Dizi festivali?

1.5K 112 6
                                    


"Ben Park Kihyun, şu an DONT WANNA BE YOU ANYMORE dizi festivalindeyiz. Kadrajımızda başrollerden  Byun Baekhyun, Kang Soora, Lee Jung Ki var.
Hızlıca duygularını öğreneceğiz.

-Bay Lee dizi hakkındaki düşünceleriniz neler?"
Bay Lee kolunu omzuma attı ve gülümseyerek konuştu.

"Set ekibi cidden çok iyiydi! İlk defa bir dizide kötü adam oldum ve bu Baekhyun'a denk geldi. Dublör kullanmadığımızı söylemiş miydik? Her neyse dizi ağır dram içersede biz yönetmenleri cidden çıldırttık sonuçta üçümüzde genciz!"

Oradan Kang Hanımefendi gülerek söyledi.
"Sette futbol oynadılar ve ışığı kırdılar." Birbirimize bakıp kahkaha atarken Kang Hanımefendi devam etti.

"Dram sahnelerinde birimiz ağlarken arkadan taklit yaptılar ve bir perdeyi 28 kez çektiğimiz oldu."
Beraber söylendik.
"Noona!" Sonra sırıtıp söyledim.
"Sana makyaj yapılırken uyumanı ve bizim şaheserimizi de paylaşmak ister misin?"

"Yah! Seni küçük velet."

Kahkahalarla röportajı bitirdikten sonra fotoğraf çekildi ve tam o sırada Chanyeol, Minseok ve Jongdae'yi gördüm. Fotoğraf çekildikten sonra hızlıca yanlarına geçtim.

Çaktırmayalım sadece kameralar var diye.
"Woah Hyunglarım gelmiş! Yah teşekkür ederim!" Ellerindeki çiçeği aldı .Gözler bize çevrildiğinde Minseok konuştu.
"Küçük maknaemiz dizi çekecek ve festivaline gelmeyeceğiz ha? Yuvadan uçmadın Byunnie~"
Sonra Jongdae konuştu.

"Öz-ür diler-im*öksürür*" beni taklit ettiğinde sahte ,kimse farketmemişti , kahkahalarımı sundum. Chanyeol saçlarımı karıştırdı.

"İyi iş çıkardın! Gururumuzsun Baekkie~"
Aegyo dolu sesi kalbimi dondursada beynim hala çalıştığından sahte kahkahalarımı sürdürdüm.
Cidden çok sinir bozucuydu tüm bunlar.
Saniyelikte olsa sıkılmış olan yüz ifademi yakalamış olmalılarki bir gazeteci sordu.

"Bay Byun burada olmaktan memnun musunuz?" Birden gelen soruyu adlamlandıramadım ve 'Ne?' Diye nidaladım.

"Neden istemediğim bir yerde durayım ki? Burada olmayı tabiki istiyorum." Söylediğimde tekrar söyledi.

"Az önce cidden sıkkın gözüküyordunuz." Gülümsedim ama asla samimi veya sahte değildi alaycıydı. Ve en sevdiğim gülümsememdi.

"Ne yani sırf bir an sıkkın gözüküyorum diye aslında burada olmak istemiyorum anlamına mı geliyor?" Söylerken yalanımı düşünüyordum ve aklıma geleni hızlıca söyledim.
"Eğer sizi tatmin edecekse okuldan bir arkadaşımla sözleşmiştik gelecekti ama göremedim bu yüzden sıkkındım. Şimdi izninizle."

Arkamı dönüp üyelerle ilerlemeye başladık. Saçmalık! Tamamiyle saçmalık!

"Baekhyun sakin ol." Ah Jongdae söylediğinde çoktan kapıya geldiğimizi anladım.

"Açık vermeyeyim diyorum ama yeter. Gidebilir miyiz? Bir saniye daha duramam burada."
Beni onayladıklarında hızlıca yurda geçtik.

Hah neymiş burada olmak istemiyormuşum! GÜNAYDIN CANIM! Geçti Bolu'nun pazarı sür eşeği Niğde'ye! Tanrım cidden sinir bozucusunuz!
Her zaman gülemem ben! Siktiğimin kaslarını hep çalıştıramam!

İçeri girdiğimizde odaya geçtim. Snirimi üzerimdeki takımdan çıkarırcasına debelendim. Pijamalarımı giydiğimde rahat bir nefes verdim.
Neden bu kadar sinirlendim bilmiyorum. Neden bu kadar hassaslaştım bilmiyorum.

Derin bir soluk bıraktım ve salona geçtim. Ah ne güzle hala bitmemiş olan canlı yayın izleniyordu ve işe bakki benim dedikodum yapılıyordu.

