Lavaboya doğru giderken bir oda gördüm.Odanın kapısı kapalıydı.Kapıyı açmaya çalıştım.Belli bir süre zorladıktan sonra kapı açıldı.İçerisi çok havasız olduğundan burnumu kapatarak içeri girdim. İçeri adım attıktan sonra 3 tane yan yana raf 3 tane masa 6 yedi tane de sandalye mevcuttu.Eskimiş yedi sekiz tane de kitap mevcuttu.Sanırım burası eski bir kütüphaneydi.Kapıyı kapattıktan sonra koğuşa girdiğimde Mahir ile Bekir 'in yanına gittim.Mahir ile Bekir'e durumu anlattım.Onlardan burayı aktif hale getirebilir miyiz diye sordum.El birliği ile o eskimiş kütüphaneyi adam etmeye karar verdik.Bu arada Mahir sayesinde spor ve dövüş tekniklerini,Bekir sayesinde güzel çay yapmanın sırlarını öğrendim.Çay deyince akılma sigara gelir.Sigaramın dumanında esaretin çaresizliği mevcuttu.Bu esaret hayatında kimisi sigaraya,kimisi uyuşturucuya,esrara,çaya,türküye,saz gibi uğraşlarla vakit geçirmeye çalışıyordu.Benim için çay,sigara,kitap okumak,yazmak esaret hayatımın en güzel aktivitelerim olmuştu.Bekir,Mahir ve ben kütüphaneyi temizlemeye başladık.İşe yaramaz olan şeyleri,çöpleri çöpe attıktan sonra detaylı bir şekilde temizledik.Kirli olan kitapları da temizledik.Bu kitapların yanına kendi kitaplarımı da yerleştirdim.Kütüphane çok güzel bir hale gelmişti.Çoğu yerine güzel sözler yazmıştık.Buraya kitap gelmesiyle alakalı bakanlığa dilekçe yazdım.Her hafta dilekçeme cevap bekliyordum.Gelmeyince aynı dilekçeyi tekrardan bir sonraki haftanın başında tekrardan gönderiyordum.Cevap gelene kadar direnecek ve bakanlığa yazmaya devam edecektim.
Ben yazmaya devam ederken bir gün benim adıma bir mektup geldi.Mektup bakanlığa aitti...
