Mahir içindeki fırtınaları içini dışarı vurduktan sonra Bekir derin bir iç çekti konuşmaya devam etti.
"Bundan yıllar önceydi.İstanbul'a ailemle birlikte yeni gelmiştim.Arif isminde oğlum vardı.Her baba gibi bende oğluma sevgimi bildirmezdim.O okumak istedi ama şartlar o zaman elverişsizdi.Onu okutamadım.Hayat şartları o zamanlar beni paranın kölesi durumuna getirmişti.Oğlum ilkokulu bitirdikten sonra eli meslek tutsun diye onu konfeksiyon da işe verdim.Uzun süre orada çalışmaya devam etti.Çoğu zaman parasını geç alıyordu.O zamanlar dikkat etmiyordum.Çocuk öksürerek eve geliyordu.
Gözlerimin önünde günden güne eriyordu.Ben o zamanlar hiçbir şey yapmıyordum.Ne de olsa para öyle yada böyle bir şekilde geliyordu.Zamanla durumu daha da ağırlaştı. İşyerinde çalışamaz oldu.Bir gün geldi ve işten kovulduğunu söyledi.Patronun onu işten kovduğunu söyledi.Ben ona çok kötü davrandım.O gün bile kötü davranıyordum.Senin gibi işe yaramazı çok bile tuttu diye söylenmiştim.O esnada gözlerimin önünde bayıldı.Hastaneye götürdük.Doktor ciğerlerinin iflas ettiğini söyledi.O an donup kalmıştım.Acilen nakil yapılması gerektiğini söyledi.Evladım benim yüzümden bu duruma düşmüştü.Hayatının en güzel yıllarını benim hırsım ve eski kafalılığım yüzünden kaybetti.Sonrasında patronuyla konuşmaya gittim.Patronu insanları kaçak çalıştırmayı seven zampara herifin tekiydi.Garibanların sırtından beslenirdi.Durumu ona anlattım ve yardım etmesi gerektiğini en kötü ihtimalle kovmasına rağmen evladımı tazminatı vermesini istedim.Beni yaka paça dışarı attırdı.
Hastaneye döndüğümde evladımın yanına gittim.Evladım gözlerimin önünde eriyordu.Annesi küçük yaşta vefat etmişti.İkimiz beraber evde yaşıyorduk.Bu hayat acımasızdı.Kendime çok kızıyordum.Bir akşam karar verdim ve o işyerini soyacak ve evladımı kurtaracaktım. Dükkandan herkesin çıkmasını bekledim.Herkes çıktıktan sonra bir yolla dükkana girdim.Kasanın yerini ararken içerden birisi geldi.Üstü yarı çıplak bir vaziyette olan patronu anlaşılan zamparalık yapıyordu.Silahını bana doğrulttu.Bir hamle ile onu yere yatırdım.Ya o beni öldürecekti ya da ben onu öyle bir çıkmaza yakalanmıştım.Boğuşma sırasında bir silah sesi duyuldu.Ben bir insanı öldürmüştüm.Hemen kasadaki paraları alaraktan hastaneye koştum.Hastaneye koştuğumda doktorun bana çaresizce baktığını gördüm.Oğlumun odası boştu.Kendisinin nerede olduğunu sordum.Doktorlar başın sağolsun kelimesini söylediklerinde elimde dolu para yere düşmüştü.O esnada elimdeki çantayı doktora verdim.Bunu lazım olan kişilere verin doktor bey dedim.Benim son bir işim kaldı.Gittim en yakın karakola teslim oldum.Ben bu hayatta en işe yaramaz insanlardan biriyim.Kendi evladım benim yüzümden öldü.Kendi ellerimle onu o işe ben götürdüm.Elim kırılaydıda götürmeseydim.Bu benim hayatta olduğum sürece bitmeyen pişmanlığım olacak."