SU
Evde yalnızdım, tekrar ve tekrar 6 aydır boğuştuğum düşüncelerden kurtulamıyordum. Hep aklıma geliyordu, Ateş, boş ol, Ayşe anne... ve geri kalan hepsi.
Daha dün babamın omzuna koyduğum başımı tekrar kaldırmış, Ayşe annemin mezarına gitmek istediğimi söylemiştim. Beni kırmamış, götürmüştü.
Her onun mezarına gittiğimde ağlıyordum, af diliyordum. Halbuki onu ben öldürmemiştim, ama nedensizce kendimi suçlu hissediyordum.
Aklım her ne kadar "ateşi unut" dese de kalbim izin vermiyordu. Çünkü benim ona hoşlantım kahve gözleriyle başlamıştı, ah, bir de denizim dediğinde....
Çalan kapıyla yavaşça ayağa kalktım, malum kocaman karınla ne kadar hızlı kalkabilirim ki. Aşağı indim ve kapıyı açtım. İşte açtığım an beni karşılayan o kahve gözler, o kalp sesim, unuttuğum bu his....
Ateş..
Çökmüştü fazlasıyla, baya bir zayıflamış, göz altları morarmış, ve... gözleri. Hüzünle bakıyordu. Bir anda kendime geldim ve başımı eğdim, ne yapıyordum ben, unuttun mu haramdı o sana.
"denizim" dedi bana, özlediğim sesiyle. O an mani olamadım sağ gözümden akan bir damla yaşa. Ne diye aktın ki, ardı ardına akacaktı gözyaşlarım. Direndim ve tutmaya çalıştım. Derin bir nefes aldım ve,
"ben senin denizin değilim, sen demiştin bana bunu" dedim, cenazede söylediklerini tekrar ederek.
"affet beni" dedi bir hıçkırık sesiyle, ne yani ağlıyor muydu. Kafamı kaldırdığımda hüngür hüngür ağladığını gördüm, o da baktı, ah o kahveler....
Sonra başımı eğdim, unutma Su, haram o sana dedim kendi kendime.
"Affedemem" dedim ağlayarak, dayanamamıştım onun ağlamasına "yapamam" dedim.
"hani geçmiş geçmiştir,önemli olan gelecekti, sen demiştin bana bunu" dedi.
"affet be..beni denizim, affet" dedi hıçkırıklar arasında. Çaresizdim, hayatımda ilk defa çaresiz olduğumu hatırlıyorum.
ATEŞ
"affet beni" dedim ağlarken, ben ağlıyordum, en son annemin cenazesinde dökmüştüm bu tuzlu göz yaşlarını, şimdiyse denizimin. Kafasını kaldırarak bana baktı, ah o siyah ışıklar. En koyu renkte olduğu halde ışık saçan o siyahlar..
Sonra başını eğdi, aldı benden o ışıkları...
"affedemem" dedi ağlayarak, o da ağlıyordu. "yapamam "dedi.
"hani geçmiş geçmiştir, önemli olan gelecekti, sen demiştin bana bunu dedim ve hıçkırıklar arasında,
"affet be..beni denizim, affet" dedim.
"ömür kısa" dedi. "bugün varız yarın yok" dedi. Sonra derin bir nefes aldı ve,
"Geçmiş için ateşim, affediyorum. Bu kısa ömrü sensiz geçiremem" dedi. Tam sarılacaktım ki, bir adım geriledi.
"haramsın uzak dur "dedi. Ben de üstelemedim. "tamam" dedim kısaca.
"başka diyecek bir şeyim var " dedim. "bunları hira yaptı biliyorum. Ona bir plan yaptık denizim" dedim sonra göz yaşlarımı elimin tersiyle sildim ve başladım anlatmaya. O sadece dinledi, ne bana baktı ne de yorum yaptı. Sanki sesime hasretçesine dinledi. Ve sonra,
"tamam, ama şimdi git lütfen" dedi. "neden" dedim.
"babamlar gelecek, ve benim kafamı toplamam lazım, lütfen " dedi. Tam kapıyı kapatacaktı ki,
"çocuk benden, değil mi" dedim.
"evet" dedi ve kapattı, işte o gün dünyalar benim oldu.
SU
Ateşten sonra uzunca bir süre düşündüm. Hata mı yaptım yoksa, diye. Ama sonra dedim ki kendi kendime,
Ömür kısa, neden bu kısacık ömrü ızdırabla geçiriyoruz ki. Bazen geçmiş için, bazen de gelecek için affetmek lazım. Ben geçmiş için affettim, geçmiş için.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DENİZİM
ChickLit"Hastanenin morgu çok soğuk.. Burada üşümüyor musun Ateşim? Ellerin neden bu kadar soğuk ki. Hadi kalksana, hadisene inat vakti değil şu an. Üşürsün sen burada. Hadi sevdiğim adam, ben geldim, denizin geldi, kalk.." .......................... "Ateş...