"Sana Agust D yada Suga diye seslenmek istemiyorum, gerçek ismini söyle"
Soğuk bakışlarını bana atarken fransız sigarasını pembe dudaklarına götürdü. Duman etrafa yayılırken ondan bir adım uzaklaştım. Sigara kokusu beni rahatsız ediyordu.
"Sana ismi...
Uzun süredir bu kadar iyi hissetmemiştim. Yeniden canlanmış gibiydim, onunla birlikte hayata yeniden gelmiştim. Ne kadar olduğunu bilmiyordum ama hava kararmıştı, Suga'nın bana 'durmam için yalvarıcaksın' cümlesini çok iyi anlamıştım şu an bedenim yorgunluktan ölüyordu. Saçlarımda gezinen parmakları uykumu getiriyordu, dakikalardır sadece birbirimize bakıyorduk, yanında çıplak olmaktan utanmıyordum da. Bakışları o kadar güzeldi ki, bana sanki dünya da ki nadide bir şeymişim gibi bakıyordu, dokunuşları ise sanki her an kırılıcakmışım gibiydi. Suga'nın böyle bir tarafı olucağını hiç bir zaman düşünmemiştim, onu bu şekilde hayal edemiyordum ama şu an tam olarak onu yaşıyordum. Bakışlarının derinliğine gülmeden edemedim, mutlu hissediyordum.
"Bana öyle bakma"
Suga bana daha çok yanaşıp yanağıma bir öpücük kondurdu ardından burnuma ve dudaklarıma gülerek geri çekilmeye çalışırken o da güldü.
"Kendimi kontrol edemiyorum"
Berbaer gülerken parmaklarını omzuma götürdü ve yavaşça gezdirmeye başladı.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Biraz huylanmama rağmen ses çıkarmadım bakışlarında ki parlaklık düşerken yerine hüzü bıraktı. Kaşlarımı çatarken elimi onun yanağına götürdüm ve bende onun omzuma yaptığı gibi parmaklarımı yavaşça gezdirirken konuştum.
"Bir sorun mu var?"
Suga küçük bir gülümsemeyi bana verdikten sonra ardından konuştu.
"Ben seni çok kırıyorum değil mi Jennie?"
Her bir kelimesinde gözlerinin dolduğunu gördüm, söylediği cümleler benim de kalbime işlerken yutkundum. Ona doğruları söylemem gerekiyordu değil mi?
"Evet, kırıyorsun"
Sesimi ben bile duymakta güçlük çekmiştim, beni kendine çekerken omzumdaki ellerini yine saçlarıma yönlendirdi. Dudaklarını yaladı, bazı kelimeleri toplamaya çalışıyor gibiydi. Gözlerini bir kaç saniyeliğine kapattı. Onun için bu tür şeyler zordu anlamıştım, birine duygularını göstermekte zorlanıyordu.
"Ben...ben bunların hepsini bilerek yapmıyorum Jennie...duygularımı sinirlendiğim zaman kontrol edemiyorum aynı ağzımdan çıkan sözler gibi..."
Dolmuş olan gözlerinden yaşlar yavaşça süzülürken parmaklarım ile yaşları sildim. Suga duygusuz adamın teki değildi veya odun herifin teki değildi, o duygularını içinde yoğun bir şekilde yaşayan bir adamdı. Gözlerimin yaşarmasını engelliyememiştim onu ağlarken görmek benim de ağlamamı sağlıyordu. Dudaklarımı ıslanmış yanaklarına bastırdım, ağlamasını istemiyordum.
"Beni kırman o kadar önemli değil"
Suga elini yanağıma götürürken yüzümü kendisinden uzaklaştırdı ve konuştu.
