15 KASIM 2019

858 37 34
                                    


"Hastanenin morgu çok soğuk..
Burada üşümüyor musun Ateşim?
Ellerin neden bu kadar soğuk ki.  Hadi  kalksana, hadisene inat vakti değil şu an. Üşürsün sen burada. Hadi sevdiğim adam, ben geldim, denizin geldi, kalk.."

Su

"Sakin Su sakin" diyen babama döndüm. Ağlamam durmuş, titriyordum. Babam beni salona getirmiş, yanımda oturmuş, elimi tutuyordu. 1 saat geçti ne haber var ne de başka bir ses, Tuanam da sütüm olmadığı için mamasını yemiş ve tekrar uyumuştu.
Kötü düşünmek istemiyordum. Allahım ona bir şey olmasın, nolursun. Senden ümidimi asla kesmedim Rabbim. Sen büyüksün, teksin, bana Ateşimi bağışla.

"ona bir şey mi oldu baba" dedim ve gözlerinin içine baktım. Umutsuzluk, çaresizlik vardı gözlerinde. Neden ki? Ona bir şey olmadı belki, belki, belki başka bir kaza olmuş ve orayla ilgileniyordur, olamaz mı, olur ya?

O sırada yanımda duran telefon çaldı. Ekranda Ateşin ismini görünce ne yapacağımı bilemedim. Hemen elimi babamın elinden çektim ve telefonu açtım, heyecanla ayağa kalktım.

"Alo ateşim. Biliyordum sana bir şey olmadı, emindim, seni çok seviyorum. Ne sesiydi o, Çok şükür Allahım çok şükür sana bir şey olmadı" dedim tek seferde. Yüzümde kocaman bir gülümseme vardı. Ancak karşıdan ateşin değil de başka bir erkek sesi geldi..

"hanım efendi sakin olun öncelikle. Ben Ateş değilim, malesef, doktoruyum" demesiyle gülümsemem yerini çatık kaşlı bir surata bırakmıştı.

"o zaman telefonu ona versene" dedim.

"ona veremem, çünkü şey. Ben sizi şey için aradım. En son sizle konuşmuş Ateş bey. Şu an hastanede" demesiyle buz kesildim. Sonra devam etti,

"Morgda.."deyip derin nefes aldı ve "Başınız sağ olsun, kendisini kaybettik." dedi.

İnanmadım, inanmam da. Şaka yapıyor olmalıydı.

"peki hangi, hangi hastane?" diye sordum. Biliyordum, ateşime şu an serum takmışlar, uyuyordur o. Doktor derin bir nefes aldı ve hastanenin adını söyledi. Babama söyledim ve beni oraya götürmesini istedim.

Tuanami da aldım. Babasını görecekti sonuçta. Bakıcı kadın, ben, babam ve cennet kokulum, ateşime gidiyorduk. Arabadaki herkes üzgün ve sessizdi, bense gülüyordum. Sahi ya, neden üzgünler?

.....

"Hastanenin morgu, çok soğuk..
Burada üşümüyor musun Ateşim? Ellerin neden bu kadar soğuk ki. Hadi kalksana, hadisene inat vakti değil şu an. Üşürsün sen burada. Hadi sevdiğim adam, ben geldim, denizin geldi, kalk.." Ancak Ateş bana cevap vermiyordu. Halbuki ben doktora inanmamıştım ki.

Ateş

"Ateş seni çok seviyorum nolur nolur cevap ver." Araba da tepetaklak ve zor nefes alır bir biçimdeyken, gözlerine öldüğün kadının seni seviyorum demesi.. Sanırım, ölüyordum ve mutluydum. Aptalca ama öyle. Siyah gözlerine öldüğüm kadın, seni severek öleceğim belki de. Ama ölmek üzereyken kendimi bulmaktan korktuğum yerdeyim sanırım, kalbinde. Beni o kalbinden sakın çıkarma olur mu, çünkü ben kalbimde sen varkan öleceğim. Alev alev yanan bedenim, soğuyor yavaş yavaş.

"Se.. Seni denizi..m seviyorum. Sev.. seviyor.. " diyebildim sadece. Diyebildim en azından. Ama, söylemek istediğim tek bir şey var; Biz aşktan fazlasıyla kaçtık. ve şu an aşk bize yakınken ben  ölüme yakınım.

~~~~~~~~

Su

" Toprağın, senin gibi kokuyor, yanılıyor muyum yoksa? Beni duyabiliyor musun acaba? Bak burada kim var Ateşim, cennet kokulumuz, tuanamiz." Arkadan omzuma dokunan elle irkildim, babamdı. Annem ve kardeşim Nehir de haberi alır almaz gelmişlerdi. Ahmet, o zaten hep yanımdaydı, buradaydı. Fırat baba ise ailesinden 2. bir kişiyi kaybetmenin acısını köşede sessizce ağlayarak geçirmeye çalışıyordu.

" kızım, titriyorsun" ağlıyordum ayrıca. Hala inanamıyordum, cidden o öldü mü? Aptal mısın Su, kendine gel. Farkına var artık. Toprağın altında yatan senin kocan(!). Anla artık. Ağlaman onu geri getirmiyor. Gitmişti iste. Sözünü tutmadan gitmişti.

Hışımla ayağa kalktım ve kucağındaki bebeğimi babama verdim. Göz yaşlarımı sildim ve ateşin mezarına baktım. 'Ateş Yamanoğlu,  Ölüm 15 Kasım 2019'  ( Arkadaşlar bilerek tarihi böyle yaptım, bizim özel tarihimiz olsun ve bu tarihi profilime yazacağım)

"Ben daha sevememiştim seni, neden ki? Hem hani, hani aile olacaktık biz. Ben sen ve Tuanam, tuanamiz yani. Hadi sevdiğim adam beraber bir ömür geçirecektik. Hanı neredesin şimdi, sözünü tutmadan kaçtın hemen." Yine ağlama ya başlamıştım, hıçkıra hıçkıra.

"BEN SENI SEVEMEMISTIM HENUZ" dedim ve tuanami kucağıma alıp yerde duran araba anahtarını alarak ilerledim.

DENİZİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin