BTS - House of Cards
Jisoo
"Gerçekten mi Jisoo," diye söylendi Lisa. "Bana o çocuğu boğazlamamam için tek bir sebep söyleyin!"
"Çünkü," diyerek garip bakışlarını Lisa'ya çevirdi Rose. "İnsanları boğazlamamalısın Lisa."
"Haklısın, onun kafasına tekme atmalıyım."
Onların konuşmalarına tek bir tepki bile vermemiştim. Beni iyi hissettirmek ve güldürmek için böyle yaptıklarını biliyordum ve onlara minnettardım. Fakat, şu an işe yaramıyordu, işe yaramazdı.
Okula geldiğimizden beri gözlerimi yere dikmiş bir şekilde ruhsuzca düşünüyordum. Taehyung'un neden hiçbir şey söz söylemeden ya da bir tepki vermeden öylece çıkıp gittiğini düşünüyordum. Ona olan itirafım onun hiç beklemediği şekilde ve benim hiç beklemediğim bir anda olmuştu. Ama olmuştu işte, bir şekilde de olacaktı. Derin bir iç çektim. Gitmeden önce iyi de olsa kötü de olsa birkaç şey söyleseydi, ne olurdu sanki?
Bir yandan da, tüm okul birden benim hislerimi öğrendiği için insanlar bana bakmaya devam ediyor, aralarında fısıldaşıyorlardı. Birçok söz duymuştum kendi hakkımda. Benim bile bilmediğim. Cidden, bu komikti.. İnsanlar olayları büyütmeye bayılıyor, ve bire bin katarak anlatıyorlardı.
Taehyung'un benimle bir gece geçirdikten sonra kenara fırlattığını bile duymuştum. İnsanlar acımasızdı. Ne mi hissediyorum? Acı, saf acı. Kalbimde başlayıp, tüm bedenime yayılarak adeta bir kanser gibi beni mahveden bir acı.
İşin garip tarafıysa bunları sadece bir gün içerisinde yaşamış olmamdı.
"Jisoo, üzülme lütfen."
Jennie'ye bakıp gülümsemeye gayret gösterdim. Hepsi benim yüzümden endişeli, gergin ve oldukça üzgün görünüyorlardı. Onlara üzüntümü belli etmemeye çalışıyordum ama bu pek mümkün olmuyordu.
Zil çaldığında Lisa mırıldandı. "Yine seçmeli ders öyle değil mi?"
Seçmeli dersleri sevmiyorduk çünkü sınıflar karma yapılıyordu ve biz çoğunlukla aynı sınıfta olmuyorduk. Kızlara kısaca veda edip, daha iyi olacağımı söyleyerek kendi sınıfıma doğru yürümeye başlamıştım.
"Jisoo."
İleride bana seslenen Yoongi'yi, evet ona okul dışında Yoongi deme kararı almıştım, gördüğümde yüzüme sahte bir gülümseme yerleştirmiştim. Benim için endişelenen kişiler listesine bir isim daha eklemek istemiyordum.
"İyi misin?"
"İyiyim, Bay Min. Siz nasılsınız?"
"Ben de iyiyim," sonra mahçup bir şekilde kafasını kaşımış ve minik gözlerini üzerime dikmişti. "Bugün okuldan sonra prova yapmamız gerekiyor, biliyorum şu an senden bunu istemek zor ama-"
"Hayır, hayır." diyerek sözünü kestim. "Elbette prova yapmalıyız, zamanında orada olacağım."
Bana minnettar bir gülümseme sunup müzik odasına doğru yürümeye başladığında ardından seslendim.
"Bay Min," kafasını arkaya doğru çevirip bana bakmıştı. "Teşekkür ederim."
"Ne için?"
"Bana destek olduğunuz için."
***
Gün, sürekli Taehyung'u düşündüğümden ve derslere odaklanamadığımdan zor ama hızlı geçmişti benim için. İçimde hala bir umut vardı. Sonuçta beraber prova yapacaktık ve belki bir şeyler söylerdi. Ya da belki de ben bir aptaldım. Taehyung'dan bir şeyler beklediğim için. Bu işin peşini bırakmalı ve uzaklaşmalıydım hatta. Ama yapamıyordum. Bir insan, duygularını nasıl kontrol edebilirdi ki? Bu, mümkün değildi.
Tiyatro salonuna ulaştığımda her zamanki koltuğunda oturup, önündeki kağıtlara göz atan Taehyung ile karşılaşmıştım. Beni fark etmemişti. Ne kadar süre orda dikilip onu izlediğimi ve yanına gidip konuşmak için cesaret toplamaya çalıştığımı bilmiyorum. Sadece belirsizlikten sıkılmıştım ve kendi kendime gaz vermiştim.
Bunu yapabilirdim değil mi? Alt tarafı gidip konuşacaktım.
"Taehyung,"
Gözlerini hızla kağıtlardan çekmiş ve bana bakmıştı ama yüzüne hala ifadesizlik hakimdi. Çantamı diğer koltuklardan birine atıp, yanına oturdum.
"Konuşabilir miyiz?"
"Ne hakkında?"
Yutkundum. Neden bilmiyormuş gibi yapıyordu? Bu daha fazla gerilmeme sebep olurken konuşmaya devam ettim.
"Dün sana söylediklerim hakkında."
"Jisoo," dedi bana bakarken. Zorlandığı belliydi. "Bence bu konu hakkında konuşmamalıyız."
"A-ama, neden?"
Zorlukla sorduğum sorunun ardından gelecek olan cevaptan, ölesiye korkuyordum.
"Çünkü benim bir sevgilim var. Bu yüzden de bunun hakkında konuşmamızın bir anlamı yok. Hatta, hiç konuşmasak daha iyi, ama şu aptal prova yüzünden, bir süre böyle olmak zorunda."
Sinirin ve hayal kırıklığının damarlarımda dolaştığını hissederken ayağa fırladım. Yetmişti, bana bu kadar acı çektiriyor olması. Daha fazlasını kaldıramazdım, her şeyi içime atamazdım.
"Sana olan hislerimi tüm okula sevgilin olacak kız yaydı."
Sinirli bakışlarımın onun da gözlerine ulaştığını fark ettiğimde biraz irkilmiştim. Ama yine de belli etmedim, şu an güçlü olmam gereken bir zamandı.
"Yani? O benim sevgilim. Sense beni seven sıradan bir kızsın. Yapamaz mı sanıyorsun? Sonuçta-"
"Sonuçta sizler kendinizden başka insanların duygularını önemsemeyen kişilersiniz değil mi? Ben kırılmışım veya ağlamışım ne önemi var? Senin sevgilin olabilir, ya da Mina'nın. Siz birbirinizi sevmeden çıkabilirsiniz ama ben kimseyi sevemem, öyle mi?"
Histerik bir gülüş attım. İçimde ne var ne yoksa döküyordum ve bu inanılmaz rahatlatıyordu.
"İnsanlar kimi seveceğini seçemez. Seçebiliyor olsaydım, inan bana bu durumda olmazdım. Senin ya da Mina'nın benim duygularımla alay etmeye hakkınız yok. Taehyung, sizin.. Sizin, en yakın arkadaşlarıma bile göstermekten çekindiğim duygularımı herkese yaymaya hakkınız yok! Sen kimsin, kimsin de bu hakka sahip oluyorsun? Beni, dinlemedin bile! Bir cevap bile vermedin. Benim sevgimin, dünyayı değiştiremeyeceğinin farkındaydım. Ama, en azından seni değiştirebileceğimi sanmıştım, Kim Taehyung. Ama olmazmış. Sen, kimseyi sevemezsin."
Ne zaman bağırmaya başladığımı ya da ne zaman ağlamaya başladığımı bilmiyorum. Taehyung sinirle çantasını alarak, kapıyı çarpıp çıkmıştı. Bense yere çöküp hıçkırarak ağlamaya devam ederek, ne zamandır bizi izlediklerini bilmediğim Yoongi ve Jennie'nin bana sarılmasına izin vermiştim.
♠♠♠♠
Şu Taehyung napıyor cidden... Kendi yazdığım karaktere sinir olmak da varmış (^.^)
Bu arada itiraf etmeliyim, Yoongi & Jisoo kısımlarında az daha Yoonsoo shipliyordum dedim napıyosun kendine gel falan sonradan topladım olayı jskdjjsx
Üzücü bir bölümdü fakat, cezanı çekeceksin Kim Taehyung.
Gitmeden buraya şu shopu bırakayım da gözünüz gönlünüz açılsın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
4 o'Clock ❅ bts•bp ✓
Fanfiction"Benim sevgimin dünyayı değiştiremeyeceğinin farkındaydım. Ama en azından seni değiştirebileceğimi sanmıştım, Kim Taehyung." for @blinkpanda Başlangıç: 17.09.2017 ©nemesislau2017 Taesoo ☆ Yoonnie ☆ Jirose ☆ Liskook