Hyung? [ChanBaek]

-shi?

Kookla vedalaşıp ikimizde yurtlara gitmiştik. Ben bisikletimle gelirken yağmur çiseliyordu ve hava cidden soğuktu! Ayrıca sabah o salak öğretmen demeye bin şait isteyen şahsiyet üzerime su söktüğünden saçlarım ve üzerim nemliydi zaten. KESİNLİKLE HASTALANICAM!!
Neyse şuan önemli olan hızlıca yurda yetişmek! Umarım geç kaldığımı fark etmemişlerdir.
Yağmurdan kayan tekerleklerle ilerlemek zordu. Ama sonunda ulaşmıştım yurda!! Tanrım sonunda!
ŞÜKÜRLER OLSUN YATAĞIMA KAVUŞABİLECEĞİM.

Kilidi açıp yavaşça içeri girdiğimde bütün hyungları salonda otururken gördüm. Benim yüzümden mi?
Suho hyung beni gördüğünde 'gel Baekhyun' dediğinde heyecanlanmıştım. Konsey toplanmış gibiydi.
İçerisi sessizdi sadece cama vuran yağmur damlalarının sesi vardı.
Korkmaya başlamıştım.
Eğer gruptan atılacaksam üzülürdüm.
Çünkü benim ilk ayrılmam gerekirdi?
Nayır siz beni kovamazsınız, ben istifa ediyorum kujum.

Koltukların arasında durduğumda Suho Hyung ayağa kalktı ve yaklaşırken konuşmaya başladı.
"Ne yaptığını sanıyordun Baekhyun?" Dediğinde anlamamıştım. Bakışlarım bunu yansıtmış olmalı ki Kris Hyung Suho Hyungun yumuşak sesine zıt bir şekilde.
"Şapkaya ve çantaya koyduğun hayvanlar" dediğinde ürpermiştim.
Sert ses tonu kollarımdaki tüyleri kaldırmıştı. Sonra Lay Hyung aynı Kris Hyung gibi sert bir ses tonuyla.
"Ayrıca bu saate kadar neelerdeydin?"

Cidden beni azarlamaya hakları var mıydı? Aynı evde olan yabancılardık.
Kafamı eydim ses etmediğimde Lay Hyung

"Neden susuyorsun? Kötü bir şeyler mi yaptın?"dediğinde kafamı sağa sola salladım,"Hayır" anlamında.
Kyungsoo Hyung "o zaman ne halt yediğini anlatabilirsin? Değil mi?!"
İlk bağırandı.
"Sadece arkadaşımla cafeye gittim, geç kaldığım için özür dilerim"

LuHan Hyung
"Bakın ben demiştim! Baekhyun asla öyle bi şey yapmaz!" Dediğinde ona minnettarca baktım.
Chanyeol Hyung:

"Bu şapkadaki kertenkeleyi açıklamıyor ama." Demişti.
"Sırf uyuya kaldım diye bir kova soğuk suyu döktü" dediğimde inanmazca baktılar Kai ve LuHan hyung hariç.

"Özür dilerim, güveninizi asla kazanamayacağım için, Suho hyung odaya geçebilir miyim?"
Kafasını tamam manasında salladığında. Yavaşça odaya geçmiş bornoz ve iç çamaşırlarımla banyoya gitmiştim.

Sıcak suyun altından düşünceden yoksun bir şekilde dururken arınmış gibi hissediyordum.
Ah tabi hastalanmaktan değil.

Odaya geçip ince giyip hemen yatmıştım. Çünkü ince giymesem daha çok ateşlenir ve havale geçirirdim.

Tam uykuya dalarken Chanyeol Hyung içeri girdi. Bana inatmış gibi ışığı açık bıraktı ve kitap okumaya başladı!
Gözüme nüfüs eden şu yapaydan doğmayı kırmak istiyordum ama şu lanet herif yüzünden yapamıyordum!

Sanki çok kitap okuyomuş gibi bu gün benim inadıma ışığı açması sinirimi bozmuştu.
Hızlıca kafamı da yorganın altına sokup uykuya daldım.
---------

Çalan alarma baktım ve hızlıca diklenip okul formamı giydim. Bugün kahvaltı sırası bende olduğundan ilk başta kahvaltılıkları dizip patates kızarttım. Yanına da krep yapıp onların üzerini örttüm soğukken yenmezlerdi çünkü.
Hızlıca ağzıma bir krep tıkıştırıp çantamı koluma geçirip.
Baconcuğuma bindim.

Aşkım dün akşam çok yıpransada beni okula götürebilirdi!
Kulaklığımdan yükselen 'Replay' a eşlik ettim.
Ciddiyim ki Jonghyun sunbae kadar sesi mükemmel olan görmedim!
Adam bir efsane!