"Kardeşimmmm!!"Sırdan bir günde Chanyeol'un anormal tepkileriyle insanların bize olan bakışlarına artık alışmıştı. Yanımda uyukluyan Kris'e kısa bir bakış attım, yanımda bir suç ortağım yoktu. Benim yanıma eğildi ve ellerini yanaklarıma yerleştirdi, dudaklarım bükülürken göz devirdim.
"Oğlum onunla tanışmışsın lan! Hemde seni kurtarmış! Sen nasıl bu kadar rahatsın!?"
Ellerini ittim ve iç geçirdim.
"Ah ne kadar mükemmel tanışma beni itti lan!"
Eli ile alnına vururken Kris'in boğuk çıkan sesi ile ona baktım.
"En azından sana kim olduğunu söylemiş"
Vücudumu Kris'in bedenine yasladım ve gözlerimi gökyüzüne diktim. Dün geceyi unutamıyordum, soğuk bakışları, beni itişi daha sonrada tuhaf bir şekilde ilgilenmesi. Saçlarımda hissettiğim parmaklar ile gözlerim istemsizce kapandı.
"İstersen bugün gidelim"
Kris'in düzelen boğuk sesiyle başım ile onu onayladım. Belki yine onun karşısına çıkmak yüzsüzlük olucaktı ama oraya gitmem lazımdı. Onunla ilgili bir şeyler öğrenmeliydim, bana neden baktığını bulmalıydım? Bunu kafama takmam çok saçmaydı ama nedense o bakışın anlamı varmış gibi hissediyorum.
"Sence yanlışmı yaptım?"
Bacağımda hissettiğim ağarlığın Chanyeol'un başı olduğunu tahmin ediyordum. Sorumu Kris cevapladı.
"Senden beklenilecek hareketi yaptın"
Gözlerimi açıp kaşlarımı çattım. Şimdi ne demek istemişti bu çocuk?
"Şimdi sen Jennie'yi kötüledin mi? Yoksa iyi bir şey mi söyledin? Ben anlamadım"
Chanye benim yerime konuşurken Kris iç çekti. Kris'in en nefret ettiği şeylerden biri söylediği bir şeyi tekrarlamasıydı.
"Yani demek istiyorum Jennie kendisi gibi davranmış ne kötüledim ne de iyi bir şey söyledim"
"Haaa"
Chanyeol ve ben anladığımızı belirtirken elindeki tepsi ile yere oturan Suho kaşlarını çatarak konuştu.
"Ben anlamadım"
Kris sinirle bağırırken Chanyeol ile ben kahkaha attık. Onlara sahip olduğum için şanslıydım, ne kadar birbirimizden nefret ediyormuş gibi dursakta ve ya sürekli kavga etsekte birbirimize ne kadar bağlı olduğumuzu bu tür durumlarda belli ediyorduk. Chanyeol, Suho'ya durumu anlatırken gözüm kampüs'ün dışındaki siyah lüks arabaya takıldı. İlk aklıma gelen J-Dope ve Rap Monster oldu ama bu onların arabasıydı değildi onlarınkisi daha farklıydı. Bu araba daha çok onlardan sonra gördüğüm arabaya benziyordu.
Kendimi zor olsada kaldırdım ve gözlerimi kısarak daha dikkatlice baktım. Plakasını görebilsem her şey açığa kavuşucaktı sahi o plaka nasıl bir şeydi öyle. '02 AgstD 5797' o zaman dikkat etmemiştim ama şimdi aklıma dank etti. Agust D ile bağlantısı olmamasına imkan yoktu. Ya bir Agust D hayranıydı ya da tamda kendisiydi. Bu düşünce karnımda ağrılara sebeb olurken çalan zil ile kendime geldim. Herkes oflayarak kalkarken arabadan gözümü çekemiyordum. Eğer o arabanın sırrını öğrenmek istiyorsam bu derse girmemeliydim.
"Hadi Jennie derse gidiyoruz"
Gözlerimi arabadan ayırmadan konuştum.
"Ben bu derste yokum"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Undergroung Rappers'1
Fanfiction"Sana Agust D yada Suga diye seslenmek istemiyorum, gerçek ismini söyle" Soğuk bakışlarını bana atarken fransız sigarasını pembe dudaklarına götürdü. Duman etrafa yayılırken ondan bir adım uzaklaştım. Sigara kokusu beni rahatsız ediyordu. "Sana ismi...