Bir bir zorlukla Mahir bana tutunarak en Mahir'e tutunarak yatağa atmıştık kendimizi.Nasıl geldiğimizi hayal mayal hatırlıyordum.Uyandığımda saat 15,00 e geliyordu.Gardiyanların sesiyle uyanmıştım.Sayım yapılacağından herkesi sıraya dizdiler.Buradaki mahkumlara gücü zayıf olanlara hayvana davranır gibi davranıyorlardı.Bu akşam hepsinin bedelini ödeyeceklerdi.Bir saat sonra günlük yapmam gereken Ercüment'in işlerini yaptım.Ercüment bugün şansıma ki erken çıkmıştı.Neye niyet neye kısmet diye düşündüm.Cezaevinde olay çıkarmak için belli kişilere ödeme yapmamız gerekiyordu.Bunlar çakal cinsinden oldukları için para almadan kıllarını kıpırdatmayan tiplerdi.Ercüment'in odasına gittikten sonra çalışma yapıyormuş gibi davrandım.Gardiyan ara ara gelip kontrol ediyordu.
Gardiyanın telsize bir anons gelmişti.
"Çabuk bütün gardiyanlar koğuşlarda bir hareketlenme var.Herkesi toplantıya bekliyorum."
Gardiyan sinirleri gerilmişti.
"Şerefsizin çocuklarına rahatlık batıyor.Ama bir seslerini çıkarsınlar onları eşek sudan gelinceye kadar dövmeyen ne olsun.Bir yerlerinden resmen kan alıcam.O dayaktan sonra sıkıyorlarsa seslerini çıkarsınlar.Yavuz ben şu toplantıya gidip geleyim.Sende işin biterse direkt olarak koğuşa git."
Gardiyan copunu sert bir şekilde eline vuraraktan uzaklaştı.Gardiyanın gittiğinden emin olduktan sonra güvenlik kamerasının olduğu yere odanın standart çekilmiş fotoğrafını yaklaştırdım.Böylelikle benim yapmış olduğum hareketler gözükmeyecekti. Kasayı açtım.İçerisindeki bütün evrakları ve paraları aldıktan sonra kasayı kapattım.Ortalıklarda kimse yoktu.Ama mahkumların sesleri yükselmeye başlamıştı.Koğuşa doğru giderken yangın alarmı duyuldu.Mahkumlar önlerine ne geliyorsa yakıyorlardı.Ortalık savaş alanına girmişti.Köşede bir yere saklandım.Cuma akşamıydı.Her cuma akşamı buradan çamaşır malzemelerini ve temizlik işleri için birileri gelirdi.Çamaşırhaneye olduğu tarafa doğru gittim.Bütün gardiyanlar koğuşlarda çıkan isyanı bastırma peşindeydiler.Pencereden baktığımda dışarıdan personellerinin geldiğini gördüm.Hemen mutfağa doğru gittim.Heyecanlıydım.Elimde kendimi korumak amacıyla dün gece Mahir'in verdiği bıçak vardı.
Çamaşırhaneye girdiğimde arkamdan birisi seslendi.
"Yavuz...."
Arkamı döndüğümde karşımda Ekrem'in durduğunu gördüm.Elimdeki poşeti köşeye bıraktıktan sonra
"Seni dinliyorum.";
"Bak Yavuz efendi hapishane de bir karışıklık çıktı.Bugün seni öldüreceğim gündür.Kimse zaten benden şüphelenmez.İnfazın verildi adamım...."
Çirkin kahkaha atarak bıçağını çıkardı.Bunu sessizce halletmesi gerektiğini düşünerek yavaşça benim olduğum tarafa geliyordu.İçimden gel keklik gel diyordum.Senin ciğerini sökeyim de aklın başına gelsin.Bana yaptıklarını unutmadım.Sana ödeteceğim gün bugündür.
