Gardiyanlar eşliğinde koğuşa girdikten sonra kütüphaneye doğru gittim.Genelde koğuştan ziyade kütüphane de vakit geçiriyordum.Haftanın 2 günü Ercüment'in hesaplarını toparlıyordum.Bu nedenle bana sağlamış olduğu toleranslardan birisiydi. Kütüphaneye geçmeden bir çay aldım.Mahir ve diğer arkadaşlarım felan genelde kütüphanede vakit geçiriyorduk.İçeri girdiğimde Köşe de Bekir Abi,Mahir ve Mehmet aralarında sohbet ediyorlardı.Beni gördükten sonra hepsi yanıma doğru geldi.Mahir'e işaret yaptıktan sonra Mahir Bekir Abi'yi bir bahane ile koğuşa götürdü.Amacım Mehmet ile yalnız kalıp durumu ona anlatmaktı.Mehmet ilk geldiğinden çok farklı bir kişiliğe gelmişti.Burada ki hayat onu erken olgunlaştırmıştı.Okuma yazma öğrenmesiyle kitap okumak onun vazgeçilmezleri arasındaydı.Ben gelmeden de Simyacı isminde kitapa başlamıştı.Kitabı gördükten sonra tebessüm ederek Mehmet'e onunla konuşmam gereken bir konu olduğunu söyledim.Ama konuya nereden gireceğimi bilmiyordum.Karmakarışık duygular içerisindeydim.Mehmet benim için hep buradan çıkış biletimdi.Hem de onun korkusu bu esaret hayatımı yaşamama neden olan kişiydi.Öfkem ile mantığım içimde birbiriyle savaşıyordu.Bir sigara yaktıktan sonra bir taraftan dışarıya bakıyordum.Diğer taraftan Mehmet'e bakarak konuya nasıl giriş yapacağımı düşünüyordum.Sigaramı içerken Mehmet'e doğru bakışlarımı yönelttim.Mehmet ise bütün dikkatini bana vermiş dinlemeye hazırdı.Mehmet sakın benim sözümü kesme uyarısında bulunarak lafı açtım.
"Mehmet kardeşim geçen gün senin bana anlattığın bir konu vardı hatırlıyor musun? Ünlü iş adamı cinayeti hakkında ben sana onunla ilgili birşeyler anlatacağım.O cinayete karışan kişi benim " dedikten sonra cümlenin kalan kısmını tamamlamakta zorlandım.
Mehmet zorlanarak "Evet Yavuz ağabey senin..."
"O kişi benim Mehmet.Yedi sene önce iş adamının cinayetinden dolayı hüküm giyen kişi benim." Bu cümleyi dedikten sonra bir sigara daha yakmıştım.
Mehmet susuyordu.Yüzü kıpkırmızı olmuştu.Bana bakamıyordu.Gözlerindeki yaşlar yere damlıyordu.Yere doğru bakarak aşağıdaki cümleleri söyledi.
"Neden sana ilk anlattığımda bana cezamı vermedin ağabey."
Mehmet yüzünü yerden kaldırarak gözlerinin içine bakarak aşağıdakiler söyledim.
"Mehmet bunların hepsi zor günlerdi.Ama yaşandı bitti.İçimdekileri bir tek ben bilirim.Yaşadıklarımı bir tek ben bilirim.Mesele şu anda bunları konuşmak değil.Ben sadece senden o elindeki delili ve bana şahitlik yapmanı istiyorum.Bu konuda benim yanımda olmanı istiyorum."
Mehmet gözyaşlarıyla beraber sıkı bir şekilde bana sarıldı.Kalbim ona sarılmamı aklım ise hiçbirşey yapmaman gerektiğini söylüyordu.Mehmet bana sarıldıktan sonra koşar adımlarla lavaboya doğru gitti.İçinde fırtınalar kopuyordu.Yalnız sadece onun değil benim de kopuyordu.Ama bu yüzleşme ile karşılaması gerekiyordu.
Mehmet gittikten sonra sigaramı içerek ağzımdan aşağıdaki sözler döküldü.
"Öldürmeyen her darbe güç verir bana...."