.6.

4.4K 340 148
                                    


"J-Dope?"

"Merhaba Jennie"

Bedenini yasladığı kapı pervazından ayırırken bakışları Kris'i buldu. Sert bakışlarla onu süzerken paspası bıraktım ve Kris'in yanına doğru ilerledim.

"Burda ne yapıyorsun?"

Hoseok bize doğru ilerlerken konuştu.

"Ne yapmaya gelmişim gibi duruyorum?"

Kris ile birbirimize baktık. Açıkçası gözlerindeki şaşkınlığı onu tanıdığımdan beri hiç görmemiştim.

"Birinimi arıyordun?"

Yarım ağız sırıtırken eli ile beni gösterdi.

"Seni arıyordum güzelim"

"Güzelim mi?!"

Kris'in ince çıkan sesine gülmemek için kendimi zor tuttum. İyi ki yanımda Chanyeol yoktu, o olsaydı yine rezilliğin dibine vururdum. Hoseok öldürücü bakışlarını yine Kris'in üstünde gezdirirken kaşlarımı çattım. Beni tanımamasına rağmen yakın davranıyordu buna Namjoon'da dahildi ama diğerlerine yani Chanyeol ve Kris'e hiç sıcak bakmıyorlardı. Bu geçen sefer ki düşünceme cevap oluyordu. Ya işlerini geliceğimi bildikleri için yakın davranıyorlardı ya da bu yakınlığın sebebi benim bilmediğim özel bir nedendi.
Ki kafamda cevaplanması gereken ilk sorulardan biri buydu.

"Benimle ne işin var?"

"Seni bir yere götüreceğim"

Şüpheli bakışlarla ona bakarken belimde bir el hissettim. Kris bir şey sezmiş olmalıydı ki bunu yapıyordu. Ki ona da gerek yoktu, söyleyiş şeklinden pekte güvenilir olmadığı anlaşılıyordu. Hoseok'un gözü belimdeki ele kayarken konuştum.

"Nereye?"

Sırttı, bize daha çok yakınlaştı.

"Gidince görürsün, merak etme..."

Elini bileğime dolayıp kendine doğru sertçe çekti.

"Yemem seni"

Fısıldayışı tüylerimi diken diken ederken Kris'in onaylamayan mırıltısını duydum. Bileğimi Hoseok'tan kurtarıp Kris'e doğru döndüm. Tek kolumu boynuna dolarken kulağına doğru konuştum.

"Merak etme, tek gecelik olmak tarzım değil"

Kris kıkırdarken yanağına sulu bir öpücük kondurdum, yüzünü buruştururken eli ile yanağını sildi.

"Şöyle sulu sulu öpme kızım be!"

Ona dil çıkartım ve Hoseok'a doğru döndüm. Sinirli bakışları benim üstümde gezinirken arkasını dönerek yürümeye başladı. Bende onun arkasından ilerlerken kapının ordaki çantamı omzuma attıp Hoseok'un peşine düştüm. Onun büyük adımlarına yetişmek için koşmak zorunda kaldım.

"Hose-"

Bir anda durduğunda göğsüne çarpıp geriye doğru sendelendim.

"Ortalıktan ismimle hitap etme"

Ani çıkışıyla kaşlarımı çattım. Hoseok'un kişilik bozukluğu sorunumu vardı?

"T-Tamam"

Yüzünde kocaman bir gülümseme oluşurken arkasını dönüp ilerlemeye başladı bende onu takip etmeye devam ettim. Acaba geçen gün ki gittiğimiz yere mi gidecektik? Kısa sürede üniversite'den çıktığımızsa ise ilerdeki lüks arabaya ilerledik. Sırf Namjoon, Suho ve Hoseok sayesinde lüks arabalara binebiliyordum, onlar hariç eski bir jipim vardı ona biniyordum. Jip diyince sevinmeyinde millat önce kalma gibi bir şey zar zor gidiyordu. Arabanın kilitleri açılırken öndeki rahat koltuğa kendimi bıraktım. Şu koltuklar nasıl bu kadar rahat olabiliyordu? Hoseok'un bana doğru eğilmesi ile gözlerimi kırpştırdım. Elini emniyet kemerine götürdü ve çekerken göz kırpıp kemeri yerine taktı. Kendi kendime gülümserken arabayı çalıştırmadan önce konuştu.

Undergroung Rappers'1Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin