4 O'Clock × 19 "Why"

5.1K 476 473
                                    

Medya; V - We Don't Talk Anymore

"Ya!" diye bağırdı Jin. "Bir kere de erken gelsen ölür müsün, velet!"

Jimin vokal provaları için okulun tiyatro salonuna gelmişti, neyse ki tiyatro salonu dolu değildi, ama provanın sonuna doğru gelmiş olması onun için oldukça acı verici olmuştu. Jin Hyungu on beş dakika kadardır, herkesin önünde Jimin'i azarlıyordu.

"Hyung," diye fısıldadı Jimin, kimsenin duyamayacağı şekilde. "Sinirlenince çok komik olduğunu biliyorsun, değil mi?"

Jimin, Jin'den azar yiyordu güya, ama tek yaptığı dudaklarını ısırıp gülmemeye çalışmaktı. Jin hyungu, gerçekten komikti.

"Park Jimin," dedi Jin, tıpkı Jimin'in yaptığı gibi fısıldayarak. "Ölümlerden ölüm beğen.."

Jimin kıkırdadı, sert görünmeye çalışması rağmen Jin'de bu, işe yaramıyordu.

Prova bitip herkes dağıldığında, Jimin sonunda Jin'in elinden kurtulabilmiş ve çantasını almak üzere sahne arkasına gitmişti. Jin'in söylediklerine kendi kendine gülerek, çantasını aldı ve çıkmak için harekete geçti.

Ama, tam da o sırada minik bir ses duymuştu. Ne olduğunu anlayamayarak bir süre etrafına bakındı, fakat sahne arkası oldukça karanlık olduğundan bir şey görülmüyordu. İçindeki dürtüye uyarak ışığı açtı.

Karşılaştığı kişiyse, sandalyelerin yanına çökmüş; bacaklarını kendine çekerek ağlayan Rose'du. Jimin şaşkınlıkla gözlerini büyüttü ve olduğu yerde kalarak ne yapması gerektiğini düşündü.

Gitmeli miydi? Sonuçta, ortada onu ilgilendiren bir durum yoktu.

Ama gitmek istemiyordu. Rose yüzünden değil, diye düşündü. Başka biri olsa da, orada oturup ağlayan kişi kim olursa olsun, yanına giderdi. Giderdi, değil mi? Sadece, bahane.

Temkinli ve yavaş adımlarla genç kızın yanına ulaştığında, yere çöktü. Rose ile aynı sevyeye geldiğinde ona gözlerini kısarak bakmıştı ama Rose kafasını dizlerine gömdüğünden hala fark edememişti genç adamı.

Elini yavaşça kızın kahverengi saçlarına götürdü ve okşadı. Rose, ağlamayı kesmiş, anın şaşkınlığıyla başını dizlerinden kaldırmıştı. Ve, Jiminle karşılaşması onu daha da şaşırtmıştı.

"Jimin,"

Zorlukla konuştuğunda Jimin gülümsedi. Neden ismim, o söylerken bu kadar güzel geliyor?

"Neden ağlıyorsun?" diye sordu usulca.

Rose, aklından birkaç yalan geçirmişti ama sonradan vazgeçip gerçeği söylemeyi tercih etti. Nasılsa, eninde sonunda öğrenecekti.

"Ne yapacağımı bilmiyorum," diye mırıldandı Rose. "O kadar insanın içerisinde nasıl şarkı söyleyeceğim?"

İç çekti Jimin. Açıkcası, böyle olacağını tahmin etmişti.

"Bir şekilde bunun üstesinden gelmen gerek."

"Nasıl yapacağımı bilmiyorum."

Başıyla onayladı Jimin ve oturduğu yerden kalkması için genç kıza yardım etti. İkisi yan yana duran sandalyelere yerleştiğinde, Rose biraz daha rahatlamış hissediyordu.

"Şimdi," dedi Jimin. "Bana şarkı söyle."

"Ne?"

Rose, şaşkın gözlerle Jimin'e baktığında genç adam omuz silkmekle yetinmişti.

"Adım adım ilerlemen ve gösteriye dek bu korkunu en aza indirmen gerekiyorsa, en baştan başla. Sadece ben yanındayken şarkı söyle."

***

4 o'Clock ❅ bts•bp ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin