Askerler beni cezaevni aracına bindirdikten sonra ellerim kelepçeli bir vaziyette mahkemeye doğru yola çıktık.Mahkemenin benim için bir önemi kalmamıştı.Aracın ufak penceresinden ışık yüzüme doğru vuruyordu.Ufak pencereden gökyüzünü doğru bakmaya başlamıştım.Gökyüzünü seyretmek bana huzur veriyordu.Yarım saat gibi süre geçtikten sonra mahkeme yerine doğru geldik.Askerler kapıyı açtıktan sonra koluma girerekten adliyenin önünden mahkemeye salonuna doğru götürdüler.Mahkeme salonunun önünde Elif beni bekliyordu.Gözler ile selamlaştıktan sonra yanıma doğru geldi.Olanları sanırım oda öğrenmişti.Ama moralimin bozulmaması için durumu çaktırmamaya çalışıyordu.Askerlere söylerek yalnız konuşmak istediğini belirterek aşağıdaki sözleri söyledi.
"Müvekkilimle beni yalnız bırakabilir misiniz?"
Askerler bu sözden sonra biraz uzaklaştılar.Ondan sonra Elif bana bakarak
"Nasılsın Yavuz iyi misin? Olanları duydum çok geçmiş olsun..."
Elif'in maviş gözlerine bakmak bana ayrı bir huzur veriyordu.
"İyi olmaya çalışıyorum Elif.Nasıl olayım.Olanları sende biliyorsun.Artık tamamen umudumu kaybettim."
Elif'e bu sözleri söylerken bir parmağını dudağıma getirerek
"Sakın bir daha o tarz cümle duymayım. Allah'tan umut kesilmez.Mahkemeyi bir sonraki tarihe erteleteceğim.O zamana kadar ne olur hiç belli olmaz.Sen yeter ki umudunu kaybetme.Ben senin mahsum olduğunu biliyorum.Belki Mehmet bir yerlere bir iz felan birşey bırakmıştır.Elindeki kanıt muhtemelen cezaevinde Mehmet'e bunu yapan kişinin ellerinde olabilir."
Elif'in o cümlelerini duymak bana biraz olsun huzur vermişti.Umut bahçemi biraz olsun yeşertmişti.Mahkemeye kapısı açıldıktan sonra çıkan mahkeme görevlisi salonda bağırarak aşağıdaki sözleri söyledi.
"Yavuz Kara Mahkeme Salonuna," sözünü üç kere tekrarladı.Askerler koluma girdikten sonra ben önde Elif arkada mahkeme salonuna girdik.İçeri girdiğimde 50 yaşlarında saçları beyaz gözlüklü birisi sanırım bu hakim olmalı en tepe noktada oturuyordu.Yanında 35 yaşlarında bayan bir savcı vardı.Onların önünde katip kız oturmaktaydı.Kapının orda Mahkeme görevlisi bulunmaktaydı.Sanık yerine askerler beni oturduktan sonra Mahkeme salonunun en üst kısmında yazan "Adalet Mülkün Temelidir." yazısına gözüm takılmıştı.
Hakimin mahkemeyi başlatma sesi ile dikkatimi mahkemeye verdim.
Mahkeme başlamıştı.Elif mahkemenin ileri bir tarihe ertelenmesi ile ilgili dilekçeyi hakime sunduktan sonra Hakim bana bakarak
"Evet Yavuz Kara söylecek birşeyin var mı?"
Hakimin gözlerine bakarak
"Var hakim bey Adalet mülkün temelidir.Başka diyecek birşeyim yoktur."
Hakim bunu duyduktan sonra
"Karar:Sanık Yavuz Kara'nın tutukluluk sürecinin devamına ve mahkemenin ileri bir tarihe ertelenmesine karar verilmiştir."
Hakim kararı açıkladıktan sonra mahkeme salonu çıkışında yanıma gelerek mavi gözleriyle bana bakarak
"Umudunu kaybetme .Umut olduğu sürece yaşarsın.Merak etme herşey düzelecek."
Askerler kolumdan tuttuktan sonra cezaevi aracına bindirildikten sonra cezaevine doğru yola koyulduk.Elif'in söyledikleri bir az olsun beni umutlandırmıştı.