Hyung? [ChanBaek]

Doğruluk mu? Cesaretlik mi?

Byun Baekhyun

Hızlıca kalkıp okula gitmek için hazırlanırken odanın kapısına tıklatılmıştı.
Chanyeol-shinin üzeri örtülüydü bu yüzden girin dedim.
İçeri Sehun hyung geldi (sanırım ona Hyung demem gerekir bana bir şey yapmadı çünkü)
"Baekhyun konuşabilir miyiz?" Dediğinde saate baktım.
"Okula gitmeliyim.... Ama dinlerim."
Hızlıca çantamı ve montumu kapı yanına koyup Sehun Hyungun yanına gittim.
Koltuğa oturup konuşmasına başlamasını bekledim.
"Ben.. Teşekkür ederim, hem çorba için hemde akşam yemeği için.
Ve özürde dilerim sana samimi davranamadığımız için.
Bu akşamı beraber geçirelim, grupla değil. Bir hyungunla.
Sana söz veriyorum çok güzel olacak"
Hızlıca cevap verip kapıya ilerledim.

"Böyle bir etkinlik diğerkinler tarafından hoş karşılanmaz ve zaten benim dershanem var teşekkür ve özür için bir şey yapmanıza gerek yok, telafiye gerek yok.İzninizle.."

Baconumla yollar adlı kitap yazsam 8 ciltlik seri olurdu ama tabiki hoşnutum bu durumdan.

Herneyse...
Sehun Hyung garip biri yani tarafsız gibi? Diğerkinler kadar sert değil yani bir Kyungsoo-shi kadar değil ve eminim oda maknae olarak geleceğini düşünüp tedirgin olmuştu, herneyse
Okula geldiğimde Annemin kızkardeşinin veledini görmüş ve arkasından gizlice ilerlemeye başlamıştım.
Sonra hızlıca sırtına atladığımda yere düşmeden dengesini korudu ve
"Salak ya düşseydik?"dediğinde
"Sanki hiç düşmedik gerizekalı"
Demiştim. Sırtından inip önüne geçtim

"Ee yine ne olduda yolun buralara kadar geldi?"dediğimde

"Teyzem seni kontrol etmem için yolladı."dediğinde gülmüş ve

"Sana anlattıklarımı ona anlatmayıp iyi diyip annemin kurabiyelerine saldırıyosun bilmiyorum mu sanıyosun hayvan?"
"Oldu mu ama Bacon hazretlerinin yanında? Hım?"
Kahkahalarla gülmüştüm.
Uzun bir süreden sonra ilk samimi sözdü neredeyse.
Tae kolumu tuttu ve
"İzin aldım öğle arasına kadar kaçırıyorum seni!" Dediğinde kıkırdamıştım.
"Aman sevgilin kıskanmasın?" Dediğimde
Yapmacık bir şekilde gülmüştü.
Çantamı sıraya koyup telefonum ve cüzdanımla aşşağı tekrar indim.

Tae'yle olmak güzeldi.
İyi hissettirmişti şerefsiz!
Yürüyerek ilerlerken konuşuyorduk.
Konumuz kesinlikle saçma değildi
Bir kere Kualalar daha tatlıydı!!
Tembel hayvanlar değil!
Tanrı aşkına onları kesesi bile yok!
"Ya Tae sinirimi bozma benim! Kualalar daha tatlı! Tanrım tembel hayvanların tatlı kulakları ve keseleri yok!"dediğimde
"Baek! Hyungunla düzgün konuş velet! Tembel hayvanların siyah göz kenarları gayet havalı!!"
"Aish! Cidden sinirlendiriyosun beni!" Dediğimde saçımı karıştırmıştı.
"Beğendim videoya alıcam" demişti.
Bunu hep yaptığından,video işini, bir şey dememiştim.

Videodan vazgeçerek bomerang çekmişti.
Saçlarımı karıştırfığından ve yukarıdan çektiğinden saçlarım yüzüm belli olmamıştı.
Tae boomerangı atıp
"Kuzenimi okuldan kaçırdım(izinliyiz!) alemlere akalım!!"
Yazmıştı.
Nerede paylaştığını bilmiyorum instagramdandır herhalde?
Herneyse.
"Bence luna parka gidelim."dediğinde
"Olur ama pamuk şekerler senden canım hyungumm~~"
"Ahh kalbim~! " diyip biraz arkaya eğildiğinde daha fazla gülmüştüm.
Gergin olduğum o zamanlar hiç olmamış gibi hissediyordum.
Griden pembeleşmişti bulutlarım.
Tae gibi bir kuzenim olmazsa ne yapardım bilmiyorum.

"TAE TANRI BELANI VERSİN!! NİYE BUNA BİNDİK BİZ!!" Diye çığırdığımda Tae daha çok kahkaha atmıştı, kahkahası aynı filimlerdeki gıcık kötü kadınlara benziyordu!
Aptal!

Ve görmemek için gözlerimi ellerimle kapatıp bağırmaya devam ettim.
"TANRI AŞKINA İNELİM!! VALLA NE İSTERSEN YAPARIM!!!"
Ona döndüğümde videoyu durdurmuştu. Ellerim yüzümde ona döndüğümden videoyu koyabilirdi.
O garip hızlı ve yukarıdan giden şeyden indikten sonra yürürken videoya baktım.