Ali Osman Mahir Bekir Arnavut ve koğuştakiler bir gardiyanı rehin almışlardı.Ortalığı yakıp yıkıyorlardı.Bunlar Ercüment'in planlarından biriydi.Bu arada Yavuz'un ölmesi gerekiyordu.Ercüment de bu nedenle erken çıkmıştı.Planları tıkır tıkır işliyordu.
Ortalık ateşten bir alev yerine dönmüştü.Her yerde yangın her yerde mahkumlar isyan ediyordu.Rehin alınan gardiyan bile oyunun bir parçasıydı.Ama inandırıcı olması gerekiyordu.Ercüment Ali Osman'ın Yavuz'u öldürmeme durumuna karşı B planı yapmıştı.
Sadece Yavuz'u öldürme planını Ercüment yapmamıştı.Onun tepesindeki kişide bir ekip göndermişti oraya.Gelen temizlik değildi.Ama bundan Yavuz'un da haberi yoktu.
Ekrem ile Çamaşırhane de hesaplaşma günüydü.Yıllardır beklediği an gelmişti.Ekrem'in onu savunmasız olduğunu zannetmesini bekliyordu.Ekrem karşısında savunmasız olan bu kişiyi tadını çıkara çıkara öldürme peşindeydi.Ekrem bıçağını Yavuz'a doğru saplamaya çalıştığı esnada Yavuz bıçak olan eli tek manevrada kavradı.Sonra gizlediği Mahir'in bıçağı Ekrem'in göğsüne sapladı.Derin bir sessizlik oldu.Ekrem'in gözlerinde geçmişi gördü.Bıçağı çekip tekrardan sapladı.
"Geber ulan pislik yaptıklarının bedelidir bu şerefsiz herif.Etraf kan gölüne dönmüştü."
Ekrem'in üstüne benzin döktükten sonra ateşe verdi.Yanan ateşi büyük bir keyifle seyrediyordu.İçeriye üstünde temizli kıyafeti olan birisi geliyordu.Hemen köşeye saklandı.İçeriye giren kişinin elinde silah vardı.Bunlarda kimdi.Anlaşılan bizi öldürmek isteyen tek Ercüment değildi.Kime ne zararım dokunmuştu anlamamıştım.Yüzünde maske elinde silah olan adam çamaşırhanede beni arıyor olmalıydı veya birbaşkası içinde gelmiş olabilirlerdi.Bu benim için bir fırsattı.Bu adamın yerine geçebilirdim.Çıkan yangından dolayı etrafı duman kaplamıştı.Öksürük te hat safhadaydı.Gelen kişi çevreyi kontrol ederken kafasına elime aldığım cisimle vurduktan sonra bayılan adamın kıyafetlerini çıkardım.Sonrasında ellerini ve bacaklarını bağladıktan sonra kıyafetlerini giydim.Silahı da elime aldıktan sonra dışarı çıktım.Diğer ekibe uyum sağlamaya çalışıyordum.Elimdeki telsize görev tamam anlamında bir anons geldi.Dışarı çıkacağımız söylendi.Yüzümdeki maske ile beni kimse tanımıyordu.Kimseyle konuşmamaya özen gösterdim.Arabaya benimle birlikte dört kişi bindi.İkisi önde benle birlikte diğeri arkaya bindi.Aracın içini aramadıklarına göre Ercüment'in adamları olabilir diye düşündüm.Çok da önemli değildi açıkcası. Ceza evinden çıktıktan sonra araç belli bir süre uzaklaştı.
Nihayet hayallerime kavuşmuştum.Karşımdaki kişi bana arda diye sesleniyordu.O esnada kendime geldikten sonra sesi duydum.
"Arda iyi misin?Neden konuşmuyorsun."
Demek ki bayılttığım adamın adı Ardaydı.Muhtemelen o yangında Ekrem'le birlikte oda yanmıştı.
Adam bana yaklaştıktan sonra silahla karşımdaki kişiye vurdum.Sessizlik içerisinde yere doğru yatırdım.Öndekilerin haberi olmadan araç ilerlerken aracın arka kapısını açtıktan sonra kendimi yere doğru fırlattım...