Medya; BTS - MIC Drop
"Sen cidden.." diyerek şaşkınlıkla gözlerini büyüttü Lisa. "Gidip öylece onları tehdit mi edeceksin?"
"Evet," diyerek kısaca onu onaylamış ve omuz silkmişti Jennie.
"Bizi de götür."
Jennie Rose'a bakarak kafasını iki yana salladı. Kızın kollarını kendi bedendinden ayırarak saçlarını hafifçe okşadı ve gülümsedi.
"Sizi bunun içine çekmeyeceğim. Seni yanımda gördüğünde Sohee sana da saracak Rose. Lisa'yı da bu işe bulaştırmak istemiyorum."
"Ama," diyerek dudaklarını büzdü Lisa. "Sana da kötü şeyler yapmayı denerse?"
"Merak etmeyin. Benimle sorunlarımın üstesinden gelebilecek birini tanıyorum."
Jennie yan yana durmuş ve suratlarını asmış iki kıza baktı ve kollarına vurarak gülümsedi.
"Ya! Ne abarttınız siz de, savaşa gitmiyorum. Onlarla konuşup geri döneceğim."
"Biz de gelelim işte, Jennie. Tek başına yanlarına gitmeni istemiyorum hiç. Okulda olsak bile."
"Hayır, dedim Lisa. Kesinlikle olmaz. Ben sizden bir yaş büyüğüm. Unnienizin sözünü dinleyin ve burada kalın."
Cevap vermelerini beklemeden ikisine de gülümsemiş ve Sohee ile Mina'nın sınıfına doğru yol almıştı Jennie. Onlara sataşmaya falan kalkmayacaktı, onlar saçma sapan şeyler yapmadığı sürece. Sadece değer verdiği arkadaşlarının o salaklar tarafından üzülmesi sinirlerini bozuyordu. Birinin artık buna dur demesi gerekliydi. Şiddeti ya da bu tür kavgaları seven biri değildi ama yapmak zorunda kalırsa da yapardı.
Sınıfa girdi ve en arka sırada oturup arkadaşlarıyla gülerek konuşan Mina'nın yanına ilerledi. Mina, Jennie'yi görür görmez alaycı bir tavırla onu süzmeye başlamıştı. Jennie de ona karşılık verip gülümsedi.
"Sohee yok mu?"
"Hayır," diyerek küçümseyen bakışlarını fırlattı Mina. "Bazı işleri var."
Jennie güldü. "Nasıl işler olduğunu tahmin edebiliyorum, nedense."
"Buraya gelmendeki sebep nedir?" diyerek ayağa kalktı Mina.
Sınıftaki birçok göz çoktan onların üzerine dönmüş ve merakla aralarında geçen konuşmayı dinlemeye başlamışlardı.
"Jisoo ile ilgili mesajı yayan sensin değil mi? Sen ve Sohee."
"Bensem ne yapacaksın?" diyerek güldü Mina. Jennie sinirlerinin gittikçe taştığını düşünmüştüm. "O kız bunu hak etti sonuçta."
Tek kaşını kaldırarak karşısındaki kızı süzdü Jennie. Söyledikleri çok saçma olsa da bir süreliğine sessiz kalıp onu dinlemeliydi.
"Hak mı etti? Sırf, Taehyung'u seviyor diye, bunu yapmanı hak ettiğini mi söylüyorsun yani?"
"Aynen, öyle. Taehyung'un sevgilisi var Jennie. Ben varım. Ben onun yanında olduğum halde nasıl benim sevgilimi sevebilir? Nasıl benim olan birine göz koyabilir? Bu ancak Jisoo'nun o****"
Jennie sözlerinin devamını getirmesine izin vermeyerek elini kaldırdı ve acımasızca geçirdi genç kızın yüzüne. Fazla ileri gitmişti, hem de çok fazla. O kim oluyordu da Jisoo'ya böyle bir söz kullanmaya cüret ediyordu?
Başını yerden kaldırıp şaşkınlıktan kocaman olmuş gözleriyle Jennie'ye baktı Mina. Elini yanağına koyarak acının geçmesi için ovmaya başlamıştı. Etraftaki bağırışları ve tezahüratları umursamadan Mina'nın omzundan itip duvara yaslanmasını sağladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
4 o'Clock ❅ bts•bp ✓
Fanfiction"Benim sevgimin dünyayı değiştiremeyeceğinin farkındaydım. Ama en azından seni değiştirebileceğimi sanmıştım, Kim Taehyung." for @blinkpanda Başlangıç: 17.09.2017 ©nemesislau2017 Taesoo ☆ Yoonnie ☆ Jirose ☆ Liskook