğsünde birleştirerek sıraya yaslandı ve güzel gülümsemelerinden birini göstererek konuştu.
"Ben onlara gerçekten hiç benzemiyorum, değil mi? Çok daha harikayım."
Jennie, Yoongi'nin egoistliğine karşı kendini camdan atma isteğine karşı koyamazken konuştu.
"Onların yanında öyle dedim diye çok da şey yapma, hala daha cevabını bekliyorum senin."
♠♠♠♠♠
Baya geç geldi bölüm bugün ama, kursum ardından da özel dersim vardı...
Ve, kimse yeni bölüm nerede diye sormadı....
Üzülen yazar emojisi*
İyi geceler 🌸
ŞİMDİ OKUDUĞUN
4 o'Clock ❅ bts•bp ✓
Fanfiction"Benim sevgimin dünyayı değiştiremeyeceğinin farkındaydım. Ama en azından seni değiştirebileceğimi sanmıştım, Kim Taehyung." for @blinkpanda Başlangıç: 17.09.2017 ©nemesislau2017 Taesoo ☆ Yoonnie ☆ Jirose ☆ Liskook