Koğuştan çıktıktan sonra gardiyanlar eşliğinde ziyaretçi odasına doğru yürüyordum.
Selma kumral saç renginde kumral ten rengine sahip gözleri yeşil renklere sahipti.İstanbul Teknik Üniversitesi mimarlık bölümü mezunudur.Onunla üniversitede tanıştık.Ben inşaat mühendisliği okuyordum.Aramızda sene olarak 1 yıl vardı.Onunla tanışmamız üniversitenin kütüphanesinde oldu. Selma'nın üniversite yıllarında ne kadar hırslı ve çalışkan birisi olduğu iş hayatında da başarılı olacağı o zamanlardan belliydi.Biraz sakar birisiydi.Kütüphane de ders çalışırken bir anda üzerimde bir sıcaklık hissettim.Birisi üzerime kahve dökmüştü.Kahveyi dökenin kim olduğuna baktığımda hayat benim için o anda durmuştu.O gözleri o bakışları gördükten sonra acımı unutmuştum.Aşka inanan sevgiye inanan bir insan değildim.Benim için iş,okul önceliklerim oldu hayatta.Selma bana bakarak özür diledi.Ben o esnada ağzım sanki kitlenmişti.Selma ile tanışmamız o şekilde oldu.Zaman geçtikçe birbirimize daha da yakınlaştık.O zamanlar kendime ait bir dünyam vardı benim.Selma ile birlikte hayatım çok değişmişti.Okuldan sonra sürekli beraber vakit geçiriyorduk.Üniversite bittikten sonra belli bir süre sonra evlilik kararı aldık.Selma düğün için antika bir araç beğenmişti.Düğünden sonra da o arabayı kiralama süresini uzatmıştım.İstanbul turu yapmıştık.Her şey çok güzel bir şekilde devam ediyordu.
Evliliğimiz güzel bir şekilde devam ediyordu.Mustafa Ali ismin de bir çocuğumuz olmuştu.3 yaşlarındaydı.Hayatımız bir anlamda Mustafa Ali olmuştu.Selma ile sıkıntılarımız o esnadan sonra başlamıştı.Selma işini her şey den herkesten daha fazla önem veriyordu.Bu nedenle defalarca tartıştığımız oluyordu.Mustafa'yı anne sevgisinden mahrum bırakıyordu.Mimarlık hizmeti veren bir şirket kurmuştu.Açılışını ikimiz beraber yapmıştık.Selma'nın işleri bitmek bilmiyordu.Eve geç geliyor ve Mustafa ile ilgilenmiyordu.
Sürekli Selma ile bir tartışma içerisindeydik. Cinayetin olduğu akşamda içkiyle çok aram olmamasına rağmen o akşam içkiyi çok kaçırmıştım.Aracımda uyuyakalmıştım.O zamandan beri ilk defa Selma'yı görecektim.Onu özlemiştim.Acaba Mustafa'yı da getirmişmidir. İkisi de gözümde tütüyordu.Çok özlemiştim.
Kapı açıldıktan sonra Selma'yı gördüm.Hala aynı güzellikteydi.O beni gördüğünde halimi gördüğünde çok şaşırdı.Birbirimize sarıldık.O anın hiç bitmesini istemedim.
"Yavuz bu ne hal ne oldu sana böyle...Her gün ziyaretine geldim kimse almadı beni.Görüştürmediler seninle."
"Haklısın canım bende seni özledim.En çok da mavi gözlerine bakmayı özledim.Mustafa'yı getirmedin mi?"
"Onu getirmedim. Etkinlenmesini istemedim.Sonra getiririm."
"Selma mahkeme kararından haberin var mı?"
"Hayır yok karar ne ki?"
"Selmam ben suçsuzum birileri bu suçları benim üzerime attı.Hiç bir şey hatırlamıyorum.Ama ben kimseyi öldüremem yapmam bunu 20 yıl mahkumiyete çarptırıldım."
Selma şok olmuştu.Hiç bir şey söylemiyordu.Donup kalmıştı.Kendinde değildi.Kendisine gelmesi için çabaladım.Selma beni bekleyeceğini düşünüyordum.O esnada sorduğu soruyu duyunca şok olmuştum.
"Yavuz gerçekten sen yapmamışsındır değil mi?Bak hiçbir şey de hatırlamıyorsun.Alkollüydüm de diyorsun.O akşam hiç görmediğim bir Yavuz vardı.Çok sinirliydin."
Bu sözler karşısında ne denilebilirdi ki sevdiğim hayatımın anlamı dediğim insan karşımda bana şüphe ile bakıyordu.
"Saçmalama Selma sen bana inanmazsan ben başkalarını nasıl inandırabilirim."
Gardiyan sürenin dolduğunu söyleyip apar topar çıkardı beni ziyaretçi odasından.Selma bana sadece baktı.O gözler de farklı bir şeyler vardı.Anlatmak istediği başka şeyler vardı.Bu bilinmezlik beni korkutuyordu.Selma'dan ayrılmıştım.Ama o konuştuklarımız hala aklımdaydı.
Koğuştan içeri girdiğimde köşede bulunan yatağıma oturdum.