"Şu sıralar bir sorunu var herhalde. Çok yapmacık davranıyor, sakladığı bir şey mi var acaba?"
Alayla güldüm. Kollarımı kavuşturup homurdandım.

"Günaydın reziller." Söylendiğimi düşünmüştüm ama nedense çoğu üye bana bakıyordu. Normalde bir şey demezdim ancak şu an sinirliyim ve düşünemiyorum.
Ellerimi aşağı iki yana açtım:

"Ne ?!" Bağırdığımda Jongdae ayaklanfı ve söyledi:
"Sakin ol, Baekhyun."

Sakin ol ? Sakin ol mu dedi o? Aynen çok elimde zaten sınıra ulaşmış duygularımı zaptetmek.

"Sakin mi olayım? Sakin... SİKTİĞİMİN DUYGULARINI ZAPTETMESİ MÜKEMMEL KOLAY ZATEN DİMİ?! İÇİME SIĞMIYORLAR VE NEREYE BOŞALTMAM GEREKTİĞİ HAKKINDA HİÇBİR FİKRİM YOK! Salaklar arkamdan dedikodumu canlı yayında yapıyorlar kim bilir nasıl yorumlar gelmiştir düşüncesiyle boğuşuyorum! Siktiğimin eserinizden memnunsunuzdur umarım. İyi eğlenceler." Odaya geçtim.

Ben bunu istemedim! Siktiğimin hayalleri bunlar değildi! Değildi işte! Ben en çok onlarla gülecektim, en az onlarla ağlayacaktım, ben üzülmeyecektim en azından bu kadar üzülmeyecektim.
Ama şimdi siktiğimin eşyalarımı alıp annemin ve babamın yanına kaçasım var.... Hatta beden olmasın?! Siktirip gidiyorum burdan.

Hızlıca Jinnie Hyungu aradım. Diğerleri kaçmama yardım etmezdi ama o yardım edebilirdi.
Tırnağımı yerken durdurmadım kendimi, bozulsa da bundan böyle umursayan olmayacaktı nede olsa.

"Baek?" Uykulu sesi geldiğinde hızlıca konuşmaya başladım.

"Hey hey sen vokalsin ne hız böyle? Yeni uyandım anlamıyorum yavaşla bakalım."
Derince nefes aldım.

"Hyung eve gitmeme yardım et."

"Siktir! Ne?" Sonlara doğru fısıldadı, diğerkinlerleydi herhalde. Birkaç sesten sonra söyledi.

"Şimdi anlat bakalım neler oldu?"

"Öncelikle bu aramızda bir sır, tamam?"
Söylediğimde beni onayladı sessizce yanıtladım onu.

"Hyung ben yoruldum. Mesaj falan değil ben üyeler yüzünden yoruldum. Çok yorgunum ve içimdeki duyguları artık zaptedemiyorum.
Fışkırıyorlar ama hiçbiri doğru zamanlarda değil. Bunu onlara anlatamıyorum bile. Anlamıyorlar çünkü."

"Baekhyun emin misin? Gruptan ayrılmak istediğine?"

"Aslında 2 haftalık tatilim var onu annemlerin yanında harcayıp öyle karar vermeyi düşünüyorum. Büyük bir ihtimalle ayrılacağım."

Detayları oluşturduktan sonra telefonu kapattım. Annemi aradım, ablamı, abimi, TaeTae'yi, Daehyun'umu. Kimseye anlatamadım ama ima etmiştim.

Hızlıca yarın için çantamı hazırladım ve yatağa geçtim.
O sırada bedenim aklıma gelen şeyle kaskatı kesildi.
Bugün gelecek olursa onu engellemem lazımdı, ama nasıl?

İlahi Bakış Açısı:

Mesaj gelmeyeceğini düşünmüştü. Bir yanıt bekleyemeyecek kadar umutsuzdu çünkü.
İki gündür mesaja bakıyordu. Yapabildiği tek şeydi bu.

Birden cesaretlendi. Öyle büyük bir cesaretti ki bu ikisini de zora sokacak ama kaçamayacakları bir cesaretti bu. Sehun son defa umdu ve hızlıca tuşlara bastı.

En başındaki cesareti uçmuş gibiydi, şimdi sadece telefondan gelen arama sesiyle endişeleniyordu.
Son kez lafını bozup bir kez daha umdu:
"Lütfen açma!"

Lakin bu Çin'de bir başına olanın sesini duymasına engel değildi.

"Alo? Sehun?"

Birkaç şey geveledi ağzında ve en son fısıldadı.

"Seni özledim."

Ve ikiside aramayı sonlandırmadı sabaha kadar nefes sesleriyle uykuya daldılar.

Bu ikisi içinde en iyi gecelerdendi.

🌑🌒🌓🌔🌕🌖🌗🌘🌑
#YouDidWellJonghyun

Hyung? [ChanBaek]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin