Medya; BTS - Autumn (Dead) Leaves
Onlarca kez gelmiş olduğu odanın kapısını tekrardan tıklattı genç kız. Alışık olduğu kafide sesi duyduğunda bir an bile düşünmeden odaya daldı.
Yoongi, oturmayı sevdiği koltuğunda oturuyor ve her zamanki kahvesini içiyordu. Sıradan bir gündü aslında. Ama..
"Yoongi."
Yoongi, Jennie'nin kendisine Bay Min demek yerine ismiyle hitap ettiğini duyduğunda kahvesinden aldığı yudum, boğazında kalmış ve öksürmeye başlamıştı.
"Yoongi mi?" dedi zorlukla. "Ah, Taehyung'a laf anlatamazken, şimdi bir de sana mı söylemem gerekiyor?"
Şikayet eder gibi söylemiş olmasına rağmen, Jennie'nin ismini söylemesinden rahatsız olmamıştı Yoongi. Aksine bunu sevmişti.
"Okulla ilgili bir şey olmadığından Yoongi demek istedim. Yoksa, biraz garip oluyor."
Kafasını sallayarak onayladı onu genç adam.
"Ne hakkında konuşacaksın?"
"Tiyatro salonundaki olayın olduğu o gün, Taehyung'u bulamadığını söyledin."
"Evet," dedi Yoongi sakin bir sesle.
"O gün neden yalan söylediğini bilmek istiyorum." dedi Jennie. "Jisoo'ya bitki çayı almaya gittiğimde seni Taehyung ile konuşurken görmüştüm, Yoongi."
"Yanlış görmüş olmalısın."
"Sence, bu konunun dalga geçilecek bir yanı mı var? Neden, bize ne konuştuğunuzu anlatmadın?"
"Jisoo kadar Taehyung da benim arkadaşım Jennie. Taehyung istemiyordu ve ben de anlatmadım. Taehyung'un kafası çok karışık ve konuştuklarımızı anlatarak Jisoo'ya boş yere umut vermek ikisi için de zararlı olacaktı."
Jennie onun haklı olduğunu düşünüp derin bir nefes aldı ve omuzlarını düşürdü.
"Jisoo'nun üzülmesine dayanamıyorum."
"Bir şekilde halledeceğiz," diyerek kıza destek olmaya çalıştı Yoongi.
Jennie gülümseyip odadan çıkmak üzere arkasını döndü. Yoongi, gösteri için ayarlanacak şeylerden ötürü yoğun görünüyordu.
'"Jennie," diye seslendi Yoongi. "Yarın öğleden sonra gösterinin yapılacağı salonu görmeye gideceğim. Benimle gelir misin?"
Yoongi, kafasını önündeki kağıtlardan kaldırmadan sorduğunda Jennie şaşırarak gülümsemişti.
"Tabi gelirim, kendinize iyi bakın."
Ve kapıyı açtı Jennie.
"Sen de kendine iyi bak, Jennie."
***
"Lanet olsun, aklımdan çıkmıyor!"
Jimin sınıfta dersin ortasında aniden bağırdığında, öğretmen de dahil tüm gözler ona dönmüştü. Jimin, sınıfta olduğunu sonradan fark ederek sahte bir şekilde öksürdü.
"Jimin, ne yapıyorsun?" dedi Taehyung, arkadaşına garip bir şekilde bakarken.
"Fark etmemişim," diyerek tıpkı Taehyung gibi fısıldadı Jimin.
"Jimin."
Dersinde oldukları öğretmenleri Namjoon, yüzündeki sinirli gülümsemeyle ikiliye yaklaştı.
"Niye bağırdın durduk yere ChimChim?"
Sınıftaki birkaç kişi gülmeye başladığında Jimin utançla yüzünü buruşturdu. Taehyung da yan tarafa dönerek Jimin'e belli etmeden kahkaha atmıştı. ChimChim onların Jimin'e taktığı bir lakaptı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
4 o'Clock ❅ bts•bp ✓
Fanfiction"Benim sevgimin dünyayı değiştiremeyeceğinin farkındaydım. Ama en azından seni değiştirebileceğimi sanmıştım, Kim Taehyung." for @blinkpanda Başlangıç: 17.09.2017 ©nemesislau2017 Taesoo ☆ Yoonnie ☆ Jirose ☆ Liskook