Medya; Rap Monster - Reflection
"Taehyung?"
Jisoo şaşkın gözlerle kafasını sıradan kaldırmış ve Taehyung'a bakmıştı. Ama Taehyung da en az onun kadar şaşkın görünüyordu.
Jisoo, gözlerini bir an bile ayırmadan aşık olduğu adama bakıyordu ve Taehyung da ona uyuyordu. Fakat, tek bir kelime bile etmiyorlardı. Birkaç dakika kadar sonra Taehyung sessizliği bozdu.
"Özür dilerim."
"Ne için?"
"Her şey için."
***
Taehyung, Han Nehri'nin temiz havasını içine çekti. Yoongi Hyunguyla buluşmaktan vazgeçip, telefonunu kapatmıştı. Derin bir iç çekti. Jisoo, ona fazla bir şey sormadığı için memnundu.
Jisoo'dan kaçmasının nedenini bir süre boyunca kendisi de anlayamamıştı. Fakat, şimdi düşündüğünde taşlar teker teker yerlerine oturuyordu. Ne yazık ki, Taehyung bunu gerçekten tahmin edememişti. Onunkisi gerçek aşktı. Ve bundan kurtuluşu yoktu.
"Seni velet."
Taehyung, sessizliği bölen sinirli bir sesi duymasıyla irkilmişti. Kafasını oturduğu banktan arkaya doğru çevirdiğinde karşısında gözlerini kısarak bakan bir Yoongi vardı. Taehyung, kendini zorlayarak güldü.
"Hyung, gözlerini kısmayı kes zaten küçücük gözlerin var."
"Hem benimle dalga geçiyorsun, hem de telefonunu açmıyorsun, öyle mi?" sonra birkaç adım atıp Taehyung'un yanına yerleşmişti. "Seni ne kadar merak ettim haberin var mı?"
"Üzgünüm, sadece biraz yalnız kalmak istemiştim."
"Seni şimdi Han Nehrine atsam benim attığımı kim tahmin edebilir ki? Hem yalnız kalmış da olursun."
Taehyung gülmeye başladığında bir anda Yoongi ve Taehyung birileri tarafından itildiklerini hissetmişti. Yanlarına Jungkook ve Jimin oturmuştu.
"Ne işiniz var be sizin burada?" diye sitem etti Taehyung. "İyi ki bir yalnız kalayım dedim."
"Geçiyorduk, uğradık işte." diye mırıldandı Jungkook.
Jimin, küçük olanın omzuna vurdu ve gülmeye başladı.
"Aynen, tabi ki geçerken uğradık." Sonra Yoongi'ye döndü. "Hyung, bu geri zekalıyı intihar etmeye çalışırken yakaladım. Ama kendisi bunu yapmaktan korkuyor olduğundan, han nehrinin kenarlarına oturmuş sadece ayaklarını sokuyordu."
"Alıştıra alıştıra intihar edeyim dedim. Sudan hoşlanmıyorum."
Yoongi derin bir nefes aldı.
"Alayınız salaksınız."
Dördünün kahkahaları etrafı çevrelediğinde, Taehyung uzun zamandır onlarla vakit geçirmemiş olduğundan kendini daha iyi hissediyordu.
"Ne diye intihar etmeye kalkıştın?"
"Lisa yüzünden."
"Cidden," diye mırıldandı Yoongi. "Dört liseli kızın bizi bu hale getirdiğine inanamıyorum."
Üçü başıyla onaylamışlardı. Daha sonra Jimin duraksayarak elleriyle kaç kişi olduklarını saydı. Ve sonra gözlerini kocaman açtı.
"Bir dakika.. Ne demek dört liseli kız? Yoksa, sen.."
Yoongi kırdığı potu sonradan farkına vardığında, Jungkook ve Taehyung da Jimin'e katılarak Yoongi'yle dalga geçmeye başlamışlardı.
"Jennie'nin sürekli müzik odasına gelmesinden anlamalıydık zaten."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
4 o'Clock ❅ bts•bp ✓
Fanfiction"Benim sevgimin dünyayı değiştiremeyeceğinin farkındaydım. Ama en azından seni değiştirebileceğimi sanmıştım, Kim Taehyung." for @blinkpanda Başlangıç: 17.09.2017 ©nemesislau2017 Taesoo ☆ Yoonnie ☆ Jirose ☆ Liskook