SU
Sabah güneş ışığıyla uyandım. Yerde yatmışım. En son ağlıyordum ve saat 3 tü. Oda dün dağıttığımdan dolayı harap olmuştu ancak şimdi... Şimdi eski düzeni. Her şey toplanmış! Kim topladı acaba?
Kalkıp banyoya girdim. Rutin işlerimi halledip dışarı çıktım. Çok yorgun hissesiyorum. Saat,,,.... Saat öğleden sonra 2! Ohaaa!! Bu kadar oldu mu ki? Yatağa uzandım ve olanları düşündüm. Bir dakika! Seda bana evlendikten sonra yanıma gel demişti. Ben nasıl gideceğim? Ancak Ateş götürebilir ama ona soramam. Dünkü kavgadan sonra bana tepkisi ne olur bilemiyorum. Ama soracağım! Çünkü Sedanın söyleyeceklerini merak ediyorum. Tam bu sırada Ateş geldi. Kendimi uzandığım yataktan doğrulttum.
"Dünden beri Nasılsın? Dün çok yorgun görünüyordun" siniri hemen gitmiş mi? Bana bağırmasını beklerdim. Ama dün bağırmakta haklı olmakla beraber çokta ileri gittim. Fazla tepki vermiştim. Hayır ileri gitmedim, tam dozundaydı.
"Bak Su, eşler arasında kavgalar olur. Önemli olan bu kavgaya birinin sakince yaklaşıp, dindirmesi. Sadece şunu söyleyeceğim. Dün sarhoştum. O yüzden. Bir de o fahişe. Off neyse."
"Ben, şey, Seda"
"Ne sedası?"
"Beni Sedanın yanına"
"Götürürüm"
Sustum. Kalkıp üstüme pudra pembesi sade günlük bir elbise giydim. Üzerine siyah diz kapağında biten kalın hırka ve siyah şalla kombinledim. Hava soğuk sonuçta kış ayındayız. Ateş bunları evlenmeden bir gün önce hizmetli abla ile gizlice almışlar. Yanıma siyah çantamı, telefonumu aldım. Siyah bilekte biten botlarımı giyip çıktım. Arabaya bindim. İlerledik ve bir evin önünde durduk.
"Burası" dedi.
"Teşekkürler"
"Akşam seni alırım"
"Gerek yok. Ben geli..."
"Alacağım şimdi in"
"Niye emrivaki yapıyorsun? Ben gelirim"
"Bak denizim, ikinci kez kavga etmek istemiyorum. Şimdi in arabadan"
"........"
İndim. İlerledim."Su hanım siz misiniz"
"Evet"
"Buyurun" Ateşten sedanın numarasını alıp, aramıştım. O yüzden geleceğimi biliyordu.
"Hoşgeldin Su"
"Hoşbuldum Seda" ilerleyip bahçedeki masaya oturduk.
"Başla" diyorum. Besmele çektiğini duyuyorum. Nefesini alıp, veriyor ve;
"Ben, hayatımı daha önce kimseye anlatmadım"
"Peki neden bana anlatmak istiyorsun?"
"Sende bir şey var. Sana bir başkayım. "Gülümsedim. O ise devam etti;
"Evliliğinizi biliyorum. Kötü başlangıç ama emin ol Ateş kötü biri değil. Hele ki yakınındakiler için canını dahi verir. Özellikle sana" ofluyorum içimden.
"Ama sevgi yokken neye yarar Seda?"
"O sizin elinizde"
"şey, devam et sen"
"Hani bir keresinde sana haddini bil akıllı ol demiştim ya. Onları Ateş istemedi. Mert dedi ki belki korkar kabul eder diye sana söylememi istemişti. Ama sen cesurmuşsun"
"Onlardan kimse korkmaz. Sana bir şey soracağım. İlk yurda geldiğimiz gün sen bize bir garip davranmıştın. Neden?"
"Baştan başlayayım. Ben ailemi küçük yaşta kaybettim. Bir ben bir de Sena kaldık. Yurda verildik. Ben o zaman tabi 7 yaşındayım. Bize işkence ederlerdi. 4 yıl dayandım. Kardeşimin üzüldüğünü görünce dayanamıyordum. 11 yaşımda kardeşimi alıp, kaçtım. Ne cesaretse. Nereye gideceğimi bilmiyorum. Sadece kardeşimin elini sıkıca tutmuş ilerliyordum. Bir adama çarptım. Adam Ateşin babası Fırat abi! Bir anda çocuk aklı ile ağlayıp tanımadığım adama hikayemi anlatıyorum. Bana acıdı tabi. Arkadan yurt müdürü geldi. İşte bir şeyler konuştular. Sonra bizi evlatlık aldı. Evine aldı. 18 yaşıma gelince kendi soyadıma geri döndüm, Senayı soyadıma aldım. Bizde ki bu imkanların hepsi onun sayesinde"
"Peki, kardeşinin Nehire silah çekmesi ?"
"O kendini borçlu hissettiği için yaptı. Ama hiç istemiyordu. Nehir onun tek arkadaşı"
"Ama yapmamalıydı"
"Lütfen affet onu"
"Hayır! Affetmem!! Onun yüzünden hayatım mahvoldu! Hem de birkaç günde!" deyip hışımla ayağı kalktım.
"Sakin ol! Daha sorunun cevabını almadın. Otur lütfen". Oturdum.
"Size garip davranmadım. Sadece benim yurt müdirem bayandı. Tesettürlü idi. Tesettürlülere bakınca o aklıma geliyor. Ürküyorum"
"Her tesettürlü aynı değil. "
"Bunu senle anladım Su" gülümsedi. Gülümsedim. Gözleri parlıyordu. Ona karşı olan tüm ön yargılarım kalktı anlattıklarından sonra. Bana güvenmesi hoşuma gitti. Ama bir dakika! Sedanın evi var ise neden yurtta kalıyor ve kardeşi Elazığda?
"Seda! Senin kardeşin neden Elazığda"
"Elazığı sevdiğini söyledi ve fırat abi sayesinde torpille son lise yılını elazığda okuyor"
"Ya sen niye yurtta kalıyorsun?"
"Burada tek kalmaktansa yurt iyi diye düşündüm. Yurdu seviyorum ben"
"Anladım. İzninle eve gitmeliyim" ilerledim. Arkamdan bağırdı;
"Sakın bunları Ateşe anlatma! Bunu sen, ben, Ayşe abla, Sena ve Fırat abi harici kimse bilmiyor! Bu bizim aramızdaki saklı gerçekler!!!!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DENİZİM
ChickLit"Hastanenin morgu çok soğuk.. Burada üşümüyor musun Ateşim? Ellerin neden bu kadar soğuk ki. Hadi kalksana, hadisene inat vakti değil şu an. Üşürsün sen burada. Hadi sevdiğim adam, ben geldim, denizin geldi, kalk.." .......................... "Ateş...