FİNAL

1.7K 48 21
                                    

Su

Tuanami arka koltuktaki ana kucağına yatirdiktan sonra şoför koltuğuna geçtim. Ehliyetim yoktu ama biliyordum sürmeyi. Arkadan bana seslenmelerini umursamadan arabayı çalıştırdım ve gaza bastım. Ağlıyordum, ben ne yaptığını dahi bilmiyordum.

Işte burası.. Bana ikinci evlenme teklifi ettiğin, kabul etmezsem 'kendimi atarım' dediğin uçurum burası Ateşim. Bense tekrar reddetmiş ve bayılmıştım. Arabadan indim ve tuanami kucağıma aldım. Sonradan fark ettim gelen arabaları ve içinden çıkan kişileri. Uçuruma 2 adim uzakta duruyordum, Babam, Ateşin babası, Annem, Nehir, Ahmet, Meryem.. Bana korku dolu gözlerle bakıyorlar ancak yaklaşmıyorlardı. Onlarla aramda en az 7 metre vardı.

Ağlayarak onlara bağırıyordum;

"Hayallerim vardı benim evlenmeden önce. Sadece 3 basit hayaldi" dedim hıçkırıklar arasında sonra derin nefes aldım ve;

"Öğretmen olmak istedim, olamadım. Mutlu evlilik yapmaktı, yapamadım. Aile kurmaktı, kuramadım. Çok mu zordu, ah hayır, değildi. Hepsi basitti ama olmadı. Hayatımı mahvettiniz hepiniz." hepsine baktım. Neden onlara sinirliyim bilmiyorum, ancak sanki olanların hepsi onların suçuymuş gibi geliyordu bana.

"Sen anne, küçücük bir çocuğu babasından habersiz büyüttün. Halbuki ne kadar isterdim babamı tanımak, adını tek bildiğim adama sarılmak. Ya sen Nehir? Bana inanmadığın için zorla evlendim ben Ateşle, o evlilik yüzünden bıraktım okulumu. Ya ben kocam olan adama nefretle baktım be!  Eğer bana inansaydın, arkadaşına inanmak yerine bana inansaydın şu an okulumda olabilir, daha sonra evlenebilirdim. Ama olmadı" derin bir nefes aldım ve göz yaşlarımı sildim. Ancak durmuyordu.

"Peki Ahmet, neden evlendin benle ha? Neden ilk istediğimde benden boşanmadın, neden ona daha erken kavuşmama izin vermedin? Ya baba, sen neden Ahmet ile evlenirdin ki beni? Neden?  Belki de en masumunuz Fırat baba, Allah senden razı olsun. Ateşle aramda olmayan tek kişi sendin. Hiradan bahsetmiyorum bile."

"kızım sakin ol çocuk korkacak" diyen anneme baktım, sonra da Tuanama. Gözlerini kocaman açıp beni sessizce izliyordu beni meleğim. Devam ettim onlara tekrar bakarak;

"Bir de Ateş var, beni sevdiğini söyleyip bana hiç inanmayan. Beni çok sevdi, ama başkasına inanmayı tercih etti. Ha bir de ben varım. Benim iki seçeneğim vardı. Ateş beni Nehir ile tehdit ettiğinde umursamamak, bu birinci secenegimdi. Ama vicdan ya bu, kabul etmedim bunu." Biraz durdum. Konuşurken boğazım düğümleniyordu.

"Ikıncı seçeneğim de hiç birinizi dinlemeden sadece Ateşimi sevmekti. Bense hiçbirini seçmedim. Ya sen koca Istanbul? Umutlarımdın, kırıklarım oldun. Neden bana bunu yaptınız, neden kendime bunu yaptım ki ben? Ya bu bebek" deyip Tuanama baktım, can parçam.
"Bu da bu suçların kurbanı oldu. Babasız büyümek ne kadar zor en çok ben bilirim değil mi anne? Ya bebeğim daha 1 aylık değil. Kendimden de, Istanbuldan da, sizden de nefret ediyorum. Zaten hangi hikaye mutlu sonla bitti ki benim hikayem mutlu sonla bitsin." Gökyüzüne baktım, Allahım beni affet. Sonra Tuanam baktım ve alnından öptüm onu.

" Affet annem, affet cennet kokulum." dedim ve Tuanami derince kokladım ve bir kez daha öptüm. Yavaşça onu yere koydum ve geri geri yürümeye başladım. Tuanam ağlıyor, bende ağlıyordum. Karşıdakilerin ağlayıp bağırmasını umursamıyordum bile. 'Biliyordum, beyaz renk bana gelinlik olamadı, ama kefen olacak'.

Bosluktaydim. Yukarıda ki bağırış sesleri sonradan kesildi, ya da artık ben duymuyordum. "Affet Allahım, intihar en büyük günahlardan biridir, ve ben canıma kıydım. Belki de içimdeki hırs beni buna sürükledi. Senin verdiğin cana kiymak.. Sanırım aklım yerine yeni geldi ancak son pişmanlık biliyorum ki bir şeye yaramaz. Affet Ya Rabbim, Tuanam sana emanet ediyorum, Biliyorum sen merhamet sahibi ve affedicisin"

Yere düşmüştüm, son kez bulanık gözlerle yukarıya baktım ve zor da olsa ağzımdan o kelimeler döküldü;
"Eşhedü enla ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühü ve resulüh"

.................

Not; her ne olursa olsun, ne kadar zorlukla karşılaşacak olursanız olun asla şirk koşmayın ve intihar etmeye kalkmayın. Unutma, en kara günde bile güneş doğar sonunda. Rabbim hepimize son nefeste şehadeti nasip etsin.

Hepinizi seviyorum denizim okuyucuları. Bu hikâye de her hikaye gibi sona erdi, hep mutlu ve sağlıklı kalın.

~~~~~~~~~~~~
Ha bu arada denizim benim 3 yılımdı. Elveda 3 yılım, sen benim en güzel iyikimsin.

~~~~~~~~~~~~

DENİZİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin