Hikayeye başlamadan önce yaz planlarından olan The Orther Side Of Death adlı kitabı yayımladım, bölümü okuduktan sonra bakarsanız sevinirim 😊 ve bir de @poncik_zaa adlı kullanıcıya destek olalım kitaplarında.Hayatınızda her şey iyi giderken bur anda nasıl kötüleşir durumuna örnek hayatımdı sanırım. Her şeyin iyi olucağına inanmışken bir anda gelen bir haber bütün hayatınızı mahfedebilirdi. Hayatınızda en değer veridiğiniz şeyi gözlerinizin önünde öldüğünü düşünün ne kadar acı verici değil mi?
"Çakma prens sen bunu nasıl yaparsın?!"
Dizlerimin üstünde Baekhyun'a bakarken omzumda bir el hissettim.
"Jennie, bu kadar üzülme dostum yeniden onu hayata döndürebiliriz"
Kris'e dudaklarımı büzerek bakarken ayağa kalktım ve yeri göstererek konuştum.
"Peki bu pizza'yı nasıl geri döndürebiliriz!"
Yerde yatan çift kaşar katlı bol malzemeli pizzama baktım, açlıktan ölüyordum ve çakma prens sakarlığı ile pizzamın katili olmuştu. Mutfağın içine giren Chanyeol ilk ne olduğunu anlamaya çalıştı daha sonra ise yerde yatan ölü pizza'yı gördü. Yüzünde dehşet ifadesi olurken dizlerinin üstünde çöktü ve kollarını iki yana açarken dramatik ses tonu ile konuştu.
"Tanrım neden biz! Bize neden bu acıyı yaş-"
Kollarının arasına giren Baekhyun ile sözü kesilirken, çakma prensin sert sarılış ile Chanyeol dengesini kuramadı ve geriye doğru düştü. Kris ile birbirimize sırıtarak bakarken biraz yana eğildiğimde Chanyeol'ın büyük gözlerinin daha çok büyüdüğünü gördüm büyük ihtimal ile çakma prensin yanaklarıda kırmızıydı. Pizza acım biraz azalırken dirseğim ile Kris'i dürttüm ve fısıldayarak konuştum.
"Biz bu ikiliyi yalnız bırakalım"
Kris gülerken kolunu omzuma attı ve salona doğru ilerledik, bugün günlerden pazar dı dünkü Suga ile olan konuşmalarımızdan sonra bizimkiler ile birlikte olmak istemiştim. Onlarla uzun süredir bir şey paylaşmıyordum ve artık onlara anlatmam gerekiyordu. Beraber Suho'nun evinde toplanmıştık, Kris ile Suho'nun pahalı rahat koltuklarına kendimizi atarken merdivenlerden gelen ayak seslerini duyduk. Omzumdan arkaya baktığımda elinde kahvesi ile stresli olan Suho'yu gördüm, hem aile'nin holdingini yönetip hemde okulla uğraşmak kolay bir iş değildi.
"Dostum biraz ara ver kafayı yemiş gibi gözüküyorsun"
Suho başını iki yana sallıyarak yanımıza doğru ilerledi ve yanıma otururken kahveyi masanın üstüne koydu. Dirseklerini dizlerine yaslarken parmakları ile şakaklarını avuşturdu.
"Çok fazla iş var ve de şu..."
Mutfak kapısını kontrol ettikten sonra sesini kısarak konuştu.
"Baekhyun'un peşinde olan adamı araştırdım...çocuklar o adam Baekhyun'un babasıymış ve bizim çakma prensi'de pek iyi şeyler için kullandığı söylenemez"
Olduğum yerden dikleşirken Kris merakla konuştu.
"Nasıl yani?"
Suho elini saçlarının arasından geçirdi ve dudaklarını yaladı, bu halleri pek iyiye işaret değildi.
"O adam Baekhyun'un bedenini para karşılığın satıyormuş, belli başlı müşteriler varmış ve Baekhyun onlarla...herneyse bizim çakma prens bu yüzden kaçmış olmalı"
Gözlerimi kırpıştırdım, bu nasıl bir şerefsizlikti? Bir insan nasıl oğlunun bedenini satardı ki sırf para almak için. Saçlarımı geriye doğru atarken konuştum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Undergroung Rappers'1
Fanfiction"Sana Agust D yada Suga diye seslenmek istemiyorum, gerçek ismini söyle" Soğuk bakışlarını bana atarken fransız sigarasını pembe dudaklarına götürdü. Duman etrafa yayılırken ondan bir adım uzaklaştım. Sigara kokusu beni rahatsız ediyordu. "Sana ismi...